Muhammet Demir hakkında her şey!

Trabzonspor'un yeni transferi Muhammet Demir, Trabzonspor dergisine çok önemliş açıklamalarda bulundu.   İşte Muhammet'in o röportajı!   Futbol yaşantın nasıl başladı?   Futbol yaşantım, kendimin farkına vardığım an başladı. O andan sonra da aklımdan başk

Trabzonspor'un yeni transferi Muhammet Demir, Trabzonspor dergisine çok önemliş açıklamalarda bulundu.

İşte Muhammet'in o röportajı!

Futbol yaşantın nasıl başladı?

Futbol yaşantım, kendimin farkına vardığım an başladı. O andan sonra da aklımdan başka ne yapabilirim düşüncesi bile geçmedi. Açıkçası dünyada başka bir mesleğin olduğunun farkında bile değildim. Bana göre sadece futbolcu olabilirdim ve Allah da nasip etti. İlk olarak Zonguldak Ereğli’de okul takımında oynamaya başladım. Orada hocalarım performansımı beğendi ve beni amatör takım olan Ereğli Belediye Alt Yapısı’na verdiler. O dönem Zonguldak minik takımlarda şampiyon olduk. Ankara’da turnuvaya katıldık. Orada yine beni fark ettiler ve böylelikle Bursaspor Alt Yapısı’na geçmiş oldum. Sonrasında ise herkesin bildiği gibi Bursaspor ve Gaziantepspor’la devam ettim.

24 Mayıs 2009 yılında Gaziantepspor ile oynanılan Süper Lig müsabakasında, maçın bitimine son 4 dakika kala oyuna girdin ve böylelikle ilk Süper Lig maçına çıkmış oldun. Hayatının o dört dakikasını bizimle paylaşır mısın? Nasıl geçti o dakikalar?

Açıkçası sadece müsabakanın bittiğini ve nefes nefese kaldığımı hatırlıyorum. Maçla ilgili başka hiçbir şey yok hafızamda. İlk karşılaşma her zaman biraz tuhaftır derler, hakikaten çok tuhaf hissetmiştim. İnsanlar yanımdan makine gibi geçiyor ve sanki benden üç beş kat daha farklı güce sahip gibiydiler.

Peki, bu hislerini hangi maçta yendin? Ne zaman onlardan biri olduğu fark ettin?

Denizlispor ile kupa maçı oynamıştık; o zaman kendimi sahaya biraz daha ait hissettim ve diğer maçlarda da artık tamamen bu duygularımdan sıyrıldım.

Bursaspor’a nazaran Gaziantepspor’da daha fazla forma şansı buldun. Bunu neye bağlıyorsun?

Bursaspor’da camia olarak bir sıkıntım ve problemim hiç olmadı. Hem yönetim hem de taraftar bana karşı hep hoşgörülü oldu. Ama kendimi hiçbir zaman çok değerli hissedemedim. Millî Takım’a gidiyordum ve kulübe geri döndüğümde eksik olan bir şeyler var gibiydi. Açıkçası biraz dışlanmış gibi hissettim. Benim tek arzum o değerin içinde yer almaktı.

Gaziantepspor’a transfer olduktan sonra Tolunay Kafkas’ın seni fark etmesiyle açılan yollar, daha sonra antrenörlük görevine getirilen Abdullah Ercan ile şansa dönüştü. ilk kez ilk 11’de yer aldığın Süper Lig karşılaşmasında iki gol ve bir asistle beklenen patlamayı gerçekleştirdin. Neler söyleyeceksin, hangi maçtı hatırlıyor musun?

Bursaspor’dan Gaziantep’e geçtiğimde altı ay kadro dışı kalmıştım. Bunun sıkıntısını Gaziantepspor’da yaşayacağımın farkındaydım ve devre arası zaten bunu bilerek gitmiştim. Beş altı ay, hem takıma ayak uydurayım hem de yavaş yavaş oynamaya başlarım diye düşündüm. O dönem antrenörümüz Tolunay Kafkas’tı. Oynamadan geçirdiğim zamanların sıkıntısı vardı. Tolunay hoca beni yavaş yavaş hazırlamaya başladı ama forma şansı veremedi. Abdullah hoca ise takımın başına geldiğinde beni direkt oyunun içine attı. Gençlerbirliği maçı, benim Süper Lig’de 11 oynadığım ilk karşılaşma oldu.  Mücadeleye iki gol bir asistle başladım.

Ayrıca bu maçta karşılaşmanın da futbolcusu seçilmişsin?

Genç bir oyuncunun onbir olarak ilk karşılaşmasını iki gol bir asistle bitirmesi çok olumlu bir başlangıç. Allah herkese nasip etsin. Gençlerbirliği maçından sonra oyunculuğuma hep olumlu şekilde devam ettim. Zaman zaman kötü zaman zaman iyi işler yaptım. Benim için çok güzel bir dönemdi diyebilirim.

Galatasaray’a attığın topuk golü çok fazla konuşuldu, bir de senden dinlesek?

Gaziantepspor’da ikinci maçım, Galatasaray karşılaşmasıydı. O zaman Arena daha yeni yapılmıştı. Maçtan önce otelde kendi kendime, “Ben bugün topukla gol atacağım” dedim. Garip ama böyle derin bir his sardı beni. Çıktım ve gerçekten topukla gol attım. O an inanılmazdı; şaşırdım ve mutlu oldum.

İki sezona yakın bir sakatlık dönemin oldu. Bu süreçteki psikolojini anlatır mısın? Umudunu kaybettiğin oldu mu hiç?

Gerçekten çok zor zamanlar yaşadım. Ama bu duruma rağmen pes etmeden çalışmak zorunda olduğumu da öğrendim. Yaşadıklarım beni olgunlaştırdı. Bir kere umutsuzluğa kapıldım ve artık olmayacak dedim. Çünkü sakatlık sürecim uzundu ve her gün saatlerce yüzde yüz konsantre ile çalışmak zorundaydım. Beni en çok zorlayan da bu olmuştu.

Millî Takım kariyerini konuşalım biraz da… Önüne Millî Takım anlamında koyduğun hedefin Euro 2016 olduğunu   her fırsatta dile getiriyorsun. Bir de başka bir söyleşinde, ‘Millî Takım formasını giyince kendimi kaybediyorum” demişsin. Tam olarak ne anlatmak istiyorsun?

Genç Millî yaş gruplarının hepsinde bulundum ve kaptanlık yaptım. İki defa A Millî Takım’a gittim. Millî Takım olayına  farklı bakıyorum. Biraz fazla milliyetçiyim. Sakatlıklarımın yüzde 75’ini Millî Takım’da yaşadım. Sakat olduğum hâlde oynadım. Hataydı belki ama oynadım. Bunun her şeyi özetlediğini düşünüyorum.

Trabzonspor’a transferin nasıl gerçekleşti, bu yolculuğa çıkmaya nasıl karar verdin?

Trabzonspor, Bursaspor Alt Yapısı’ndan A Takıma yükseldiğim andan itibaren benimle iletişim hâlindeydi. Hatta Gaziantepspor’a gideceğim zaman buraya gelmemi istiyorlardı. Ama Bursaspor’dan ayrılma nedenim oynamamaktı. Ligde hiçbir maçım yokken Trabzonspor’a gelseydim yine aynı şeyi yaşayacaktım. Bu büyük bir hata olurdu ve Bursaspor’dan ayrılmamın da bir anlamı kalmazdı. O yüzden oynayabileceğim bir takımı tercih etmek en mantıklısıydı. Ben Trabzon’a doğru zamanda geldiğimi düşünüyorum. Başkanımız Muharrem Usta, bir televizyon kanalında beni transfer etmek istediklerini söylemişti. O an çok mutlu olmuştum. Çünkü biz Gaziantepspor’da takım olarak çok zor işler yapıyorduk ve açıkçası bu mücadelemizin bir türlü kıymet gördüğünü hissedemiyordum. Ama Başkanımızdan o sözleri duyunca hem takımım hem de kendi adıma çok gururlandım. Bu benim için önemliydi. Zaten ardından olaylar gelişti, kulüpler görüştü. En son Başkanımız Muharrem Usta beni arayıp, “Hayırlısı olsun, bu iş oldu” deyince ben de kalkıp hayallerimin takımına geldim.

Trabzonspor’da daha önce aynı takımda forma giydiğin isimler var mı?

Genç Millî takımlarda beraber oynadığım arkadaşlarım olan Yusuf Erdoğan, Sefa Yılmaz, Okay Yokuşlu gibi isimler var.

Bu durum, takıma adapte olmanı kolaylaştıracak gibi görünüyor değil mi?

Kesinlikle… Zaten şimdiden samimi bir ortam oluşturduk. Uyum ve anlaşma olayı, bir futbolcu için oldukça önemlidir.

Trabzonspor taraftarları seni fazlasıyla merak ediyor. Onları nasıl buluyorsun ve hangi mesajı vermek istersin?
Taraftarlara ailemden aşinayım. Bizimkilerin Trabzonspor’a olan sevdaları çok derin, o nedenle ailemden yola çıkarak taraftarlarımızın neler hissettiğini, neler düşündüğünü daha iyi anlayabiliyorum. Ben de onlara yardımcı olmaya çalışacağım.

Kendinde geliştirmen gereken özelliğin var mı?

Gaziantepspor’da çok fazla atak oynayan bir takım değildik. Ben de forvet oyuncusu olduğum için kendimi daha fazla geliştirme açısından sıkıntı yaşıyordum. Bu durumu burada atlatacağıma ve yeteneklerimin üzerine yenilerini koyacağıma inanıyorum.

İlk havalimanına indiğinde neler hissettin, sanki biraz heyecanlı görünüyordun?

Buraya geldiğimde saat biraz geç olmuştu ve bu kadar kalabalık bir grubun beni karşılayacağını tahmin etmiyordum. Onları karşımda görünce heyecanlandım, konuşamadım.

Trabzonspor’da büyümüş, yetişmiş tecrübeli bir isim Hami Mandıralı’nın öğrencisi olcaksın. Neler hissediyorsun?

Hami hocamla Genç Millî Takımlarda çok çalıştım. Benim neler yapabileceğimi, nasıl bir insan olduğumu birçok kişiden daha iyi biliyor. Burada olması, benim için bir artı oldu.

İleriye dönük hedefin nedir?

Şu an tek hedefim, sahaya çıkıp gollerimi atmak ve her zaman dediğim gibi Avrupa Şampiyonası’na giderek kendimi ve ülkemizi göstermek.

Dışarıda oynayan bir Trabzonlu olarak buraya deplasmana geldiğin zamanlarda neler hissederdin? Mesela, arkadaşlarınla neler konuşurdun?

Aslında hislerim karmakarışık olurdu. Özellikle ısınmalara çıktığımızda taraftar sürekli beni çağırırdı. Takım arkadaşlarım rahatsız olma noktasına gelirdi. Burada yaşadığım en farklı ve yoğun duygu buydu. Sonuçta sürekli benim gelmemi isteyen Trabzonspor taraftarlarının sesi vardı kulaklarımda. Takım arkadaşlarım bana espri yaparak, “Yeter artık! Git de kurtulalım” derlerdi.

Trabzonspor’a transfer olduğunu duyduklarında ailenden ilk kim aradı seni?

Onlar aramadan ben onları aramak zorundaydım. Başka yerden duyarlarsa beni öldürebilirler.

Gaziantep’te uzun yıllar geçirdin. Ayrılmak zor oldu mu?

Gaziantep’e gittim ve iyi ki de gitmişim diyorum. Hem güzel bir şehir tanıdım hem oradaki dostlukları gördüm. Bir yerde beş sene geçirmek bir futbolcu için uzun bir süre. Ayrılırken duygusal anlar yaşadım çünkü ben Antep’te hayatı öğrendim.

İnandığın bir uğurun var mı, özellikle maçlara çıkmadan önce ne yaparsın?

Sadece dua okuyorum.

Karadeniz yemeklerinin hangisini seviyorsun?

Kuymak yemeyi çok severim.

Hobilerin neler?

Tatil dönemlerinde yaptığım her şey benim hobilerimdir. Sinemaya gitmeyi çok severim.

Özel bir koleksiyonun var mı?

DVD koleksiyoncusuyum.

Müzikle aran nasıl? Arada söylediğin olur mu?

Önceden çok dinlerdim şimdi ise arada bir mırıldanmam bile. Çünkü sesim çok kötü.

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Trabzonspor Haberleri