Muharrem Usta: "Özgüvenimi Trabzonspor'a borçluyum"

Başkan Muharrem Usta'dan önemli açıklamalar...

Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta verdiği bir röportajda özgüvenini Trabzonspor’a borçlu olduğunu söyledi.


İşte Başkan Usta’nın o röportajı;

EN BÜYÜK HAYALİM DOKTOR OLMAKTI

Sene 1989…

Yeni doktorum. Mecburu hizmet kurası çektim ver elini Tunceli Mazgirt. Bir taraftan da uzmanlık sınavım var, ona da girdim ve kazandım.

Mecburen yasa gereği başlayıp dönmem gerekiyordu. Mazgirt’in de nahiyesi hatıram üç gündür.

Daha sonra İstanbul’da KBB ihtisası yaptım.

1992 Yılında KBB uzmanı oldum, tekrar kura bu defa Mardin Kızıltepe.

(Elleriyle bir şeyi süpürür gibi hareket ettikten sonra devam etti anlatmaya)

Hayatta bazı ince çizgiler vardır ki, o çizgiler gerçekten insanın geleceğini belirlemede enteresan bir şekilde mihenk taşlarını oluşturur. Doğası gereği çocukluğundan beri doktor olmayı istiyorsunuz, doktor oldun, her doktor uzman olmak ister, onu da hiç vakit kaybetmeden oldum.

GAZİOSMANPAŞA, SULTANÇİFTLİĞİ’NDE BİR KLİNİK AÇTIM

Çeşitli nedenlerden dolayıMardin Kızıltepe’ye gitmedim. (Özel olduğunu, kurayı başka bir yere de çekseydi aynı şeyleri yapabileceğini söyledi)

Dumanı tütün çay bardağını çatlamış dudaklarına getirdikten sonra bir müddet öylece bekledi Muharrem Usta:

Gitmeyince de doktorluk yapma hakkınız olmuyor. Düşünün, çocukluğunuzdan beri doktor olma hayali kuracaksınız, onu da elde etmişsiniz, yeni bir hayat başlayacak ve siz gidemiyorsunuz.

Geriye dönüp baktığımda şunu görüyorum, gitseydim ne olurdu; mecburi hizmet, devamında ülkede hayatına devam eden bir doktor olarak sürdürecektim…

(Belleği hasarlı binalar gibiydi Trabzonspor başkanının)

Doğuya gitmeyince İstanbul’da bir şeyler yapmam gerekirdi. Bunun da doktorluğa yakın bir meslek olması gerekiyordu. Gaziosmanpaşa, Sultançiftliği’nde bir klinik açtım, 8-10 arkadaşı bir araya toparlayarak.

Oradan başlayan bir hayat, o süreç bugünkü Medikal Park ve Live Hospital’ı doğurdu.

Kader insanın çalışmasına bağlı olarak şekilleniyor. Doktorluk yapmayarak, işletmecilik yaparak 25 yılda, 20 Bin çalışanıyla Türkiye’nin en büyük sağlık kurumu oldu…

Futbol kulüplerinde de böyle çizgiler vardır. O çizgiler şekillenirken sizin alacağınız, vereceğiniz kararlar olayın şeklini değiştirebiliyor. Bu her meslek kuruluşunda aynıdır, her insan için geçerlidir. Konumuz futbol, futbol kulüpleri için de bu geçerlidir.

EN GÜZEL GÜNLERİM KÖYÜMDE GEÇTİ

İlkokulu köyümüzde okudum. Eski ismiyle Mude, yeni ismiyle Gündoğdu, yeni stadımıza 5 Km. uzaklıkta. İlkokuldan sonra Cumhuriyet Ortaokulu ve Trabzon Lisesi’ne gittim.

Köyde iki aracın geçtiği genişlemiş yerlerde top oynardık hep. Hey gidi günler hey!

20 Metre uzunluk, 8 metre genişlik. Böyle bir saha tanımı var mı? Emsallerim arasında en iyi oynayanlardan olduğumdan tercih edilen futbolcu hep ben olurdum. Rahmetli annem derslerimi, bağ ve bahçe işlerimizi bitirmediğimiz zamanlar top oynamama izin vermezdi.

“En güzel günlerim köyümde geçti…” derken, annesini andığında gözleri doldu, dokunsanız ağlayacak gibiydi Muharrem Usta.

Mısır ekmeğini yoğurda doğrayıp yediği, ananım ekşi ayranı dediği, karalâhana, turşu kavurması ve kuymak gibi yiyeceklerden bahsettiğinde, tavandaki avizenin ışığı odada festival havası estiriyordu adeta!

“Futbolcu olmayı hayal ettiniz mi?” sorumuza net cevap verdi:

“Hayır! Sadece doktor olmayı istiyordum… ”

ÖZGÜVENİMİ TRABZONSPOR’A BORÇLUYUM

Bir iç çekerek, çok uzaklardan gelen bir sesi dinlermiş gibi yaptıktan sonra devam etti başkan:

Trabzonspor’un şampiyonlukları çocukluk yıllarımıza sığdı.

1983-1984 Yılındaki şampiyonlukta İzmir’de üniversiteye başladığım ilk yıldı. Doğal olarak büyük bir kentte yabancılık hissediyorsunuz. O şehirde kendime olan özgüvenin tavan yapmasını Trabzonspor’a borçluyum. O anlamda Trabzonsporlu gençlerin de aynı duyguları yaşamalarını çok ama çok istiyorum.

“O TARİHLER BİRİLERİ SİZE BİR GÜN BU TAKIMIN BAŞKANI OLACAKSINIZ” DESEYDİ, NE DÜŞÜNÜR DÜNÜZ?

Büyük hayallerim vardı ama Trabzonspor’un başkanı olmayı hiç düşünmemiştim, ta ki 5-6 sene evveline kadar hayalini hiç kurmadım.

HEP O ÇOCUKLAR VE ÇOCUKLUK YILLARIM AKLIMA GELİR

Her maça gidişimizde her Trabzonsporlu çocuğun yaptığı gibi, sırada olan birine “ ağabey beni de maça alsana “ diye yalvarıyorduk… Bugün stat çevresinde gördüğüm her çocuk o yılları aklıma getirir. Her maç günü o çocuklardan biri oluyorum…

Yurt içi ve yurt dışı dahil her maça gitmeye çalışıyordum. Taraftarın arasında maç izlemeye bayılıyordum. Kimse tanımıyor, bilmiyor ya bu da benim çok hoşuma gidiyordu. 

Üniversitede 20-25 kişilik bir grubumuz vardı, hiçbir maçı kaçırmıyorduk.

GENÇLERİMİZİN GELECEĞİNE TRABZONSPOR YÖN VERİYOR

Bizim bir şekilde Trabzonspor’u yeniden ayağa kaldırıp, gençlerin Trabzonspor’a sırtını dayayarak daha dik, daha cesaretli bir şekilde toplum içerisinde yürüyebilmesi lazım. Bunu çok önemsiyorum.

Kendi takımları liglerde başarılı olduğu dönemlerin gençleri toplumda daha aktif, daha başarılı, daha belirleyici, daha etkili olurlar.

Bizim, gelecek kuşaklara bunu yaşatma diye bir zorunluluğumuz var. Buna gerçekten inanıyorum. O nedenle Trabzonspor’un mutlaka başarılı olması gerekiyor, kesintisiz iyi dönemi yakalaması lazım. Bir defaya, bir yıla mahsus başarıdan bahsetmek istemiyorum. Her sene şampiyon olmayabilir ama her sene zirveye oynayan bir Trabzonspor’u yakalamamız lazım. Çünkü ona sırtını dayayıp gününü onunla geçiren, ondan destek alan, onun gücüyle toplumda yer bulmaya çalışan çok gencimiz var, onlara bunu yaşatmalıyız. Biz onu doyasıya yaşadık. Şimdi o başarıyı yaşatma sırası omzumuzda. Yaşayanlar olarak bunun ne olduğunu biliyoruz. O zaman gençlerimizin kendi arkadaş gruplarında kuracağı ilişkililer eskiye oranla çok daha iyi olacak.

İLK KONGREYİ AZ BİR FARKLA KAYBETTİĞİNİZDE NELER HİSSETTİNİZ?

O seçimi kesin kazanacağımızı düşünüyordum. Sonradan gördüm ki, tecrübeniz kadar geleceği görebiliyorsunuz, inşa edebiliyorsunuz. Böyle bir tecrübem yoktu. Ekip içinizde konuştuklarınıza sizde inanıyorsunuz. Ben o seçimi açık ara kazanacağıma inanıyordum. Ekip arkadaşlarım bana öyle mesajlar veriyorlardı ki, bu da bir tecrübe oldu. Bugünkü seçim tecrübem olsaydı, o seçimi farklı kazanırdık. Bir seçim kazanmanın, bir seçimde yarışmanın ne demek olduğunu daha önce hiç yaşamamıştım.

O seçimi kaybettiğimizde kendi adıma değil Trabzonspor adına çok üzülmüştüm. Bunu her yerde söyledim ve de şunu yaptık; o dönemki Trabzonspor başkanını yıpratmamaya, Trabzonspor’a destek olmaya çalıştık. Seçimi az bir farkla kaybeden başkan adayı olarak zararım dokunsun istemedim. Bilakis katkı yapabilmek için çok çalıştık. Şunu kesin iddia ediyorum; o gün başkan seçilmiş olsaydım, Trabzonspor bugün bambaşka yerlerde olurdu. O üç yılın çok büyük kayıp olduğuna inanıyorum. Aslında Trabzonspor 2010-2011 Yılından beri hep kaybediyor ya!

İlk seçimde girdiğim Trabzonspor ile son seçimde devraldığım Trabzonspor arasında dağlar kadar fark var! Benim gözümden fotoğraf budur…

KAYBETTİĞİNİZ SEÇİM SONRASI YENİDEN ADAY OLMAYI DÜŞÜNMÜŞ MÜYDÜNÜZ?

Doğrusu çok fazla düşünmemiştim. Sadece Trabzonspor’a destek olabilme, o gün büyük bir yük vardı,  basketbol takımı da ortada kalmıştı. Basketbol takımına önceden beri verdiğimiz bir destek vardı ve bu desteği sürdürmemiz gerekiyordu. Basketbol takımı tamamen ortada kalmıştı. Liglerin başlamasına az bir süre kalmıştı. Kulübün sahipleneni de yoktu. O günlerde bir karar vererek hiç değilse basketbol takımı ortadan kaybolmaması adına orayı sahiplenmeye karar verdik, arkadaşlarımla birlikte.

2-3 yıl içerisinde basketbolda Trabzon’umuzun tarihine büyük bir başarı yazdırdık; Trabzonspor Medikal Park basketbol takımı final oynadı. Son salisede kaybettiğimiz şampiyonluk sonrası salonda ağlayanların görüntüsü aklımdan çıkmıyor, o günü unutmam mümkün değil.

Final Four maçlarında harikalar yarattık. Almanya ve Fransa ile yarıştık. Düşünün Almanya’nın elinden böyle bir turnuvayı aldık… Trabzon tarihinde, basketbolda böyle bir şey bir daha olur mu bilmiyorum?

FinalFour’u en iyi yaşayan kentler arasında Trabzon 1. Seçildi. Bizim için gururdur bu… Zira Avrupalıların bu konuda endişeleri vardı… O dönem bunlarla uğraştık ve de çok başarılı olduk. Futbolda bunu başaracağız…

TRABZONSPOR’UN İTİBARININ ZEDELENMESİ AĞRIMA GİDİYORDU

Bu düşünceye şartlar itti beni; karar verdiğimde seçimlere 17 gün vardı.

Birçokları bilmez, Trabzonspor’la yatan, Trabzonspor’la kalkan, kısaca onunla yaşayan biriyim. Hani bazı babalar çocuklarını uyurken öper, sever, koklar ya, Trabzonspor’a olan aşkım ve sevgim de onun gibidir!.

Trabzonspor zor bir süreçten geçiyordu. İtibarının zedelenmesi ağrıma gidiyordu. Trabzonspor bu ülkede devrimin adıdır. Kıt imkânlarla dev başarılara imza atan bir kulüptür. Bunu defalarca tekrarlayan bir kulüpten bahsediyoruz. Taraflı tarafsız herkes tarafından sevilen bir takımın kamuoyunda negatif anılmasına müsaade edemezdik. Küçümsenecek bir şekilde anılması beni çok rahatsız etmişti.

Bu tarz durumlarda topu başkasına atmak, kim yapıyorsa yapsın demek kolaydır. Bu kadar emekler harcanarak büyük başarılara imza atmış takımı yeniden ayağa kaldırmak boynumuzun borcu idi.

Sorumluluk istememin nedeni; milyonlarca Trabzonsporlunun başı önde eğik gezmesine kahrolmamdandı. Hep üniversite yıllarım, genç jenerasyon ve futbola küsmüş Trabzonsporlular aklıma geliyordu.

Çocuklarını Trabzonsporlu yapan babaya çocukların sorduğu soruyu bana da sorardı çocuklarım:

“Baba Trabzonspor o eski günlerine dönebilecek mi?”

SİZ NE CEVAP VERİYORDUNUZ SEVGİLİ BAŞKAN?

“Trabzonspor çok büyük bir camiadır. Kenetlendiği, birlik beraberlik sağlandığı zaman önünde kimse duramaz. Biraz sabır çocuklar, o camiadan birileri mutlaka çıkıp fitili ateşleyecektir…”

Kelimeler nehir gibi akıyordu Muharrem Usta’nın ağzından, “ Nasip bizeymiş” derken yüzü aydınlandı!

KARAMSARLIĞA KAPILDIĞINIZ ANLAR OLDU MU?

Pes etmek, karamsarlık gibi bir duygu ile benim yan yana olma ihtimalim sıfırdır. Şartların zor olduğunu gördüm, biliyordum da. Başladıktan sonra şartların bize sunulduğundan çok daha ağır olduğunu gördüm. Ama bu güne kadar asla ve asla karamsarlığa kapıldığım hiçbir şekilde olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. Biz böyle bir mirasın ayağa kalkması için neler yapılması gerektiğini biliyoruz.

Yeter ki birlik olalım, inanalım, herkes elini taşın altına koyarsa başarı, mutlu son daha erken gelir. Biz yönetim olarak inanıyoruz, bize güvenenler de inanıyor. Herkesin inanmasını rica ediyorum.

 “Başaracağız, başarmalıyız. Başka da şansımız yok zaten” derken, başkanın enerjik, keskin ve dikkatli bakan gözleri dikkatimizi çekmeye yetiyordu…

ÖNEMLİ OLAN KÖTÜ GÜNDE TRABZONSPOR’UN YANINDA OLMAKTIR

Camiada bazıları karamsarlığa kapılıp “ Eyvah, Muharrem Usta da bu işi başaramayacak” deyip, karşı duruş sergileyenleri gördükçe üzülüyordum. Ne olacağını ben kestirebiliyordum ama onlara bunu aktarabilmek çok zordu… Kendilerinin bu derece karamsarlığı girmemeleri gerektiğini düşünürken, onların çok üzüldüğünü gördüğümde ben de üzülüyordum.  En çok da şunu üzülmüşümdür; bize inanan ve destek veren, zor geçen dönemde, “ sizin destek verdiğiniz başkanla da bu iş olmayacak” diyerek, bize destek verenlerin zorda kaldıklarını gördüğümde adeta kahroluyordum…

Oysa Trabzonspor’un ayağa kalkacağını rüyamda gördüğüm gibi görüyordum; bundan sonra neler olacağını da görüyorum..! Bize destek verenler bunu görmeseler de bize inanıyorlardı…

Benim için Trabzonspor’a zor gününde destek olanlar çok değerlidir… İyi günde herkes Trabzonspor’un yanında yer alabilir, önemli olan kötü günde Trabzonspor’un yanında olmaktır.

İKİNCİ YARI YAPILAN HAMLELERİ İLK YARIDA YAPABİLSEYDİM DEDİĞİNİZ ANLAR OLDU MU?

Sezon başı 7 transferimiz oldu fakat bu transferlerle ilgili şunları söyleyebiliyoruz, 7’nin 4’ü tuttu; Durica, Bero, Castillo, Onazi…

4 oyuncu ile ilgili Trabzonspor camiasında olumsuz söyleyen bir insan göremezsiniz. Castillo’nun satın alınma süreci inanılmaz bir süreçti. Castillo’nun alınışında, yönetimdeki arkadaşlar çok iyi bilirler, öyle bir risk aldım ki, kulüpteki profesyonel arkadaşlarım bana şunu söylediler “ yapma başkan, alma bu riski, UEFA’da hayatımızın en ağır cezasını alabiliriz… Herkes eyvah, başkan öyle bir şey yaptı ki… Yandık!” dediler. Ben o kadar kararlıydım ki o konuda, o riski aldım ve dallas kulübü benim almış olduğum riskin karşısında direndi, direndi ve sonunda pes etti… Anlayacağınız Castillo kolay alınmadı bu kulübe.

Her şey bir anda olmayabilir, her şey yerli yerine oturmayabilir. Herkes gerçek Castillo’yu şimdi görmeye başladı. Onlar Trabzonspor’u çok iyi yerlere taşıyacaklar…

HACİZ KAMYONLARIYLA UĞRAŞTIK

Transferlerin geciktiğini görünce, kulübün de başka olağanüstü işleri vardı o dönemde, işi gücü bırakarak Durica ve Bero için Slovakya’ya gitmek zorunda kaldım. Zaman geçiyor, transferlerde sorun yaşıyorsunuz. Niye? İtibarı o kadar bozulmuş Trabzonspor vardı ki, kimse size oyuncu vermiyor. Bir tarafta kulüpte 100’ün üzerinde haciz var, her gün kamyonlarla uğraşıyoruz.50’ye yakın elimizde oyuncu var, hepsinin kafasında Trabzonspor bitmiş, geleceği onlarla inşa etme şansımız yok, 50 milyon EURO’ya yakın bütçesi olan bir takım var, kontratlar uzun süreli, bunları çözmeniz gerekiyor, her alanda bir savaş veriyorsunuz.

Bu kadar zorluğun olduğu bir dönemde, sene başında sihirbaz gibi “hop” bir takım kur ve oynasın. Böyle kolay bir dünya yok. Haliyle Castillo olmak üzere yapılan transferler risk alınarak yapılmıştır.

İŞ ADAMI ARKADAŞLARIMI DEVREYE SOKTUM

Durica’yı almak, ikna etmek o kadar kolay olmadı. Eşiyle oturup konuştum, kendisiyle defalarca konuştum. Ersun hoca konuştu. Onazi’nin alınması da kolay olmadı. Lazio kulübüne daha önceden borç varmış. Trabzonspor’a oyuncu vermek istemiyorlardı. Lazio kulüp başkanını tanıyan İstanbullu iş adamı arkadaşlarımı devreye soktum. İtalya’da da üç gün kaldım. Trabzonspor’un geçmişten kalan tüm borçlarını ödedikten sonra Onazi’yi alabildik.

Lazio kulübünde mutsuz olan Onazi, Trabzonspor’da hayatının en mutlu ve sorunsuz günlerini yaşıyor. Sadece o mu, diğer oyuncuların da hepsi Trabzonspor’da olmaktan son derece mutlular.

BU 4 OYUNCU TRABZONSPOR’UN ANA OYUNCULARI

Bero daha çok genç bir oyuncu. 5’inci kim? Rusya’dan aldığımız Ramil.

Ramil’i biz yetiştirmek için aldık. Şimdi ise Slovakya’nın liderine yetişmesi için verdik, sıradan bir takıma da gitmedi. Ramil 1, 5 yıl sonra iyi bir oyuncu olarak geri dönmüş olacak. 3 Milyon EURO satın alma opsiyonlu olarak kiraladık.
Devre arasında transfer yaparken bile gelecek yıl kadro olarak Trabzonspor’u geleceğe taşıyacak oyunların planlamasını da yapıyoruz bir yandan.

Ramil’e senelik 300 Bin EURO veriyorduk. Yeni anlaşmayla 150 Bin’e indirdik fiyatını. Bunun yarısını Slovak takımı, yarısını da biz veriyoruz. Yani bize maliyeti aylık 10 Bin EURO.
Demek ki 7 oyuncunun 5’inde doğru tercihte bulunmuşuz…

İBANEZ’İ DE VERECEKTİK

İki oyuncuda isabet sorunumuz var; biri İbanez, diğeri Suk’tu.

Suk kiralıktı biliyorsunuz. Devre arasında onu da çözdük, onun da hasarından en hafif şekilde kurtulmuş olduk.

İbanez de olabilir mi, olmayabilir mi diye tartışılabilinir? Bir yılda iki takımda oynadığı için başka takıma verme imkânımız yoktu. Onu da yurt içinde devre arası verecektik, anlaştığımız takım olmuştu. Hem Kızılyıldız’da hem bizde oynadığı için başka takıma veremedik. Takımımızda standart yükseldiği için İbanez de standardını daha yukarı çekerek takıma faydalı olabilir diye düşünüyorum.

ELİMİZDE KARAKTERLİ OYUNCU TOPLULUĞU VAR

Yeni bir yönetim, yeni hoca, yeni oyuncular… Bugün mü ekip olarak daha iyi organize olur iyi işler yaparsınız, yoksa sene başında mı? Tabi ki bugün… Niye? Bir araya yeni gelmişsiniz… Çünkü birbirinizi çok iyi tanımıyorsunuz. Bir de o günün şatlarını düşünün?

İlk devre elimizde karakter sorunu olmayan genç bir takım vardı. Çok şanssız maçlar kaybettik. Her şeye rağmen 7-8 puan daha alabilirdik.

Bir taraftarın sosyal medyadan yazdığı bir cümleyi hatırlatmak istiyorum.

“Eğer Trabzonspor ilk yarıyı 18 puanla değil de 28 puanla kapatmış olsaydı, ikinci devre bu kadar hamle yapar mıydı?”

O soruyu soran arkadaşa çok teşekkür ederim. İlk yarıdan ders çıkarttığımız söylemeliyim. Biz işimizi bu kadar ciddiye alamayabilirdik, avunabilirdik. Onun için ben bazen şöyle bakıyorum, siz iyi niyetle çalışırsanız, Allah karşınıza öyle sonuçlar çıkarır ki sizin geleceğinizi inşa ediyordur da haberiniz yoktur!

Dönüp, dönüp bazen şunu diyorum, iyi ki biz ilk yarıyı 18 puanla kapatmışız…

İLK DEVRE BUNDAN İYİSİNİ YAPAMAZDIK

Bazıları da bugün şunu diyor, ilk yarı 7-8 puan daha alsaydık şampiyonluğa oynardık. Hayır oynayamazdık. O günün şartları başkaydı, bugünün şartları başka, yarının da başka olacak.

İlk devre bundan daha iyisini yapabilir miydik, hayır yapamazdık. O günkü şartlar altında yapabileceğimizin en iyisini yaptığımızı düşünüyorum. 

Niye?

Ben annemin karnından başkan olarak doğmadım. Başkanlık tecrübem de yoktu. Kaldı ki Trabzonspor tarihinin en zor döneminde göreve geldim.

Arkadaşlarla birlikte Trabzonspor’un geleceği için bir iş planı yapıyoruz. En kısa sürede Trabzonspor tarihinde görülmemiş bir başarıya gidebilir mi? Şimdi onun uğraşını veriyoruz.

YAKIN ÇEVREMLE ARAM BOZULDU

Benim yakın çevremle ilk yarı alınan kötü sonuçlardan dolayı aram bozuldu. Niye Ersun hocayı göndermiyorsunuz diyen arkadaşlarımız oldu. Bu kadar kötü sonuçtan sonra hocayı göndermiyorsan şen bu işten anlamıyorsun diyenler oldu. Oysa biz hoca ile sürekli bu takımın analizini yapıyorduk. Neler yapmamız konusunda sürekli fikirler üretiyorduk. Devre arasına nereye ihtiyacımız var diyerek oyuncu izliyorduk. Kısaca bir iş planımız vardı. Gece-gündüz iş planı yaptığımız hocamızla ayrılacak kadar basiretsiz olamazdık. Alınacak her oyuncuyu hepimiz izliyorduk. Şunu mu yapmalıydık; kötü gidiyor, hadi hocam güle güle… Yeni bir hoca ile farklı bir iş planı mı yapacaktık? Sil baştan mı yapacaktık?

Futbolda sürekliliğin esas olduğunu, başarıya giden yolun sistem ve sabırdan geçtiğini bilenlerdenim…

ÇOK DAHA GÜÇLÜ BİR TRABZONSPOR

Doğası gereği yakın çevremiz ve taraftarla anlaşamadığımız zamanlar oldu.

Şimdi ise çok daha güçlü bir Trabzonspor için geleceğin planlamasını Ersun hoca ile yapıyoruz. Yeni oyuncuları izlemeye devam ediyoruz, zirveye oynayacak bir Trabzonspor olabilmek için. Hangi bölgeye oyuncu ihtiyacımız olduğunu şu dakika itibariyle biliyoruz.

Hayatta başarının yolu önceden iş planı yapmak ve uzun süre çalışmaktan geçer. Biz bunu yapıyoruz.

Göreve geldiğimiz anda yapılacak o kadar iş vardı ki, anlık yapılması gerekenler önceliğimiz olmuştur. O anlar onların yapılması gerekiyordu, bugün başka işlerin yapılması gerekiyor. Gelinen noktada sene sonuna 4-5 ayımız var, bu da bizim için iyi fırsat ve şanstır. Bu arayı en iyi şekilde değerlendireceğiz. Herkes inansın ki bu işin sonu mutlak başarıdır.

SCOUT EKİBİ OLMAZSA OLMAZIMIZDIR

Scout ekibi Trabzonspor’un olmazsa olmazıdır, bundan sonra da olmaya devam edecektir. Öyle kamuoyunda scout ekibi dağıtıldı, yok edildi denilen söylentilerin hepsi yanlıştır! Aldıkları oyuncular takımın as oyuncuları. Biz şunu yapmadık, bilmem kaç milyon EURO’ya alıp, uzun vadeli sözleşme yapıp, sözleşmesini feshederken üstüne milyon EURO’lar verecek işlere imza atmamaya çalıştık.

Bizgöreve geldiğimizde kulübü 10-20-30 milyon zarara uğratan oyuncular olduğunu öğrendik.  Aklıma geldikçe Allah’ım neymiş bu kulüp diyorum.

Ara ara örnek verdiğimiz oyuncular var. İshak’ı hatırlayın. Costant mesela… 20, 30 Trilyondan bahsediyorum.

Scout ekibi 9 kişi idi, 5’e indirdik. 2 kişi ile hala gönüllü çalışıyoruz. Bir başka ifadeyle 7 kişi ile çalışıyoruz. Bunu kimse polemik konusu yapmasın, aynı yoldan devam ediyoruz. Trabzonspor’un scout ekibi her daim olacak, inşallah ilelebet olur. Daha da güçlenerek yolumuza devam edeceğiz. Kimse de bu düzeni bozmasın. Kaldı ki dünya kulüplerinin hepsinde skout ekibi var.

Devre arasında alınan oyuncularda bile skout ekibinin imzası var. Hep birlikte karar verdik.

KURUMSALLAŞMALIYIZ…

Önümüzdeki bir yıl içerinde kurumsallaşma ilgili büyük hamlelerimiz olacak, bu da olmazsa olmazlarımızdandır. Şu anda kulübümüze uluslararası kabul edilir düzeyde yazılım programı yerleştiriyoruz. O yazılım programıyla kurumsallaşma daha da hızlanacaktır.

Dememiz odur ki,  Medical Park Arena’nın olduğu yerde A’dan Z’ye yeni bir hayat başlayacak.

MEDİCAL PARK’I SON ANDA ORAYA KOYDUM

Medikal Park olarak sponsor olmak aklımızda yoktu. Ülkenin şartlarına baktığımızda büyük sponsorları bulmak kolay iş değil. sportif başarı olmayınca biz de çok zorlandık. Zor olduğunu da herkes biliyordu. Biz de bunu yaşayarak gördük. Medical Park ismi gündemde yok iken bazı markalarla işi bitireceğimize kesin inanıyorduk ancak olmadı.

Trabzonspor’un geleceğini konuşuyoruz, bu kadar zorlanılan bir ortamda bu işin çözülemeyecek noktasına geldik, işin de bize düştüğünü, böyle bir stadın sponsorsuz açılmasının içimize sinmeyeceğini, bunu basketbolda da yapmıştık, mademki büyük bir kulübüz,  geleceğini yeniden inşa ediyoruz, o zaman bu yükün altına girmeliyiz diyerekten Medical Park’ı son anda oraya koyduk…

İSMİN DEĞİŞMESİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR

Bu camia adına bu sponsorluğu üstlenmiş olduk. Trabzonspor bunu hak ediyor, bu camia bunu hak ediyor.  Gönlüm başka bir isim olmasını isterdi ama çok uğraşmamıza rağmen olmadı… Helali hoş olsun.

Elde ettiğimiz başarılarla Medical Park da kazanacaktır, Trabzonspor da kazanacaktır.

Başka bir şirket sponsor olursa ismin değişebileceği söz konusu olması mümkün değildir. Bu kadar özveri içerinde olan Muharrem Usta, böyle bir düşüncenin içerisinde girerek kendini basitleştirir mi? Basit düşünen, bu tip dedikoduları ortaya atanların haline hem üzülüyorum hem de gülüyorum. Motivasyonumu düşürmek için ince tuzaklardır bunlar, işime ve önüme bakarım ben. Her yerde vardır bu tip insanlar. Trabzonspor’un önüne tuzak kuran acizler topluluğudur bu tip insanlar.

ALTYAPIYA DA EL ATTIK

Her dönem tartışır, alt yapı iyi değil, torpil yapılıyor, oyuncu çıkmıyor. Her gelen o gitsin, bu gelsin, en doğru o yapar, bu yapar der ama kimse Radikal kararlar almaz.

Biz şöyle bir karar aldık. Alt yapının başına öyle birini getirelim ki getireceğimiz adam kimseyi tanımasın. Çalışkan olsun, disiplinli olsun, alt yapıya da bilsin, tanısın istedik. Almanya’da yetişen Trabzonlu, Tonyalı Cem Bağcı diye bir arkadaşımızı bu işin başına getirdik. Çok tepki aldık, çok eleştirildikTrabzon’da. Trabzon’un küçük bir marka olmadığına inanan biriyim. Trabzon bir dünya markasıdır. Biz Trabzon dediğimizde aslında Trabzonspor’u kast ediyoruz. Trabzon şehri de Trabzon’dan ibaret değildir. Trabzonspor da Trabzon’dan ibaret değildir. Trabzon’da oturanların övünmesi gereken şey; dünyanın her tarafına yayılan Trabzonsporlular olmalı. Trabzon’da ikamet edenler dünyanın her tarafına yayılmış Trabzonsporlularla gurur duyması lazım. Dünyanın her tarafında olanlar da Trabzon şehriyle, kökleriyle gurur duyması gerekir. Haliyle Almanya’dan gelen Cem Bağcı, Trabzonlu kadar Trabzonludur, ona sahip çıkılması gerekir…

ASKF’YA TEŞEKKÜR EDERİM

Trabzon ASKF ( Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu)  Antrenörler derneği ile Trabzonspor alt yapısını birlikte çalışma ortamına soktuk. Memnuniyetle gördüm ki, bunu buradan itiraf etmek istiyorum, ilk başlarda niçin böyle bir algı varken ASKF Başkanı Cahit Erdem teşekkür etti ve dedi ki “Muharrem bey, ilk defa sizin alt yapının başına koyduğunuz yöneticilerle ve Murat Dizdar’la öyle bir çalışma yaptık ki, bu kadar kaliteli olduklarına biz de bilmiyorduk, buna tanık olduk. Muhteşem projeler yaptık.

ASKF yönetimine bir kez daha teşekkür ediyorum, onlar da bizim projemize sahip çıkıyorlar, olağanüstü çalışıyorlar.

ÖNCE İSTANBUL SONRA ANKARA…

Şimdi yeni bir şey koyduk önlerine, yakın zamanda Hayri Gür salonunda 10 Bin kişinin katılacağıkongre, konferans, toplantı yapacağız. Trabzon’da var olan tüm alt yapıları Türkiye’ye örnek olacak bir organizasyona sokacağız, aileleriyle birlikte yapacağız bunu. Bakanlarımızı da davet edeceğiz, Gençlik Ve Spor Bakanımız, Milli eğitim Bakanımızı da davet edeceğiz. Türkiye’de sporun içinde aktör olanlara kadar tüm şehirlere örnek olacak işlere başlayacağız. Kiminle?  Organizasyonun içinde ASKF, antrenörler derneği, valilik, belediyeler, gençlik spor il müdürlüğü, milli eğitim il müdürlüğü olacak. Trabzonspor orada ana şemsiyedir. O anlamda tüm Türkiye’ye inanılmaz mesajlar vereceğiz. Bunu da yapması, başarması gereken şehir de Trabzon’dur.

Bu çalışmalara İstanbul ve Ankara’yı da katacağız…

FORMALARIMIZ ZAMANINDA TARAFTARIMIZA ULAŞACAK

Sezon başı Nike ile aramızda bazı sorunlar oldu. Oraya da bir miktar borcumuz varmış meğer. Formaların piyasaya geç çıkmasının nedeni bu yüzdendir.  Önce forma yapmak istemediler. Borcu ödeyip tekrar masaya oturduk. Şimdilik size para veriyoruz ama önümüzdeki yıl ben sizden para alacağız dedik onlara.  Tabi bu iddialı cümleyi söylerken forma satışlarımızın bazı rakamlara ulaşması gerektiğini de biliyordum. Şimdilik forma satışlarımız gayet iyi. Yeni sezon formalarımız sezon açılmadan elimizde olacak.

Yeri gelmişken, TS Club’larla ilgili çalışmalarımızın da sonuna gelindiğini bilmenizi isterim. Birçok şeyin değiştiğini yakında sizler de göreceksiniz.

ŞAMPİYONLUĞA OYNAYACAK TAKIMI OLUŞTURACAĞIZ

Hep hedeflerden bahsettik. İkinci devre bir hedefimiz var. Bu hedefi de tutturabilirsek, iyi bir iskelet ortaya çıkacak. Sene sonu da iyi takviyeler (4-5 oyuncu) yaparak gelecek sene zirveye oynayacak takımı oluşturacağız. “Şimdiden çalışmalara başladık bile” dedikten sonra, masasının üstünde yudumlamaya ara verdiği tavşankanı çayın soğuduğunu fark etmişti…

OLAĞANÜSTÜ ŞARTLAR OLMADIKTAN SONRA GÜNDEMİMİZDE KONGRE OLMAYACAKTIR.

Kongreyi düşünmeyiz. Seçimlerin zamanından evvel yapılmasının gerekçeleri vardır. Bizim bir iş planımız var. İş planımızda kaybedeceğimiz bir saatimiz yok. Kongreler, özellikle Trabzonspor için söylüyorum, kongreler ve kongre tartışmaları Trabzonspor’a çok şey kaybettirmiştir. Siz doğru iş yapın, sizden hiç kimse kongre talep etmeyecektir. Ben Trabzonspor camiasının başarıya kilitlenmesini, zor gününde bu takıma sahip çıkmasını, bunun kongre yapmaktan çok daha iyi olduğunu düşünüyorum. Trabzonspor konusunda çok dertliyiz, onu çok daha yukarılara taşımamız için çok ama çok çalışmalıyız. Olağanüstü şartlar olmadıktan sonra gündemimizde kongre olmayacaktır!

TRABZONSPORLULARA SON BİR MESAJINIZ VAR MI?

Sloganımız “Yeni stat, yeni bir hayat”

Efsane başkanımız Şamil Ekinci’nin çok güzel bir sözü var “ Trabzonspor, ona hayat verenlerin hayatıdır”

Tribünlerde koltuklara ayaklarıyla çıkanları, basanları gördükçe içim parçalanıyor. Orası bizim yuvamız, evimiz, gözümüz, kısaca her şeyimiz. Bize hayat veren takımımızın evini, evimizi gözümüzün nuru gibi kollamalıyız.

Taraftarımızdan ricam, 50. Yılımızda o koltuklarda arkamıza yaslanıp keyifli ve mutlu maçlar izleyebilmemiz için bizi, Trabzonspor’u hiç yalnız bırakmasınlar, hep destek olsunlar…

Bir de arada bir aslı astarı olmayan yalan haber yaparak, algı yaratıp Trabzonsporluların moralini bozmaya çalışanlar var ya,onların haline de üzülmüyor değilim açıkçası…

AYRILIRKEN İLK KARŞILAMADA OLDUĞU GİBİ GÜLER YÜZLE UĞURLADI BİZİ

Her şey gönlünüze göre olsun diyerek, Trabzonspor’a başarılar dileyerek vedalaştık Muharrem Usta’yla.

Şampiyonluğa giden yolda ve yılda yeni röportajlar yapmak dileğiyle, Trabzonspor başkanına bir kez daha teşekkür ederken, Anadolu yakasının ışıkları yanıyor, Beykoz minarelerinden insanda ağlama istediği uyandıran bir akşam ezanı yükseliyordu… (Milliyet)
 

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Trabzonspor Haberleri