Türkiye Futbol Federasyonu eski önetim kurulu üyesi Mustafa Hacıkerimoğlu, Haber61’e özel açıklamalarda bulundu. Genel Yayın Yönetmenimiz Tuncay Lakot’a konuşan Hacıkerimoğlu, Türk Futbol’un gündeminde düşmeyen MHK, hakem ve gözlemcilerin nasıl bir çarpık sistemde çalıştığını, TFF yöneticilerinin savurganlığı ve milli takım üzerine önemli mesajlar verdi.
GÖZLEMCİLER KURA İLE ATANMALI!
Gözlemci raporlarının Futbol Federasyonunda nezdinde oluşturulacak uzmanlar vasıtasıyla değerlendirilip, bu raporların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı ya da uygulanıp, uygulanmadığı konusunun tespit edilmesi gerektiği ifade eden Mustafa Hacıkerimoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü; ‘İşini düzgün yapıp usulüne göre rapor tutan gözlemci arkadaşlarımız, bulunduğu ligde görevine devam etmelidir. İşini gereği gibi yapmayıp ta kurallar ve usuller dışına çıkanlarda, bir alt lige düşürülmelidir. İşini yapanla yapmayan bir olmadığı için yapanlar terfi edecek, yapamayanlarda işini doğru yapıncaya kadar alt liglerde görevine devam edecek. MHK kendi içinde ayrı bir kurul oluşturarak maçlara girmeye hak kazanmış gözlemcileri kura usulüne göre görevlendirmelidir’
ATAMA VE YÜKSELME ŞEKLİ DEĞİŞMEL!
Türkiye Futbol Federasyonu’nun da görev yaptığı dönemde, son yönetim kurulunda yeni atanan MHK üyelerine de telkinde bulunduğunu ifade eden Mustafa Hacıkerimoğlu, ‘hakemlerin yükselme ve atama şekli ile alakalı bir düzenleme yapılması ve var olan uygulamalar iki şekilde MHK'nin yönetim kurulu kararı ile faaliyete geçirilmesi gerektiği söyledi. Hacıkerimoğlu, ‘mevcut uygulamalar, hakemlerin yükselmesini, bulunduğu ligde kalma veya düşmesi gibi şartları, adil bir şekilde yönetilemez hale getirmiştir’ dedi.
MHK YANLIŞ YOLDA!
Hacıkerimoğlu, Merkez Hakem Kurulu’nun atanma şekli, atandıktan sonraki uygulamalarının nasıl bir çarpıklık içinde olduğunu misalleriyle şu şekilde dile getirdi;
TFF yönetimince MHK Başkanlığı görevine Zekeriya Alp'in hakem atama sistemi hakeme göre yapılmıştır. Bir önceki MHK Başkanı Yusuf Namoğlu döneminde ise hakem atama sistemi takıma göre uygulamıştır. Her iki uygulamanın da adil ve hakkaniyetle maçların yönetilmesi, bulundukları ligde kalması ve en önemlisi hakemlik müessesini anlamı manası ve sorumluluğu bilincinde yapmak isteyen Anadolu’daki gençlerimizin, bu mesleğe erişimini zorlaştırdığı gibi, nerede ise imkânsız hale getirmiştir. Bunun da tek bir nedeni var o da; MHK'nin takıma veya hakeme göre yükselme ve atama sistemi oluşturmasıdır.
BU DÜZEN ADİL DEĞİL!
Malatya bölgesinde görev yapan bir hakemin, yıllık maç sayısı İstanbul ve İzmir bölgesinde görev yapan hakeme kıyasla daha az oluyor. Karşılaşmalarda görevlendirilme başarı oranına göre yapılmadığı için, İstanbul bölgesinde görev yapan hakem yıllık ortalama 11 maça gidiyor.Gözlemci konusunun denetime kapalı olması sebebi ile İstanbul ve İzmir Bölgesi hakemleri 11 maçta toplamış olduğu puanlarla, Anadolu’daki hakeminin 4 maça çıkması sebebiyle toplamış olduğu puanlar arasındaki fark açılıyor.Hiçbir şekilde yasal ve adil olmayan bu düzen, takıma göre İstanbul, hakeme göre İzmir anlayışı ülke genelinde bu hakemlik mesleği yapmak isteyenlere adalet dağıtmamaktadır. Söz konusu sistemin ne takımlara ne hakemlere faydası gözükmemektedir. Türk Futbol ’unun bu işi hakkıyla yapan ve yükselen bir sisteme ihtiyacı vardır. Bu nedenle var olan hakem atama ve yükselme sistemi, bu sektörde çalışan futbolun paydaşlarını tatmin eden, milletin malını millete eşit ve adil mesafede yönetildiğini anlayacakları ve yaşayacakları bir sisteme geçilmesini gerektiğini düşünüyorum.
ÖNERİLERİMİ YÖNETİM KURULUNA SUNDUM!
Hakem atama siteminin bölgelerde; oradaki maç ve hakem sayısına göre, hakkaniyetle belirlenip, herkese hak ettiğinin verilmesi gerekmektedir. Türk futbolunun içinde bulunduğu ekonomik şartları göz önüne alınarak planlanması elzemdir. Daha önce Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulunda gündeme getirdiğim, ancak belli konularda olumlu sonuçlar aldığım, bazılarında alamadığım konuları tekrar gündeme getirmek istiyorum.
YÖNETİCİ FEDERASYONA YÜK OLMAMALI!
Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyelerine sunulan imkânların TFF’ye maddi olarak yansıması, yönetim kurulu üyelerinin araç, otel, seyahat gibi giderlerinin kendileri tarafından karşılanmasının TFF’nin içinde bulunduğu mali zorluklardan dolayı talep ettim. Ayrıca TFF yönetim kurulu üyelerinin milli maçlara TFF üzerinden misafir getirebilmesinin kaldırılmasını, yönetim kurulu üyelerinin milli maçlara misafirlerini kendi imkânları ile götürmelerini talep ifade ettim.
BÜTÜN MASRAFLARIMI CEBİMDEN KARŞILADIM!
Federasyon’da görev yaptığım zaman diliminde, bütün seyahatlerin masraflarını kendi cebimden karşıladım. Müsabakalara davet ettiğim bütün misafirlerimin masraflarını ben karşıladım. Birileri gibi Fransa maçına hiçbir misafir getirmedim. Federasyon Yönetim Kurulunun düzenlediği bir yemek, birkaç tane kuru pasta ve birkaç bardak çay dışında ağzıma lokma koymadım. Bunun içinde halkımızdan helallik istiyorum. Benim fıtratım halkın emanet parasını çarçur etmeye, kendi makam ve emelleri için kullanma müsait bir yapıda değildir. Bu konuyu yönetim kuruluna getirdim. Herkes kendi harcamalarını cebinden karşılasın dedim. Maalesef kabul görmedi. Bu konuda vicdanım rahat!
MİLLİ TAKIMDAN PİRİM SİSTEMİ KALDIRILSIN!
Daha önce gündeme getirdiğim, ancak yönetim kurulu arkadaşlarımın olurunu alamadığım pirim konusunun, tekrar değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Milli takıma seçilen futbolcularımızın, artık dünya sahnesine çıkmış olmaları, var olan marka değerlerini artırdığı düşüncesinden hareketle, futbolcunun ülkesine hizmet ederken milli şuurla top oynaması gerektiği, daha iyi futbol oynamasının tetikleyicisinin para değil vatan sevgisi olduğunu belirttim. Milli futbolculara verilecek olan paranın, Türk futbolunun gelişmesi için alt kategorilerde futbolcu yetiştiren kulüplere kaynak olarak aktarılmasını istedim.
HABER: Tuncay LAKOT