Trabzonspor Teknik Direktörü Abdullah Avcı, TÜFAD Trabzon Şube Başkanı, Trabzonspor Altyapı Koordinatör Yardımcısı Metin Bak ve Trabzonspor Futbol Departman Sorumlusu Turgut Kural'ın Rizespor'da başlayıp Trabzonspor'a uzanan 35 yıllık bir dostluk.
O zamanki adıyla 1. Lig, şimdinin Süper Ligi, 1986-87 sezonu. Rizespor’u bir önceki sezon şampiyonluğa taşıyan kadroda yer alan Metin Bak ve Turgut Kural ile o sezon kadroya katılan santrfor Abdullah Avcı birlikte yeşil-mavi forma için ter dökmüş. Bu üçlü şimdi Trabzon’da, Trabzonspor’un başarısı için güç birliği yapıyor. Başarılı spor adamları, 35 yıl önce başlayıp hiç kopmadan bugüne uzanan dostluğu TSYD Trabzon Dergisine anlattı. Avcı, Bak ve Kural, Rize ve Trabzon kardeşliğine vurgu yapıp özetle, “El ele verince iki takım da güçlü olur, bunu tarih ispatlamıştır. Bu iki şehir birbiriyle öyle kaynaşmış ki, bu bağı koparmak mümkün değil” dediler.
ABDULLAH AVCI: "BU İKİ ŞEHİR AYRI DÜŞÜNÜLEBİLİR Mİ?"
“1986 yazıydı Rizespor’a transfer oldum. Gelmeden evvel Metin ve Turgut’un isimlerini biliyordum ama tanımıyordum, bana çevremden, “Merak etme biri sağ açık, biri sol açık leblebi gibi orta yapıyorlar” dediler. Bazen orta oldu, bazen olmadı ama en önemlisi şu oldu: 35 senedir arkadaşlığımız dostluğumuz hiç kopmadan devam etti. Bugün buradayız aynı çatı altında, Trabzonspor çatısı altında. Burada kuruma ve Trabzonspor’a hizmet etmek aynı amaç uğrunda. 35 sene önce başlayan dostluğun burada da böyle devam etmesi, samimiyetin ilk günkü devam etmesi çok güzel. Tabi ki bazen mesafeler olur, bazen altı ay görüşmezsin, telefonla görüşmezsin ama sanki böyle altı aydır her gün görüşüyormuş gibi davranırsın. Bizimkisi de öyle bir durum şu anda. Rize’den başlayıp Trabzon’a uzanan, çok değerli bir dostluk bizimki. Zaten bu iki şehir insanı arasında ilişkiler hep böyle olmuştur, yan yana, omuz omuzadır hep. Belki araya küçük küskünlükler girmiştir, ki bu zaten çok doğal, ama sonrasında ne olursa olsun hep beraber hareket etmişlerdir. Bu iki şehir ayrı düşünülebilir mi?”
METİN BAK: "RİZE VE TRABZON EL ELE VERİNCE ŞAMPİYONLUKLAR GELDİ"
“Ben Trabzonspor’dayken çok teklif vardı, ama Rizespor’a söz vermiştim. Transfer döneminde daha yüksek rakamlar verdiler ama tereddütsüz Rize’ye gittim. O tarihten beri Rize’den hiç kopmadım. Oraya gidince hiç yabancılık çekmedim. Sanki aynı ildeymiş gibiydim çünkü kültürü, doğası, her şeyi aynı. İnsanı da! Birden sinirlenir ama vefalı, neşeli, yardımseverdir. Birbirinden gelin alıp vermiş, tek yürek olmuştur bu şehirler, komşudan öte bana göre tek yürektir. Rizespor’un şampiyon olup 1. Lige (şimdiki Süper Lig) yükseldiğinde Trabzonlu olarak ben, Turgut Kural ve Erol Tombul takımdaydık. Bizi evlatları gibi görür severlerdi, halen aynı dostluklar sürüyor. Şampiyonluk sürecinde Trabzon’dan taraftarlar gelirdi maçlara. Trabzonspor’un şampiyon olduğu dönemde de Rize’den otobüsler, minibüsler kalkardı. El ele verince iki takım da güçlü olur, bunu tarih ispatlamıştır. Başarı için yine öyle olmalı. Abdullah Avcı ve Turgut Kural’la birlikte 1986-87 sezonunda birlikte oynadık. Kamplarda, antrenman dışında hep beraberdik. Turgut Kural’la uzun yıllar her şeyi paylaştık. Abdullah Avcı hep paylaşımcı katılımcı, değerli bir kişilikti. 35 yıl geçti, o süre içinde birbirimizden hiç kopmadık. Her durumda birbirimize destek olduk. Turgut çok yetenekli, çalışkan bir oyuncuydu. Abdullah Avcı ise iyi bir golcüydü, bitiriciydi. Oyun zekası çok yüksek, iyi pozisyon alırdı. Kafa hakimiyeti de çok yüksekti.”
"TURGUT KURAL: RİZELİ'NİN BURNU KANASA TRABZONLU ÜZÜLÜR, TRABZONLU ZORDA KALSA ONA İLK ELİ RİZELİ ATAR!"
“Rizespor’la yollarımız 1984/85 sezonunda kesişti ve 6 yıl süren, her yönüyle özel yıllar yaşadım. İlk 4 yıl, Rizeli ve Trabzonlu sporcuların oluşturduğu kadrolarla lige çıktık, ciddi ve güçlü bir takım kurduk. Abdullah Avcı santrfor, ben sağ açık, Metin Bak ise sol açık olarak oynarken, ligin en etkili forvet hatlarından biriydik. O dönemlerde birlikte oynayan, yaş ortalaması 21 olan Rizeli ve Trabzonlu gençlerin sergiledikleri birliktelik, kurdukları bağ ve başarıları ile iki şehrin kardeşliği iyice perçinlenmişti. Yine çok büyük çoğunluk aynı düşünüyor, farklı algıları da düzeltebiliriz. Yine aynı birlikteliği sağlayabiliriz. Yapılacak olan şey, o yılları yeniden modellemek olabilir. Takımlar arasındaki oyuncu geçişleri çoğaltabiliriz, birlikte yapılacak organizasyonları artırabiliriz. Birlikte hareket ettikçe sorunları çok rahatlıkla yok edebiliriz. Bu iki şehir birbiriyle öyle kaynaşmış ki, bu bağı koparmak mümkün değil. Aile içinde bile kavga olur, sonra biter. Rize ve Trabzon da bana göre bir aile gibidir. Bir Rizelinin burnu kanasa Trabzonlu üzülür, bir Trabzonlu zorda kalsa ona ilk eli Rizeli atar. Sadece sporda ayrı düşünenler var. Öyle ki, belki maçta birbirine kızar ama stat çıkışında yine kardeşçe yol alırlar. O nedenle bu iki şehri asla ayrı düşünemiyorum.”