Şike sürecinde ailesini, işini, mesleğini, sağlığını ve güvenliğini riske ederek kelle koltukta mücadele veren Trabzonsporlular azınlıkta kalmışlar, camianın ileri gelenleri, kentin vekilleri, cümle siyasetçileri içinden Salih Dursun kadar mert bir figür çıkmamıştı.
O gün sisteme, güce, iktidara, müteahhit futboluna teslim olan bir kulübün bugün ligden çekilmeyi tartışması çok gecikmiş ve gereksiz bir durumdur.
Kendi siyasi gelecekleri, kişisel çıkarları ve şirketlerinin bekası için sessiz kalanların, itaat edenlerin, Trabzonspor'u dirençsizleştirenlerin bu camiaya verdiği zararı bugün kimsenin geri getirmesi mümkün değildir.
Zavallı bir hakem müsveddesine düdüğünü astırmak, şiddet gösterileri yapmak, tehditler savurmak da Trabzonspor için ne kazanım, ne çözüm ne de teselli olur.
Trabzonspor artık bir karar vermeli ve müteahhit futbolundan uzaklaşarak, tüketici değil üretici bir kuruma dönüşmelidir.
Yenilen hakları karşılığında maddi avanslara, kredilere, borçlara, hibelere razı olan ve bu aktarımları da yeni borçlara dönüştüren zihniyetler Trabzonspor'a değil, onun karşısındaki kirli sisteme hizmet etmektedirler.
Önce Trabzonspor'un aslında ne olduğunu hatırlayalım.
Gerisi için gereken sadece zamandır.
Başka hiçbir şey, başka hiç kimse değil...