Trabzonspor Hukuk Kurulu eski üyesi Hakan Orhan, şike davasına kumpas demek safsatadan ibaret olduğunu belirterek yasal hiçbir dayanağı olmadığını söyledi.
Şike davası ile alakalı olarak 25 Aralık soruşturmasının iddianamesinde kumpas olarak belirtilmesi üzerine Trabzonspor Hukuk Kurulu eski üyesi avukat Hakan Orhan bir açıklama yaptı.
Orhan yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 25 Aralık soruşturması için hazırladığı iddianamede, şike davasının, Fenerbahçe Kulübü'nü ele geçirmek için yapılan bir kumpas olduğu belirtilmektedir. İddianameyi hazırlayan Sayın Cumhuriyet Savcısı'nın safsatadan ibaret bu iddiasının yasal hiçbir dayanağı yoktur. Savcılık, iddianamesinde hiçbir delil belirtememiş, kumpasın nasıl ve ne şekilde yapıldığını da yazamamıştır.
Daha önce de defalarca belirttiğimiz üzere, kumpas iddiaları, şike sanıkları tarafından birçok yerde, birçok aşamada dile getirilmiş, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 23.06.2014 tarihli kararında mesnetsiz kumpas iddialarını reddetmiştir. Buna rağmen sahte ve üretilmiş delillerin mevcut olduğu ortaya çıkan ergenekon ve balyoz gibi bazı davalar emsal gösterilmekte ve kamuoyu şike davası hakkında yanlış bilgilendirilmektedir. Şike davası dosyasında sahte ya da üretilmiş hiçbir delil yoktur. Tüm telefon konuşmaları sanıklar tarafından yapılmıştır. Dosyadaki tüm deliller gerçek olduğu için İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay 5. Ceza Dairesi, UEFA Disiplin ve Temyiz Komiteleri, Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) ve İsviçre Federal Mahkemesi şikeyi tasdik etmiştir.
Hukuk devletlerine, ceza yargılamasının Ceza Muhakemesi kanunundaki usullere göre yapılması gerekir. Ama ülkemizde, kişiye ve olaya özgü usuller uygulanmaktadır. 'Şike Muhakemesi Kanunu', 'Yolsuzluk Muhakemesi Kanunu' gibi yazılı olmayan yeni kanunlar yaratılmıştır. Şike dosyasında 'yeniden yargılama' adı altında hukuki bir garabet ortaya çıkartılmıştır. 'Şike yoktur', 'şike kumpastır' diyenlerin temiz toplum ve adalet kaygıları yoktur. Çocuklarımıza miras bırakacakları bir yarın da yoktur.”