Trabzonspor eski asbaşkanı Hayrettin Hacısalihoğlu Haber61'e konuştu! "Trabzonspor için sonuna kadar..."

Trabzonspor eski asbaşkanı Hayrettin Hacısalihoğlu Haber61 canlı yayınında Tuncay Lakot'un konuğu oldu.

Trabzonspor’un eski asbaşkanı ve Divan Kurulu Başkan Adayı Hayrettin Hacısalihoğlu Haber61 canlı yayınında Tuncay Lakot’un konuğu oldu.

Hacısalihoğlu'nun konuşmaları şu şekilde;

"Hayrettin Hacısalihoğlu kimdir? Bir söylem vardır ‘Biz kulübün bahçesinde doğduk’ diye. Doğmadık ama büyüdük. Sabah kalktık mı ilk işimiz kulübün bahçesine gitmekti. Büyüklerin oynadığı futbolu seyrederdik. Faruk Özak’ın, Özkan Sümer’in genç takım oyuncusu olduğu zamandan beri orada seyreder, orada neler yapıyor onu seyrederdik. Trabzonspor’un kurulmasında da ilgi ve bilgiyle bu işi takip eden ekiptendik. Trabzonspor oyuncularından bazıları zaman zaman sakatlanır antrenmana gitmezdi, ben giderdim hepsine. Ben hepsini tanır hepsiyle konuşurdum.

Trabzonspor’un kurulmasındaki sancıları da birebir takip edip bilen insanlardan biriyim. Forma rengi tespit edilecek, o kongrenin başkanı babam. Bordo mavide anlaşılmış. Renk bordo mavi olsun diye neler yapıldı. Maç sonrası oylama yapıldı. O anları birebir yaşayan ve içerisinde bulunmuş bir adamım.

Bizim dededen kalan yerimiz tesislerin olduğu yer. Şimdiki Trabzonspor tesislerinin olduğu yer. Bölünmüş, dayıma kalmış. O zamanki Mehmet Ali Yılmaz yönetimi gidip anlaşıp orayı Trabzonspor Tesisleri yaptılar. Ben orada balık tutmayı, yüzmeyi vesaire öğrendim.

İlk şampiyonluk muazzam önemliydi. Fenerbahçe’yi, Galatasaray’ı, Beşiktaş’ı geçerek Anadolu’dan bir takım şampiyon oluyor. Diğer Anadolu takımları hayal dahi edemiyor. Trabzonlu çocuklarla onları yeniyor ve şampiyon oluyorsunuz. Anlatılmaz bir şey. O zamanlar tören, organizasyon falan filan yoktu. Belediye bandosu gelir marş çalarak sahanın orada yürür, çıktık açık alınla diye çalardı. Halk da çok coşkuyla eğlenirdi. O şekilde Trabzonspor ile birlikte olma imkânımız oldu.

Futbolcu olamadığım için yöneticiliğe bu kadar hevesli oldum. Ben Trabzonspor’da ilk futbol şubesi sorumlusu oldum. Rahmetli Kenan ağabey bize bir şeyler öğretti. Sonra Genel Kaptan sonra da Asbaşkan oldum.

Trabzonspor’u azcık bilen bilir ki Trabzonspor’da Divan seçimleri seçim gibi yapılmaz. Trabzonspor’da divan bir ihtiyar heyeti gibidir. Yaptırım gücü olmayan, öyle bir şey de beklenmeyen bir şeydir. Arkadaşlar soruyor ‘Gelirseniz ne yapacaksınız?’ ne diyeyim. Divan görünen bir şey yapmaz. Rıfat Dedeoğlu ağabeyimiz kulüp başkanı. O günkü devirde başkan bulunamıyor, paralı başkan lazım. Mehmet Ali Yılmaz da başkanlığı kabul etmiyor. Gitti buradan iki arkadaşıyla İstanbul’a Mehmet Ali Yılmaz’ı ikna etti. Şampiyon olmuş gibi sevindik. ‘Ben kulüp için yaptım. Yine olsa yine yaparım’ dedi. Ben de yaparım. Kulübü yapacağın iş kurtaracak ise nazı olmaz. Çok ağırına dokunursa istifa edersin.

Divan ne yapar diye soruyorlar. Öyle bir icra kurulu değil. Yönetime uyarı şeklinde, sohbet şeklinde mutlaka bir şeyler diyeceğiz ama dikte etmek, eleştiri, basınla paylaşmak, bunları yapmakla kulübe ihanet etmek aynı şeydir bence. Mesela kulübe para lazım. Kim bulacak? Divanı tenkit eder mi? Hayır. Kimi tenkit eder? Yönetimi. Bir oyuncu alınacak ama 3 milyon Euro. Divan buraya böyle bir para bulmaz. Kim bulacak? Yönetim bulacak. Haksızlık, vefasızlık asla yapmam.

Burada en büyük kurul taraftarlar, kulüp üyeleridir. Onların düşünceleri önemli. İyi bir divan o üyeleri doğru yönde kanalize etmekle görevlidir.

4 adayın yarışacağı bir seçim dönemi kulübe zarar verirdi. Tüm adaylar aynı şeyi söyledi. Erol Bey de aynı şeyi söyledi. Sonra şöyle bir noktaya gelindi. Madem tek adaya indiremiyoruz, o zaman iki adaya indirelim. Birleşelim. Daha güçlü listeler olur dendi. O da mümkün olmadı çünkü adaylar epeyce yol almıştı.

Yusuf Ziya Yılmaz arkadaşımız cesaret etti. Ben bu şekilde yarışmam, çekiliyorum dedi. Diğer adaylar yarışacağız dedi ve geldi. Çok mu iyi oldu? Hayır. Trabzonspor’un en fazla 1 veya 2 adaylı divanı olması lazım. Divan üyeleri de yaşlı başlı, yöneticilikten elini ayağını çekmiş ve tecrübesi olan biri olmalı. Yanlış yapmışsa o yanlıştan ders almış adam olacak.

Bunlar öğrensin, bu denesin denirse yanlış olur. Demokratik bir ülkede yaşıyoruz diyoruz. Nasıl seçmenler karar verirse onlara saygı göstermek zorundayız.

Çekilmek de konuşuldu. Bakıldı ki hiçbir noktaya gelmiyor, kalkıldı. Oradaki adaylardan bir aday üzerinde bir ittifak sağlanabilseydi onu sağlardık.

Gireceğim dedik. Beni bırak diyen oldu ama yok gireceğiz dedik. Hepsiyle bir diyaloğumuz olan insanlar.

Bayan üye niye aldım söyleyeyim. Dünya nüfusunun yüzde 50’si bayan. Trabzon halkının da yüzde 48 veya 52’si bayan. Kulüp üyelerinde de gittikçe artan bir bayan profili var.

Bir senesi Villareal ile oynuyoruz. Çok güzel statları var. Seyircilerini kıskandım. Hepsi ailesiyle gelmiş. Biz gol attık, seyirci alkışladı geçti. Hiç hadise olmayan bir yerdi. Demek ki aile olunca öyle oluyor. Geri gelince iskontolu yaptık bayanları. Yüzde 50 yaptık satılmadı sonra yüzde 70 yaptık. 1 yıl önce en çok ceza alan kulüp Trabzonspor, o uygulamamız dan sonra fair-play ödülü aldı Trabzonspor. Hiç küfür edilmedi, taş atılmadı. Ben gittim sonra bozuldu o düzen. Trabzonspor’da en büyük eksikliğimiz şu. Bir şeyin yücelmesi için taş taş üstüne koymalıyız.

Futbolcular aileleriyle geliyordu. Yabancı sayısı artmaya başlamıştı. Şehri bilmez şehre gitsin. Forum’a gitse kimse anlamıyor ya da geri dönmesi zor. Ne yapalım dedik. Almanya’dan kopya ettim. Baktım 2. Ligdeki bir takımda futbolcular arabayla tesislere geliyor, üstte kafeterya gibi bir yer. Oyuncu antrenmanını yapıyor, aile kafeteryada. Bunları geliştirmek lazım. Bunlar basit şeyler gibi geliyor ama problemli oyuncuyu bu şekilde daha kulübe yaklaşan, daha huzurlu hale getirdik. Avrupa bunu bizden 30-40 sene önce yapmış. Doğru olduğuna kanaat getirince de devam ettirmiş.

Kulübe bir kayık almıştık. Bir tane de balıkçılığı bırakmış bir balıkçıyı almıştık. Oyuncu antrenmandan sonra balık tutmaya gidiyordu. Balık tutmak zaten psikolojik olarak da en büyük tedavidir.

Hem Trabzonspor’un divan üyeleriyle ilişkisini geliştirecek hem topluma mesaj verecek hem yönetime bazı konularda yardımcı olacak projelerim var. Seçilemezsem açıklayacağım. Yapan yapsın.

2090 oy kullanma hakkı olan var sanırım ama maksimum 1200 kullanır. Bir kısmı oraya kaydedilmiş. Bir kısmı İstanbul’da, bir kısmı herkesi tanıyor. Niye ben gidip de kötü olayım anlayışında gelmeyeceklerdir herhalde. Kimi düşünüyorsan git, fikrin o olsun ki daha sonra tenkit etmede hakkın olsun.

Ben yönetime davet ettiğim arkadaşlara şunu söyledim. ‘Buraya geliyorsunuz. Daha gençsiniz. Şayet böyle bir arzunuz olur, benden size destek. Yolunuz açık olsun. Darılmam, küsmem.’ Kendi adıma diyorsam ben o defteri kapadım. Benden daha yönetici olmaz dedim bu yaştan sonra. Bizim tecrübemizden istifade edilecekse burada duruyoruz. Yönetimde, divanda da olmasam bana bir şey deseler ben yardım ederim. Trabzonspor için yapılacağı zaman hangi yönetim olursa olsun, sevmediğim yönetim de olsa Trabzonspor için sonuna kadar yardım ederim.

Seçim çalışmaları yapıyoruz. Diyorlar ki ‘Şunu aç, bunu açma.’ Herhalde 2100 delegeden herhalde 1500’üne telefon açtık. Birçoğunda da ben konuştum. Bir kişi hariç hiç olumsuz diyen olmadı. Sana oy vermem diyen 1 kişi oldu. Kulüple ilgili hiç kimseye haksızlığım olmaz. Kulübün menfaatlerini korurken birinin canı yandıysa bilemem, dert de etmem. Doğru olduğuna inandığım için öyle yapmışımdır.

Trabzon şehri ne? Burada sanayi olmayacağını artık karar verilmiş. Hammaddeye, pazara uzak. Burada ne olur? Eğitim şehri olacaktı şimdi her kazada üniversite var. Sağlık şehri olacaktı artık o kadar hastane var ki kimse hastasını buraya getirmiyor. Trabzon ancak ve ancak turizm şehri olur. Bunun için birçok şeyini düzenlemesi lazım. Maalesef o konuda başarılı bir şehir değiliz."

Yorum Yap
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Trabzonspor Haberleri