Trabzonspor'da Yönetim Kurulu Üyesi; Tesisler, İnşaat ve Stadyum Sorumlusu Coşkun Öztürk, bordo mavili kulübün dergisinin 220. sayısına özel açıklamalarda bulundu.
Öztürk verdiği röportajda, "Başkanımız Doğan’ın ve Trabzonspor’a hizmet noktasında mesai ve engel bilmeyen yönetim kurulu arkadaşlarımın üstün çabaları ile yakın süreçte kulübümüz ekonomik anlamda çok rahatlayacak, camiamız rahat olsun" dedi.
Coşkun Öztürk'ün açıklamaları şu şekildi;
“87’de köyden geldikten sonra düzenli olarak maçlara gitmeye başladım. Çoğumuzun yaptığı gibi kuyrukta bekleyen herhangi bir büyüğe yaklaşıp; ondan, yanında stada girmek için ricada bulunurdum. Ardından bilet almaya başladım, 15 yaşından sonra hiç maç kaçırmadım. Kötü örnek olmasın ama lisede okurken, hafta içi kupa maçları oynanınca dayanamaz, okuldan kaçıp maça giderdim. O dönemlerde statta sakız satıp harçlığımı ve bilet parasını çıkarırdım. Ama o dönemde bazı arkadaşlarım maça gelemezdi, üzülürdüm. 1995-96’daki meşhur Vanspor maçı vardı. Benim biletim vardı ama onların yoktu, çaresizce çözüm arıyor, bulamıyorduk. Maçtan bir gün önce arkadaşlarımla gezerken kazı-kazan almıştım, bir miktar para çıktı. O parayla 8 arkadaş önce güzelce bir yemek yedik, kalan parayla da onlara bilet aldım. Çok keyifli başlamıştı o maç ama sonunda yaşadığım üzüntü halen içimi yakar" dedi.
"SADECE SPORA DEĞİL, TOPLUMA DA ZARAR!"
“Köyden geldim, güçlü, dayanıklı ve iyi koşardım. Kavakmeydanspor minik takımında futbola başladım, ardından Kireçhanespor’a geçtim, 6 yılın 4 senesinde kaptanlık yaptım. Dünyanın amatör için en güzel stadında, en güzel atmosferinde, yani Yavuz Selim sahasında çok maç oynadım. Çoğu maçı neredeyse bin kişiye oynardık. Günde 6-7 saat orada kalırdık. Bizim buluşma noktamızdı, oradaki sohbet başkaydı. Orası insanları zararlı alışkanlıklardan, hareketsiz yaşamdan uzaklaştırırdı. Ondan sonra çok güzel statlar, iyi hizmetler yapıldı ama Yavuz Selim ruhu bir başkaydı.”
HOLLANDA’YA TÜRK DAMGASI
“1997’de Hollanda’ya gittim, 14 yıl kaldım. Orada Trabzonluların kurduğu FC Jeudge 90 takımında 6 yıl top oynadım. O süreçte kulübe sahip çıkılmamaya başlandı, dağılma durumu vardı. Futbolu bıraktım, 8 arkadaşımla birlikte kulübü devraldık. 7 yıl yöneticilik yaptım. Belediye işbirliği ile iki idman sahasının yanı sıra, ikisi sentetik, bir de normal çim olmak üzere 3 de maç sahası yaptırdık. Kulüp binası, kafeterya, restoran, 16 soyunma odası ve bütün kategorilerde hizmet veren, Arnhem şehrinde tanınan ve gelişen bir kulüp haline getirdik. Yorucu ama çok keyifli bir dönemdi. Yöre halkının bakışı, yüzlerce gence spor yapma imkanı sağlamak, yaptığımız hizmetlerin, yeniliklerin karşılığını görmek çok güzeldi.”
"HER KATEGORİDE YARIŞ"
“2011’de Trabzon’a döndüm. 5 kardeş ortaklaşa kurduğumuz, bünyesinde 300 kişi barındıran şirketlerde yöneticilik yapıyorum. Futboldan hiç uzaklaşmadım, 2013’de Soğuksuspor’u aldık. Hedefimiz gençlere hizmet etmek, sporla buluşturmak, zararlı alışkanlıklardan ve kahve köşelerinden uzaklaştırmak. Şu anda ismi 1461 Soğuksuspor olan kulübümüzde Süper Amatör dahil bütün kategorilerde yarışıyoruz. 230’un üzerinde lisanslı sporcumuz var. Altyapı bizim için çok önemli, her yaş grubunda mücadele eden Trabzon’daki birkaç kulüpten biriyiz. Trabzonspor ve Türk futboluna futbolcu yetiştirmek istiyoruz. Şu anda Trabzonspor altyapısında bizim yetiştirdiğimiz sporcular var, bu sayıyı sürekli artırmak için yoğun mücadele veriyoruz. Bu süreçte ASKF yönetimine davet edildim, orada Trabzon sporuna hizmet etme şansını buldum. Çok değerli bir görev.”
"BÜTÜN SÜLALEM KONGRE ÜYESİ!"
“Trabzonspor benim için bitmeyecek kadar çok büyük sevda, büyük bir tutku. Ben dünyayı bordo-mavi görüyorum sanki. Trabzonspor sözünü duyunca gözlerim parıldar, akan sular durur. Küçükken herkesin bir hayali olur, meslekle ilgili, yaşayacağı yer gibi. Benim tek hayalim Trabzonspor’a hangi kategoride olursa olsun hizmet etmekti. İlk başlarda futbolcu olmak hayalim vardı. Yaş ilerledikçe bu kulübün bir neferi olarak çalışıp hizmet etmeyi çok istedim. Bırakın çekirdek ailemi, neredeyse bütün sülalemiz kongre üyesi, hepsinin içine Trabzonspor aşkı çok derinden işlenmiş. Böyle bir ortamda büyüdüm, bu durum hiç değişmedi. Merhum gazeteci Cevat Ocak’ın ‘Trabzonspor, ona hayat verenlerin hayatıdır’ veciz cümlesini Trabzonspor ile birlikte tüm aile olarak iliklerimize kadar yaşıyoruz”
"İLK YILDA ŞAMPİYONLUK SEVİNCİ"
“Yıllardır hayalini kurduğum Trabzonspor’a hizmet etme fırsatını Ahmet Ağaoğlu döneminde yakaladım. Bu kutsal göreve layık olabilmek tek amacım. Yöneticiliğimin ilk yılında şampiyon olma mutluluğunu yaşadım, o günleri asla unutamam. Ardından, bilgi ve tecrübesine her şekilde inandığım, Trabzonspor için dünyaları yakacak, bu kulübe hizmet etmek için gecesini gündüzüne katan Başkanımız Sayın Ertuğrul Doğan’la birlikte bu görevi gururla sürdürüyorum. Trabzonspor’da hedefimiz öncelikle ekonomik anlamda kulübümüzü sağlama almak. Bu yolda çok net atılımlarımız var.”
"YALNIZ KALIRSAK YOK OLURUZ"
“Mücadelesini yakından gördüğüm, takdir edilecek çalışmalara imza atan Başkanımız Doğan’ın ve Trabzonspor’a hizmet noktasında mesai ve engel bilmeyen yönetim kurulu arkadaşlarımın üstün çabaları ile yakın süreçte kulübümüz ekonomik anlamda çok rahatlayacak, camiamız rahat olsun. Saha içi başarı mutlaka gelecektir, bunun yanında ekonomik başarıyı da mutlaka gerçekleştireceğiz. Trabzonspor, bu anlamda ülkemizin en rahat kulüplerinden biri olacaktır. Taraftarımız, camiamız bu kulübe sahip çıksın. Yalnız bırakılırsak, ekonomik rahatlık olsa bile manevi destek olmayınca yok oluruz. El ele verirsek engelleri rahat aşarız.”
"YÖNETİM OLARAK BAŞARIYA İNANDIK"
“Kulübümüzün en önemli gelir kalemlerinden biri forma satışı. Başlatılan forma kampanyalarına tüm Trabzonspor sevdalılarımızın destek vermesini diliyoruz. ‘Bir forma nedir’ demeyelim, damlaya damlaya göl olur. Ne kadar forma satarsak kulübümüzün marka değerini o kadar yukarılara çıkarırız. Herkes sevdiğine bir forma hediye etsin, imkanı olanlar kombine bilet alsın. Hep birlikte şampiyonluk meşalelerini yakmak için kıvılcım başlatalım, büyütelim. Yönetim olarak başarıya inandık, tüm camiamız da inansın.”