Türkiye Basketbol Ligi ekiplerinden Trabzonspor Medical Park'ta takım kaptanı Alper Saruhan, 7 yıl önce diyabet teşhisi konulmasına rağmen profesyonel basketbol hayatını zorluklara karşın başarıyla sürdürüyor.
Tip 1 diyabet hastası olan Saruhan, yaptığı açıklamada, yaklaşık 7 yıl önce diyabet hastalığının belirtilerini yaşamaya başladığını, yapılan doktor kontrolünde kendisine diyabet teşhisi konulduğunu söyledi.
Oyak Renault'da basketbol oynarken diyabetle karşılaştığını ifade eden Saruhan, "Beklemediğim bir durumdu ve buna hazırlıklı değildim. Kardeşime de 6 ay önce aynı teşhis konulmuştu. Ondan nasıl mücadele etmem gerektiğini biraz öğrenmiştim" dedi.
Saruhan, doktorların hem sporun hem diyabetin bir arada nasıl olacağı yönünde başlangıçta bir ön yargısının oluştuğunu kaydederek, "Bana 'basketbolu bırakman gerekiyor' dediler. Ben de basketboldan para kazanıyordum, bu benim mesleğimdi. Bu savaşı vermeye başladım. Öncelikle ön yargıyı yıkmak gerekti, Doğru hekimle beraber diyabeti iyice tanıdım ve kontrol etmeye başladım" diye konuştu.
Diyabetle savaşmanın en iyi yönteminin spor yapmak olduğunu dile getiren Alper Saruhan, şöyle devam etti: "Çünkü şekeri dengelemek için size bir fırsat sunuluyor. İlla ki profesyonel olmak zorunda değilsiniz. Yürüyüşü, egzersizi düzenli yaparsanız şekeriniz de daha düzenli olur. Profesyonel hayatta çok örnek olmadığı için Türkiye'de diyabet hastası tek Türk oyuncu ben olduğum için doktorlar, bu konuyla karşılaşmamışlardı, bilmiyorlardı. Bunu nasıl uyarlayacağımızı, ne şekilde kontrol edeceğimizi, nasıl diyet yapabileceğimizi açıkçası bilmiyorduk. Deneyerek, benim ölçümlerimle gözlemleyerek hareket ettik. Bu süre içinde aktif hayatıma devam ettim. Özel diyet yapıyorum. Diyabetlilerin kullanmaması gereken besinleri kullanmıyorum, bu şekilde aktif spor hayatıma basketboluma devam ediyorum."
"Kolay bir adaptasyon değil"
Saruhan, profesyonel olarak spor yapan çok diyabetli olmadığını anlatarak, bu hastalıkla spor yapmanın adaptasyonu zorlaştırdığını söyledi. Hastalığının sürekli ölçüm yapmayı gerektirdiğini belirten Saruhan, "İnsülin değerleriniz sürekli değişiyor. Çünkü efor sarf ediyorsunuz, bu efora göre yemek yemeniz gerekiyor. Bu kolay bir adaptasyon değil. Gerçekten zorlandığım 3-4 senelik bir dönem yaşadım. Şimdi daha iyi oturdu. Uzaktan takip denilen bir şey var. Diyabet hastaları kendi doktorlarıyla kendi ölçümlerini hızlı bir şekilde paylaşabilir, ben bunu yapabiliyorum. Ne yemem gerektiğini ne zaman insülini yükseltmem veya düşürmem gerektiğini doktorumla paylaşıyorum. Bilinçlendiğim için kendim de yürütüyorum" ifadesini kullandı.
Alper Saruhan, diyabet hastalığında en önemli şeyin ölçüm yapmak olduğunu dile getirerek, "Senden bağımsız şekilde şeker kanında dolaşıyor ve bu, çok zararlı bir şey. Şekerini sürekli ölçmen gerekiyor. Günde 20 ye yakın defa parmağımdan kanımı alıp şekerimi ölçüyorum buna göre insülinim ayarlıyorum. Günde 5-6 defa insülinimi vurmaya çalışıyorum. Onun bir sabah, bir akşam bir de arada yemekten önce vurduğum insülinler var. Diyabet hastalarının bir düzeni var ama benim düzenim ölçümlerime göre değişiyor biraz daha farklı" diye konuştu.
"Herkes su içerken ben şekerimi ölçüyorum"
Saruhan, transfer olduğu takımlarda arkadaşlarının sürekli ölçüm ve insülin yapması sebebiyle şaşkınlık yaşadığını ifade ederek, "Kolay bir şey değil, idman arasında herkes su içerken ben şekerimi ölçüyorum. Ya da acil ihtiyacım varsa şekerim düştüyse köşede bir şeyler yiyorum. Benim yiyeceklerimden onlar da arada sırada yararlanıyorlar çaktırmadan" dedi.
Takımda olmaktan dolayı gurur duyduğunu belirten Alper Saruhan, hem Avrupa da hem de ligde istedikleri noktaya geldiklerini kaydetti. Saruhan, başlangıçta sıkıntı yaşamalarına rağmen Avrupa'da ikincilik başarısı elde ettiklerini anımsatarak, şöyle konuştu: "Kentimizde dörtlü final organizasyonunu en iyi şekilde yaptık. Çok güzel bir anıydı. Kupayı kazanamadığımız için üzgünüz ama ikincilikte sonuçta bir başarı. Diyabetli bir sporcu olarak benim için çok önemli bir şey. En büyük amacımız diyabetli gençlere örnek olmak, ailelerin insanların ön yargılarını kırıp onları spora teşvik etmek. İnanıyorum, diyabetin en önemli dostu spordur. Spor yaptıkça diyabeti daha iyi çözümleyeceklerdir."
Kaptan Saruhan, 32 yaşında olduğunu ve hayatta negatif şeyleri pozitife çevirmeye çalıştığını vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Her sabah uyandığımda hastayım ne yazık ki ama ben buna olumlu yönlerinden bakıyorum. Daha sağlıklı şekilde yaşıyorum, düzenli bir yaşantım var uykuyla dinlenmeyle yemek alışkanlığımla rahatça basketbola odaklanıyorum. Kendimi daha dinç huzurlu hissediyorum sahada. Basketbolda da yaşın getirdiği şeyle daha da olgunlaşıyorsunuz. Bir şeyleri daha fazla öğreniyorsun sana her geçen gün katkı sağlıyor. 32 yaşındayım basketbol beni bırakana kadar ben onu bırakmayı düşünmüyorum. Tek istediğim sonuna kadar gidebilmek. Daha sonra yine sahalarda kalıp bu organizasyonlar içinde spora devam edeceğim."