Trabzonspor Çay-Kur Rizespor karşılaşması sonrasında, Trabzon’da kritik yazan yazarlar ve yorumcuların başlıca yazılarını siz değerli okurlarımız için bir haberde toparladık.
Belki de kitap yazılabilecek bir sezonu noktalamak üzereyiz…
Sezon başında şuursuzca ve çılgınca yapılan harcamalar...
Lige fırtına gibi bir başlangıç yapan Trabzonspor…
Eyyamcı hakemlerin Trabzonspor üzerine adeta linç operasyonu…
Çöküş dönemi…
Yeni yönetimle birlikte açılan yeni sayfaya rağmen değişmeyen tablo…
UEFA kıskacı altında manevra uğraşı…
Gelecek yılın planlaması adı altında çekilen futbol işkencesi…
Gençlik iksiriyle hayata dönüş…
Konu başlıklarını çoğaltmak mümkün ancak bu sezon Trabzonspor camiasının yaşadıkları bir futbol severin içinde barındırdığı tüm duygulara hitap eder cinstendi.
Rizespor cephesinde de durum farklı değildi…
Sezonun ilk yarısında aldığı puanlar ile lige tutunan Yeşil-Mavililer, ikinci yarıdaki çöküş ile birlikte kendini farklı bir yarışın içinde buldu…
Hiç kuşku yok ki Yeşil-Mavililerin Trabzon deplasmanından çıkartacakları puan veya puanlar, ligi erken tamamlama adına önemli bir kazanım olacaktı.
Ancak 90 dakika sonunda ortaya çıkan farklı hüsran, kalan haftaların Rizespor açısından diken üstünde geçeceğini gösterdi…
Trabzonspor’a gelince…
Takım oyunundan, ekip ruhundan çok çok uzak olan Trabzonspor’un bu sezon yaşadığı ve yaşattığı travma hiç kuşku yok ki gelecek yılın yapılanmasında belirleyici olacaktır.
Rizespor karşısında şans bulan genç oyuncuların “forma için her zaman hazırız” dercesine verdiği mesaj, “destek gördüğümde hem gol atarım hem de attırırım” diye haykıran Muhammet Demir’in iştahı, Yusuf Erdoğan’ın bölgesini verimli şekilde kullanıp belki de sezon boyunca yaptığı isabetli ortaları bir maçta yapması ve Mehmet Ekici’nin sorumluluk alması, dünkü karşılaşmada Trabzonspor adına olumlu hamlelerdi…
Şu bir gerçek ki gelecek yılın yapılanması içinde olmak emek gerektiren bir durum…
Bu emeği ortaya koyacak karakterli oyuncuların tespiti ise gelecek sezon için göreve soyunan Ersun Yanal’ın işi.
O nedenle 1-2 maçlık değil, sezonluk değerlendirme Trabzonspor kadrosundaki oyuncuların kaderini çizecektir.
GENÇLERİNİZ VARSA; ‘KORKMAYIN’ – Karadeniz’den Sonnokta Gazetesi’nden Kemal Güner
Trabzonspor nihayet kendine geldi. Rizespor'u çok farklı yenmeyi başardı. Yine değişken bir kadro sürdü sahaya Hami hocam. Üç genç futbolcu. Sağ bekte Melih, savunma göbeğinin önünde Yusuf Yazıcı ve orta sahanın sağında Savaş. Futbola aç üç genç. Maçın bütününde çok çalıştılar. Hele de orta sahanın bu maç da en randımanlı adamı Yusuf Yılmaz 2 gol ve üç asistle tavan yaptı. Orta sahanız koşan, mücadele eden ve de yetenekli oyunculardan kurulu ise maçı istediğiniz gibi yönetebiliyorsunuz. Mehmet Ekici'nin omuzlarındaki yükü paylaşırsanız size hem şov futbolu sunar hem de defalarca seyretseniz bile doyamayacağınız güzellikte mükemmel goller seyrettirir..
Trabzonspor ilk golü 11. dakikada Yusuf Yazıcı, 2. golü 15. dakikada Mehmet Ekicinin ceza sahasının dışından mükemmel vuruşu ile bulunca oyunun seyri Bordo-Mavilerin egemenliği yönünde değişti. Rizespor eksik futbolcularının da olması nedeni ile oyunda sistemini sahaya yansıtamadı. Savunma çok hata yaptı. Hele de bugünkü diri Trabzonspor karşısında ofansif futbolu tercih etmeleri farklı sonuçla yenilmelerine neden oldu. Pas yapsalar bile hep ikinci bölgede kaldılar. Trabzonspor orta sahası ve savunmasını zorlayabilecek güçleri yoktu. Hele ikinci yarıda iyice oyundan düştüler. Hami hoca goller çok sevindi. Oyundan çıkan futbolcularını tek tek alınlarından öptü. İlk kez sahada direnen farklı bir Trabzonspor izledik. İlk 11'de sahaya çıkan kadroda Dauglas ve Bosingwa'dan başka yabancı futbolcular yoktu. Ne oldu da genç oyunculardan destekli Trabzonspor farklı bir skora imza attı!.
Gençler bizim geleceğimiz. Sayın Usta yönetimi şapkasını önüne koyup Trabzonspor'u borç batağından kurtarmanın hesaplarını yaparken Trabzonspor'a genç oyuncuların birer birer adaptasyonunu da düşünmelidir, uygulamalıdır. 12.’likten yukarılara çıkamayan Trabzonspor bir daha bu durumlara düşürülmemelidir. Çok eleştirdiğim Hami hocamı aldığı farklı sonuç kadar gençlere güvenip onları oynattığı için alkışlıyorum...
KEŞKE – TRT Spor Barış Yurduseven
alı sahada tatlısına oynanan maçlar olur hani.. Başlamaya iki dakika kala arabadan şortlu ve formalı göbekli-göbeksiz futbolcular iner;
İşte o misal bir Trabzonspor-Rizespor maçı…
Hadi Trabzonspor’u anladık hep o misal.. G.Antep-Eskişehir maçından sonra matematiksel korkusu da kalmadı.. Ama Ç.Rizespor sana ne oluyor? Sevgili Hikmet Karaman’ın ligin ikinci yarısındaki konsantrasyonu neden böyle?..
Hani takımları dizilişleri ile yaz deseniz; Trabzonspor’u 4-5-1 diye geçiştiririz de, Rizespor ise futbol literatüründe yeni bir taktiksel diziliş tabiri ortaya çıkarır.. 5-0-5..
Orta sahasız oynayan Rizespor, bir de karşısında genç, heyecanlı, istekli ve arzulu, giydikleri formanın değerini bilen oyuncuları görünce daha maçın başında her şey bitti. Bir tarafta genç Savaş, diğer tarafta Yusuf Erdoğan, orta da muhteşem oynayan bir Okay yanında Mehmet ve Yusuf Yazıcı, önde ise Muhammet Demir.. Hepsi birbirinden iyi oynadı ve hepsi ayrı ayrı sahanın yıldızıydı..
Mükemmel koordinasyonlar ile atılan gollerde mutlaka ki Rizespor’un bu kafa yapısı bu ne yaptığını bilmez şekli ya da son 20 haftadır ki Trabzonspor’a benzeyen halinin etkisi vardı ama yukarıda ismini saydığım bu çocukların da futbolunu göz ardı edemeyiz..
İkinci yarıya da aynı şekilde çıkan iki takımdan Trabzonspor, farkı artırmak çabasında komşusu ise ‘bitse de gitsek’ pozisyonundaydı. Âmâ ‘bitse de gitseki’ isteyen takımın oyuncularının puan durumundan da sanki haberleri yok..
Sonuçta Trabzonspor ikinci yarıda iki gol daha buldu. Çok daha fazlasını da bulabilirdi ve sezonun da rekorunu kırarak rakibini 6-0 yendi. Şimdi buna sevinelim mi?, kızalım mı? bilmiyoruz..
Ama keşkeler de puan kazandırmıyor.
Hani şu keşke ‘hep bu gençler ile oynayıp, bu gençler ile yenilseydiniz’ keşkeleri…
ORTADA RİZESPOR YOKTU Kİ – TSYD Trabzon Şubesi Başkanı Murat taşkın
Süper Lig’in sondan 3’üncü maçına Trabzonspor, matematiksel olarak kümede kalmayı garantilemiş, komşu kentten rakibi Rizespor ise endişeleri taşır olarak çıkmıştı. Çıkmıştı çıkmasına da Trabzonspor’un sahası olan Avni Aker’in tribünlerinde hakimiyet yaklaşık 100 kişi ile olsa da Rizespor’da idi. Bu tablo da, Trabzonspor’un genelde negatif olan tribün baskısından sıyrılarak rahat ve huzur içinde bir oyun sergilemesine neden oldu. Avni Aker’de bir kere daha görünen bir gerçek vardı ki; Trabzonspor’un çok rahat ve iyi oynamasında, tribünde taraftarının bulunmaması etkili olmuştu. Ancak en büyük etki, ortada Rizespor’un olmaması idi!
Çünkü, sahada 11 futbolcusu olmasına rağmen, Rizespor’un gerçek manada orta sahası yoktu. Bir defans bloğu, arada 30-40 metrelik bir boşluktan sonra hücum hattında sıralanmış bir grup. Ortada rakip bulamayan Trabzonspor da, Savaş, Yusuf Yazıcı, Semih Karadeniz, Melih ve Muhammed Beşir gibi genç oyuncuların heyecanın verdiği çabaya, Yusuf Erdoğan’ın topu çok çabuk ileriye taşımasıyla, Mehmet Ekici ve Muhammed Demir gibi ustaların oyunu yönlendirmesini ekleyince, gollerin art arda atılmasını sağladı.
Belki “İş işten geçtikten sonra” diyeceksiniz ama, küçük bir paragraf açarak sormama müsaade ediniz. Milyon dolarlar çarçur edilerek, 2015-2016 kadrosuna dahil edilen bir sürü emekli olmuş yabancıların yerine bu gençler oynasa idi, ligdeki yerimiz bundan daha kötü mü olurdu? Bana göre asla! 2015-2016 sezonu tamamlandığında sıralamadaki yerimiz, hiçbir işe yaramayan ama milyonları kaparak oynayanların sağladığı bu yerden en az 3-4 basamak daha yukarıda ve de kasamız da dolar ile dolu olurdu. * Sonuç itibariyle; Defansında büyük hatalar yapan; orta sahası bulunmayan; forveti ise sıfır çeken Rizespor karşısında Trabzonspor, rakibinin beceriksizliklerini azami şekilde değerlendirerek, hiç kimsenin beklemediği farklı bir skora erişti. Rizespor’a da önümüzdeki hafta düşme hattındaki rakiplerinden Gaziantepspor’u yenmekten başka çare bırakmadı.
BİR ÇOCUĞA SORSAN! - Kuzey Ekspres Gazetesi Gürkan Ata
Trabzonsporlu oyuncuların bu maçtaki tek amacı kendilerini göstermek, bu sezon hiç yaşamadıkları futbol zevkini tatmak, eğlenmek.. Ve onlar tadını fazlasıyla çıkardılar!
Çaykur Rizesporlular içinse; bir sezona bedel.. En çok da bu maçta koşmalı, mücadele etmeliler. İddiasız, moralsiz, bitkin rakipleri karşısında kazandılar mı kalan 2 maçta onlar da futbolun zevkine varacak, eğlenecek. Ama onlar kabusu fazlasıyla hak ettiler!
Trabzonspor’un bu maç öncesi en büyük tehdidi; uzaktan şut, o kadar. Zira kaleye gidecek halleri yok, haftalardır böyle. Bu tabloda Ç. Rizespor’un ön liberosunun ilk görevi basit: ceza alanı çevresinden şut çektirmeyeceksin.. Ama ilk 15 dakika; Koray seyirci, onun önündeki Makiadi ve Sylvester seyirci, ceza çizgisi dışından güle oynaya 2 şut, çabucak 2 fark.. Maç o dakikada koptu zaten… Mesela Edirne veya Van’daki, futbolla biraz alakadar bir çocuğa Mehmet Ekici’yi sorsan, ‘uzaktan bir şut çeker ki’ diye başlar söze.. Ama bunu kavrayan tek bir Rizesporlu yok, attığı gole bir bakın, halı saha ayarında!
İlk yarıda tam 8 isabetli şut bulmuş Trabzonspor, hepsi de uzaktan! Bu sezon bunu başaran başka bir takım yok. Maçı anlatmaya yetmez mi bu istatistik? Bir de Yusuf Yazıcı’yı not etmeli mutlaka, 2 gol 2 asist; yani alkışlık..
Trabzonspor’un bir idman maçında bile orta sahayı bu kadar çabuk geçtiğini tarih yazmaz. Gerçi Ç. Rizespor hiçbir alanda direnç göstermedi, yenilen yer gol sonrası ayakları titredi de titredi. Ama içlerinden biri çıkıp da bu tarihi skora isyan edemedi ya, yeşil-mavililer adına en kötüsü de bu..
2-3 fark kabul edilebilir. Ama 6 farklı bir skor son 2 hafta öncesi Ç. Rizespor için büyük bir tehlike işareti.. Çünkü o futbolcuların çoğu -biraz daha açayım; derdi Rizespor olanlar- birkaç gün kimseyle görüşmek istemez, telefon çalınca bakmaz, yemek bile yemek istemez.. Hikmet Karaman’ın Gaziantepspor maçına kadar taktik teknik değil, en çok da bunu çözmesi gerekiyor..
İHTİYAÇ DUYULAN TAZE KAN - Sabah Gazetesi Bölge Müdürü Yunus Emre Sel
Böyle sezonların en güzel yanı Türk futbolundaki yarışmacı geleneğin anlamsız bir şekilde gözlerini kapadığı genç oyunculara tekrar kapıları aralamak oldu. Trabzonspor sezonun yılgınlığını, bitkinliğini taze oyuncularının iştahıyla bir nebze olsun üzerinden attı. Çaykur Rizespor ise kritik bir haftada genç Trabzonspor karşısında aldığı bu mağlubiyeti uyarı olarak kabul etmeli. Ligdeki sıralamaları kadro kalitelerini yansıtmıyor. Bu dengesizliğin sebebini de böylesi maçlarda bir nebze olsun tahmin edebiliyorsunuz. Trabzonspor için ise yeniden yapılanma yolunda son kullanma tarihi çoktan geçmiş, ahbap esnafın nazıyla alınan ve değiştirilme zamanı çoktan gelmiş malzemeler yerine, yeni üretilmiş ve kullanım süresi daha uzun, daha az maliyetli gençlere yönelmenin sadece altyapı anlamında değil, dış transfer anlamında ne kadar gerekli olabileceğini bir kez daha görebilirsiniz. Rahat olmak ve rakibin hücumsal etkinliğinin zayıf olması ve ruhsal anlamda rahatlayan oyuncuların fiziksel direnç gösterebilmesi böyle bir karşılaşmada sonucun farklı şekilde sonuçlanmasına yol açtı. Gelecek sezonun kadrosunun az da olsa şekillendirilmek istendiği kalan haftalar öncesinde özellikle Yusuf Yazıcı’nın 2 gol, 2 asist ve 90 dakikalık harika performansı için ekstra övgüler dizmeye gerek yok. Daha önce şans bulduğunda bunu çok iyi değerlendiren Ramazan Övüç ile birlikte Yusuf Yazıcı, Semih, Melih ve Muhammet Beşir, bu sezonun en önemli kazanımları olarak dikkat çekti. Bu oyuncuların performansı bizlere Trabzonspor altyapısının varlığının olduğunu, değer ve şans verildiğinde buradan yetenekli oyuncuların Türk futboluna kazandırılabileceği gerçeğini bir kez daha bizlere gösterdi. Sonuç olarak bana göre 6 farkla kazanılan bir üç puandan çok, kazanılan Yusuf Yazıcı daha önemlidir. Kalan haftalarda yeni “Yusuf Yazıcı”lar kazanmak dileğiyle…
SEYİRCİ BASKISI - İlkhaber gazetesi Mehmet Cemil Altın
Trabzonspor seyircisiz oynadığı Rize maçına yine büyük ölçüde rotasyonlu bir kadro ile çıktı. Ben şahsen bu takımı bu hale getiren eski başkanı hiç affetmiyorum. O’nu Allah’a havale ediyor, haklarımızı helal etmiyoruz. Böyle büyük bir kulüp bu hale nasıl gelir anlamak mümkün değil. Maça iki takım da temkinli başladı. Rizespor’un oyun anlayışı beraberlik üzerine kurulmuştu. Adeta 1 puan alırsam ne mutlu bana dercesine bir anlayışları vardı. Fakat daha ilk yarıda 4-0 gibi açık bir skorla mağlup duruma düştüler. Ben Trabzonsporlu oyuncuların seyirci baskısından uzak olmaları rahat oynamalarında büyük bir etkendi diyorum. Rizespor’un kupa yorgunu olması da gözden kaçmadı. Trabzonspor’un daha önceki maçlarda topla oynama üstünlüğünü görüyorduk fakat neticede hep kaybettik. Ama Rize maçında bakıyorum rakip topla daha çok oynamış ama Trabzonspor akıllı oynayarak gol bölgelerinde akılcı oldu ve farka gitmiş oldu. Ben bu maçta Yusuf Yazıcı’yı çok beğendim iyi işler yaptı. Hırsı ve inatçılığı O’nu biraz daha ön plana çıkarttı. Gol attı, asist yaptı ve galibiyette büyük pay sahibiydi. Trabzonspor bu maçta bana göre iyi mücadele etti ve hak ederek kazandı. Seyirci baskısı olmayınca genç oyuncularımız bile harika işler yaptı. Artık buna bir çare bulmamız lazım ya seyircimizi bu yönde uyaracağız ya da maçlarımızı seyircisiz oynayacağız. Aylar sonra yüzümüz güldü hem oyun olarak hem de skor olarak mutlu olduğumuz bir haftaydı.
Üzülme be Şansal!
Geçen haftaki Sivasspor’un lig maçında kalecilerinin gerçekten de çok hatalı yediği golden sonra Lig TV Muhabirinin röportajında Sivassporlu Baykan diyor ki, “Basiretimiz bağlandı Allah böyle istiyor belki de.” Evet Baykan kardeşim, kimsenin ahı kimsede kalmaz. 2011 sezonunda Sivas Başkanı Fenerbahçe’ye kendi takımını resmen peşkeş çekmişti ve Trabzonspor’un da şampiyonluğunu bu şekilde Fenerbahçe’ye verdirmişti. İşte Allah’ın adaleti bu bakalım şimdi sizi Fenerbahçe kurtarabilecek mi? Sivas’ın kalecisi maçta 90.dakikada yediği hatalı gole yayıncı kuruluşun yorumcusu Şansal bey de, “Böyle gol yenir mi, yazık günah değil mi? Sivasspor’un kalecileri resmen yaktı onları” diye üzüntüsünü belirtiyor. Üzülme be Şansal senin de ne kadar Fenerbahçeli olduğunu biliyoruz. Gelecek yıllarda başka bir figüran takım bulursunuz Fenerbahçe’nize. Haa az daha unutuyorum Sivasspor’un yerine Kayseri ve ya Gaziantep mi düşsün, onlar bizim ligimizin takımları değil mi?