Trabzonspor'da Seçimli Olağan Genel Kurul gerçekleştiriliyor.
Yomra Belediye Başkanı Mustafa Bıyık, Haber61 canlı yayınında Haber61 Haber Müdürü Okan Çıtlak'a açıklamalarda bulundu.
Başkan Bıyık'ın açıklamaları şu şekilde:
Kongremiz camiamıza hayırlı olsun. İnşallah yeni yönetim kurulu ile yeni başarılara imza atılacaktır.
"İnsanlar heyecanını kaybetmiş durumda"
Tek adaylı seçimlere ilgi az oluyor. Sportif anlamda hafif başarısızlık olunca, bu da onu tetikleyebiliyor. İlginin az olmasını normal karşılıyorum. İnsanlar bir soğukluk yaşıyorlar. Bundan daha az katılımlı ve daha fazla katılımlı kongreler gördük. Bunlar normal şeyler.
İnsanlar heyecanını kaybetmiş durumda. Eskiden Trabzonspor'un maçına göre insanlar program yapardı. Kötü sonuçlar aldığımız ama iyi futbol oynadığımız zamanlar oldu. Bir heyecan vardı. Şimdi 10. dakikada gol yenilince seyirci televizyonlarını kapatıyor.
"10-15 maçtır izlenebilecek bir oyun yok"
Herkesin aksine şöyle bir iddiada bulunuyorum. Bir hakem hatasına dayalı olarak salon böyle değil. Eğer 2. sırada olsak, 10 maçtır galip geliyor olsak ve akşam hakem hatası ile yenilsek bile bu salon böyle olmazdı. Bunun bir süreci var. Trabzonspor takımı 10-15 maçtır izlenebilecek bir oyun oynamıyor. Burada bir sorun var. Futbolcuların ruhu kaybolmuş. İnsanlar artık Trabzonspor'un maç kazanabilme ihtimalini ön görmüyorlar. Bireysel olarak teknik kadro ile sorunumuz yok. Teknik direktörü niye eleştiriyorsun dedikleri zaman, başkanı eleştirmiyorsun diyorlar. Futbol kulübünün başkanı sadece saha sonuçlarına dayalı değil, kulübün idari ve mali sürecini yönetip planlamakla da mükelleftir. Ertuğrul Bey'in kulübün 3-5 yılını iyi planlayıp daha iyi yerlere getirebileceğine inanıyoruz. Bu da olmazsa, 2 yıl sonra yeniden kongre olur. Kurultay üyeleri değişiklik yapabilirler. Ama sadece sahadaki 5 maçın hesabını mali anlamda birçok işi yapmış adama yüklemek doğru değil.
"Aynı kişi ve yöntemlerle farklı sonuç beklediğimiz sürece Mart ayında da aynı konuşmayı yapmış olacağız"
Aralık ayına geldik, Güneş artık ısıtmıyor, kış ayındayız doğal olarak. Başka şeyler yapmak gerek. Değişiklik yapmadan aynı kişi ve yöntemlerle farklı sonuç beklediğimiz sürece Mart ayında da aynı konuşmayı yapmış olacağız. Bu insanların heyecanını kaybetmesine sebebiyet veren konuyu bulup bunları değiştirmek lazım. Bu kişisel değil. Bu milleti yeniden ekranların başına toplayacak konular oluşturmak lazım.
"Trabzonspor'un siyasetçisi değil taraftarıyım"
Trabzonspor'un 20 yıllık üyesiyim. Belediye başkanı oldum diye Trabzonsporlu değilim. Biz bu kulübün taraftarıyız. Üst kimliğimiz Trabzonspor'dur. Zaman zaman eleştiriliyoruz, siyasiler kulübün peşini bıraksın diyorlar. Konuştuğumuz zaman niye konuşuyorsun diyorlar, konuşmadığımız zaman nerede bu siyasiler, niye takıma sahip çıkmıyorlar diyorlar. Yomra Belediye Başkanı olarak burada değilim. Trabzonspor'a gönül vermiş bir üyesi olarak buradayım. Bütün maçlara paramı verip gitmişimdir. Protokolde yerim olmasına rağmen 1 maç izledim orada. Bütün maçlara kendi paramla, deplasmana gitmişsem kendi imkanlarımla gitmişim. Trabzonspor'un üzerinden nemalanan bir noktada olmadığım için özgür biçimde konuşma ve eleştirme hakkına sahip olduğumu düşünüyorum. Bu olumsuzlukları eleştiririm, ben Trabzonspor'un siyasetçisi değil taraftarıyım.
"Devlete karşı olan borçları düzenli şekilde ödedik"
Dünkü toplantı, CHP'nin 414 belediyesinin, belediyelere karşı yapılan mali sıkıştırmanın sonucunda neler yapılabileceğine dair bir toplantıydı. Belediyelerin tamamının devlete borçları var. Bu CHP'den seçimi kaybedip AK Parti'ye devrolan belediyelerde de var, AK Parti'den kaybedilip CHP'ye devrolan belediyelerde de var. AK Parti'den kaybedilip CHP'ye geçen belediyeler çok olduğu için konunun konuşulma oranı da çok oluyor. Burada devlet şöyle bir hata yapmış. Belediyelerin borçlarını tahsil etmemiş. Oysa ki, bir belediyenin sigortaya ve vergiye borcu varsa, ayın sonunda kendisine verilecek hesaptan adaletli biçimde kesilmesi lazım. Bir belediye başkanının inisiyatifine bırakırsanız borçlar birikir ve ödenecek halden çıkar. Dünkü toplantıda tektim, ülkedeki 1400 belediye içinde de 3-5 belediyeden biriyizdir. Sigortaya borcumuz yoktur. Vergiye, İller Bankası'na borcumuz yoktur. Devlete karşı olan borçları düzenli şekilde ödedik. Keşke herkes düzenli ödeyebilse ve böyle bir sorun olmasaydı. Şimdi iktidarda olunca, belediyeler yerine cami, okul ve yeşil alan verip borçlarını kapatıyor ya da taksitlendiriyor. Ama muhalif belediye olunca vermiyor. 4-5 ay önce 5-6 milyon vergi borcumuz vardı. Ödedik. Ödemeden önce biz de iktidar belediyeleri gibi, okulları camileri devlete verip borçtan siliyorlar. Biz de deneyelim dedik. Yazdık ama kabul etmediler. Kabul etmeyeceklerini biliyorduk da kağıt üstünde de görelim dedik. Şu anda devlete hiçbir borcumuz yok. Siyasi olarak polemik yaratmak için söylemiyorum. Bütün belediyelerden her ay eşit şekil devletin alacakları kesmesi gerek. 5 yılda devlete 100 milyon ödemişiz. Herkesin ödemesi gerek. Her vatandaş devlete ödemeleri nasıl yapıyorsa, belediyenin de ödemesi lazımdı. Madem bu noktaya geldi, ortak bir çözüm bulanabilmesi gerek. 300 milyon borcu olan belediyeden 5 ay bu parayı keserseniz maaşlarını ödeyemez. İlk 5 yıla göre daha fazla yatırım yapacağız. Projelere çalışıyoruz. 5 yılda Yomra'yı taşımış olduğumuz seviyenin bir üst seviyesine taşıyacağız.
Kayyumun şaka yollu konuşulması bile talihsizliktir"
Öncelikli olarak, Ahmet Kaya vatanına milletine sevdalı, orijinal Karadeniz ve Trabzonlu olan birisidir. 1400 belediye içinde eğer kayyum atanması ihtiyacı oluşursa, atanacak en son belediyeden ikisi Ortahisar ve Yomra'dır. Vatana olan sevdası sebebiyle söylüyorum. Bunun şaka yollu konuşulması bile talihsizliktir. Ancak Abdulkadir Uraloğlu'nun üslup olarak şaka dahi olsa bile bu tür sohbetin içinde olma ihtimalini görmüyorum. Ancak siyasette son yıllarda eğitimsiz, kültürsüz, nerede ne konuşacağını bilmeyen bir kitle var. O tarzdaki vatandaşlardan biri de orada densizlik etmiştir. Trabzon'da Ortahisar gibi bir belediye başkanının kayyumla adının yan yana geçirilmesi bile bu şehir için bir talihsizliktir. AK Parti ve diğer siyasi partili arkadaşlarımız tarafından da bunun eleştirilmesi gerek. Trabzon için AK Partili bir arkadaşımızla ilgili "kayyum atanabilir mi" diye konuşan olsa, yakasından tutar dışarı atarım. Çünkü hiçbir arkadaşımızın kayyumla yan yana getirilebilecek bir insan olduğuna inanmam. Motivasyonu bozmaya yönelik bir olay olduğunu düşünüyorum. Talihsizlik.