Başbakan Binali Yıldırım gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Başbakan Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmanın, partiler tarafından atılan sloganlarla kesilmesi üzerine, "Hangi maçtayız kardeş?" diye sordu. Yıldırım, konuşmasına, "AK Parti grup toplantısındayız, maçta değiliz unutmayın" diyerek devam etti. Grup toplantısına katılanları da selamlayan Yıldırım, "TBMM’nin 26. dönem 2. Yasama Yılı’nda gerçekleştirdiğimiz AK Partimizin ilk grup toplantısının partimiz, ülkemiz, milletimiz için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum. Yaklaşık bir buçuk aydır bir ara verdik. TBMM yeni ve verimli bir çalışma için hazır. Yeni dönemde de en büyük ve en ağır görev, Meclis’in iktidar kanadını temsil ediyor sebebiyle sizlere, yani AK Parti grubu olarak bizlere düşüyor. Bu yeni dönemde de ülkemiz, milletimiz için en iyisini, en güzelini yapmaya gayret edeceğiz. Milletin partisi 14 yıldır sürekli yeni şeyler söylüyor. Yeni başarılar ortaya koyuyor, onun için de dimdik ayakta. Türkiye’de bunca yıl iktidar olup da gücünü, desteğini AK Parti kadar yüksek tutan başka bir siyasi hareket, siyasi kuruluş tanımam, yok. Milletin bu teveccühü tabii ki bizim sorumluluklarımız daha da artırıyor, ağırlaştırıyor" ifadelerini kullandı.
"MİLLETİMİZİN SORUNLARINA KULAĞINA KAPATMIŞ HİÇBİR AK PARTİLİ OLAMAZ"
AK Parti’nin tüm mensuplarıyla ve sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini belirten Yıldırım, "Milletimizin sorunlarına kulağına kapatmış hiçbir AK Partili olamaz. Demokrasi tarihinde kaderi milletin kaderiyle, ülkenin kaderiyle iç içe geçmiş başka bir parti yoktur. Bu ağır sorumluluğun altından kalkmak için bize düşen görev çalışmaktır. Daha fazla üretmektir, daha büyük projeleri hayata geçirmektir" dedi.
"Yeni çalışma döneminde göstereceğiniz gayret için şimdiden her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum" diyen Yıldırım, "Rabbim yar ve yardımcınız olsun. Meclisin yeni yasama döneminde AK Parti grubuyla birlikte bütün siyasi partilerimize, bütün milletvekillerimize önemli sorumluluklar düşüyor. Türkiye, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından sorunlarını birlik ve beraberlik içinde hareket ederek çözebileceğini bir kez daha göstermiştir. AK Parti olarak bu konuda ortaya koyduğumuz güçlü ve samimi duruşu muhafaza etmeye devam edeceğiz. Biz, Türkiye sevdalısı Recep Tayyip Erdoğan’ın kurduğu partinin mensuplarıyız" şeklinde konuştu. Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"FETÖ, PKK, DEAŞ, alayı bütün terör örgütleriyle mücadelenin tüm hızıyla sürdüğü bu dönemde diğer siyasi partilerimizden de aynı tavrı bekliyoruz. Terör örgütlerine, darbecilere, ihanet odaklarına cesaret verecek söylemlerin hiç kimseye, ülkeye ve millete faydası yoktur. Bu tür söylemler yürütülen amansız mücadeleyi baltalar, mücadeleye zarar verir. Hiç kimsenin ülkemize ve milletimize böyle bir kötülük yapmaya hakkı yoktur. FETÖ’nün vücuda giren bir zehir gibi her yere ulaşabilen, sızabilen, her yere nüfuz edebilen fitne söylemlerine karşı da çok dikkatli olmanızı istiyorum. AK Partili yol arkadaşlarıma, teşkilatlarıma da şunları söylemek istiyorum, hiç kimse FETÖ’nün oyununa gelmesin. FETÖ diğer partilerle birlikte, AK Parti teşkilatları içinde de tereddütler ortaya çıkarmak, kendisine karşı yürütülen mücadelenin kararlılığına gölge düşürmek için her türlü hileye, yalana dolana başvuruyor. Neymiş? Alt düzeydeki FETÖ’cüler tasfiye edilirken siyasi gücü ve konumu olanlar korunuyormuş. Bu ifade fitnenin ta kendisidir. Bu tür ifadelerin peşinden gidenler FETÖ’nün kündesine geldiklerini unutmasınlar."
"HAİNLİK ASLA AFFEDİLMEZ"
"Elbette insanın olduğu yerde eksik de hata da olur" diyen Yıldırım, "Bunların hepsi telafi edilir ama hainlik asla affedilmez. Nitekim, bu çerçevede gündeme getirilen hususlardan kamuyla ilgili olanlar Başbakanlıkta, partimizle ilgili olanlar Genel Merkez bünyesinde oluşturulan ekiplerce titizlikle inceleniyor, araştırılıyor. Eksik varsa tamamlanıyor, hata varsa düzeltiliyor. Önemli olan yürütülen mücadelenin samimiyetidir, kararlılıktır. Fitne çıkararak, yapılan mücadeleyi değersizleştirmeye çalışanlara da asla müsamaha göstermeyeceğiz. Diğer partilerden de aynı hassasiyet içinde davranmalarını bekliyoruz. AK Parti’ye ayar vermeye çalışanlar dönüp kendi içlerinde de aynı temizliği yapmalıdır, yapmak zorundadır. AK Parti’den yüz bulmayan FETÖ’cüler soluğu diğer partilerden alıyor" ifadelerini kullandı.
PKK ile mücadelede de tavırlarının çok net olduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Suçlu olan her kim olursa olsun mutlaka cezasını çekecek. Suçsuz olan kimsenin de en küçük mağduriyet yaşamasına izin vermeyeceğiz. Türkiye, terör belasından tamamen kurtuluncaya kadar bu yolda bize durmak, duraklamak, geriye gitmek, zaaf göstermek ve hedeften sapma yoktur. Terör ve terör örgütlerini Türkiye’nin gündeminden çıkaracağız. 15 Temmuz’da baş vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Milletimize karşı borcumuzu ancak dik ve kararlı duruşumuzu sonuna kadar muhafaza edersek ödemiş oluruz. Aksi halde öbür dünyada şehitlerimizin, gazilerimizin elleri iki yakamızda olur. Burada bulunan hiçbir yol arkadaşım böyle bir vebali, böyle bir sorumluluğu asla almayacaktır. FETÖ’nün işine gelecek söylemleri, tutumları bir kenara bırakıp hep birlikte işimize bakalım, önümüze bakalım" diye konuştu.
"ÜLKEMİZDEKİ TERÖR ÖRGÜTLERİNİN HAYAT KAYNAĞI SURİYE’DİR, IRAK’TIR"
Başbakan Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti: "Ülkemizdeki terör örgütlerinin hayat kaynağı Suriye’dir, Irak’tır. Suriye’deki Irak’taki istikrarsızlık ortadan kalktığı, güvenlik sorunları çözüldüğü zaman Türkiye’de de terör konusunda büyük bir mesafeyi katetmiş olacağız. Türkiye’de başlattığımız, Fırat Kalkanı Harekatı çok önemlidir. Suriye’de bir güvenli alan oluşturulmasının bölgedeki terör ve mülteci sorunun çözümü için gerekli olduğunu uzun süreden beri ifade ediyoruz. Bu teklifimize bir itiraz olmamasına rağmen, maalesef istediğimiz desteği de bugüne kadar göremedik. Bunun için iş başa düştü, güney hudutlarımızı emniyet altına almak ve o bölgede yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak için Özgür Suriye Ordusu’nun önceliğinde Fırat Kalkanı Operasyonu’nun başlattık."
"PYD VE YPG’Yİ DE ZORLA ATMASINI DA BİLİRİZ"
Cerablus’un terör unsurlarından temizlendiğini hatırlatan Yıldırım, Suriyelilerin kendi topraklarına dönmeye başladığını ve hayatın normale döndüğünü ifade etti. Yıldırım, Fırat Kalkanı Harekatı’nın başarılı bir şekilde devam ettiğini belirterek, "El Bab ve oranın kuzeyindeki bütün bölgeyi, 5 bin kilometre karelik alanı her türlü terör unsurundan DEAŞ, PYD, YPG gibi unsurlardan temizleyinceye kadar bu harekat kesintisiz devam edecek. Menbiç’i bu terör gruplarını terk etmesi gerekiyor, ancak bugüne kadar maalesef tam anlamıyla Menbiç terör unsurlarından boşaltılmış değil. Bin bir türlü yalanla, örgüt ismi değiştirerek ipe un seriyorlar, çekilmeyi gerçekleştirmiyorlar. Türkiye olarak biz bu konuda kararlılıyız. PKK neyse PYD’de de YPG de aynıdır. Sadece isimleri değişiktir ama bunların hepsi terör örgütüdür. Nasıl DEAŞ’ı bölge halkından oluşan Özgür Suriye Ordusu mensuplarıyla birlikte Cerablus’tan aşağı doğru püskürttüysek, gerektiği anda PYD ve YPG’yi de zorla Cerablus’tan atmasını da biliriz" dedi.
"MUSUL’U Şİİ MİLİSLERE TESLİM ETMEK…"
Suriye’de yaşanan gelişmelere işaret ederek, "Türkiye’yi Suriye sorununun çözümünde dikkate almamak tarihi bir hatadır. Bugünlerde Irak’ta, Musul’da, Telafer’de de bir hareketlilik gözüküyor. Musul’un, yapılacak DEAŞ operasyonu sonrası mezhepler arası çatışmanın yeni merkezi haline dönüştürüleceğinden kaygı duyuyoruz. Müttefiklerimizin Musul operasyonu kurgusu maalesef saydam değil, bu tehlikeyi içeriyor. Irak merkezi yönetimi pek çok konuda olduğu gibi Musul konusunda da farklı güçlerin etkisi altında ilerlemeye devam ediyor. Bu yol Irak için de Iraklılar için de bölge için de İslam kardeşliği için de pek hayırlı bir yol değildir. Musul’u Şii milislere teslim etmek, işin içine PYD, PKK terör örgütünü de eklemek bölgede yeni bir ateşin fitilini yakmak demektir. Biz, bu hususu çok önemsiyoruz. Buna izin vermemek için müttefiklerimizle sürekli temaslarımızı sürdürüyoruz. Telafer’de de durum farklı değil. Şii ve Sünni nüfusun yaşadığı bölge, bu yapısının bozulması orada da büyük bir felaketin başlaması anlamına geliyor. Yapılmaya çalışılan şey buradaki Türkmenleri birbiriyle çatışmaya süreklemek" ifadelerini kullandı.
Başbakan Yıldırım, 15 Temmuz’da altın vuruşun denendiğini belirterek, "FETÖ büyük emeklerle ordu içine yerleştirdiği kadrolarını o gece darbe için harekete geçirdi. Milletimizin kahramanlığı, Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle bu ihanet girişiminin üstesinden gelmeyi başardık.Ülke savunmasında bölücü terörle mücadele ederken, 15 Temmuz demokrasi mücadelesinde hayatını kaybeden bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Türkiye 15 Temmuz darbe girişimi ile yıkılmayınca yine boş durmadılar eski eylemlere başvurdular, bel altı vuruşlarını devreye soktular, önce değerlendirme kuruluşlarını sahaya sürdüler. Hiçbir gerekçesi yokken objektif izahı yokken tamamen siyasi saiklerle zorlamayla gerekçelerle Türkiye’nin kredi notunu düşürdüler ancak bu not indirimlerini ne piyasa ne de uluslararası piyasa ciddiye almadı. Neden? Not düştükten sonra enflasyon düşmeye başladı. Şu anda enflasyon 7.28, öngörülenden daha düşük. Sahaya sundular. İhracat yüzde 8 arttı. Senin notun oysa bizim notumuz da bu. Üç beş tane değerlendirme kuruluşu bize not veremez bize notu millet verir. Biz, notu milletten alırız, hesabı da millete veririz" diye konuştu.
Muharrem ayına girildiğini ve Muharrem ayının önemli olduğunu belirten Yıldırım, "Bu aylar haram aylardır ama anlayana. Teröristlere değil. İnşallah, bu ay anlaşmazlıkların, çatışmaların, sona erdiği bir ay olur, Suriye’de Irak’ta gözü yaşlı insanların kurtuluşuna vesile olur diye niyaz ediyorum" şeklinde konuştu.
AK Parti’nin 21-23 Ekim tarihleri arasında Afyon’da kampa gireceğini hatırlatan Yıldırım, "Partimizin Afyon’da istişare toplantısı yapılacak. Hep beraber orada olacağız, memleket meselelerini, partimizin konularını değerlendirmiş olacağız" dedi.