17 Ağustos Marmara Depremi'nde 20 yaşındaki oğlu Serdar ile birlikte enkaz altında kalan, enkazdan kendisinden önce sağ olarak çıkarıldığını bildiği ve daha sonra haber alamadığı oğlunun cesedini 3 yıl sonra DNA testiyle kimsesizler mezarlığında bulan Emine Cebeci, yaşadıklarını kitap yaptı.
Oğlunu ölü veya sağ olarak bulabilmek için verdiği mücadele ile 17 Ağustos Depremi'nin simge isimlerinden biri haline gelen Emine Cebeci, halen Gölcük'te üyelerinin büyük bir bölümünü depremde sakat kalanların oluşturduğu Engelliler Derneği başkanlığı görevini yürütüyor.
O günleri anlatırken gözyaşlarını tutamayan Emine Cebeci, 45 saniye süren depremin ilk 10. saniyesinde evlerinin yıkıldığını belirtti. Oğlu Serdar'ın astsubay okuluna giriş sınavını kazandığını, o gece saat 01.00'e kadar birlikte oturup sohbet ettiklerini belirterek, "Sabah dosyalarını teslim edecekti. Oğlum yattıktan sonra ben oturmaya devam ettim. Sallanmaya başlayınca onun odasına koştum. Biz yaklaşık 10 saniye sonra yıkıldık" diyerek bundan sonraki gelişmeleri şöyle anlattı:
"Ben üçüncü adımımı attım. 4. adımı atamadan evimiz yıkıldı. O 45 saniye civarında enkazın altında devamlı sallandık. O anı anlatamam. Nefesin, sözün bittiği yer denir ya benimki oydu orda. Üst kattaki hamile arkadaşım ve oğlum için yaşadım. Hamile arakadaşım da can taşıyordu. Kendimde betonun altında olduğumdan kımıldayamadım. Zaten öyle bir şansım da yoktu. 5 kat üzerime yıkılmış. Oğlumdan ses almaya çalıştım. İlk bir saat ses alamadım. Ama bir saatten sonra ses alınca 'çok şükür yaşıyor' diye dua ettim. Oğlum benden iki saat önce çıkarıldı. Çıkarılana kadar hep konuştum oğlumla. Korkmasın kuvvet bulsun diye. Oğlum en son 'anne hakkını helal et biz burdan kurtulamayacağız' dedi. Ben ise o sözü hiç kabul etmedim. 'Hayır kurtulacağız bizi birileri kurtaracak' dedim. Tabi o anda sadece bizim binanın yıkıldığı sanıyordum. Gölcük'ün yıkılacağını düşünmedim. Hani birileri bizi bulup kurtaracak diye bekliyorum."
Enkazdan 16 saat sonra çıktığında Gölcük'ün yerle bir olduğunu anladığını, oğlunun da askeri hastaneye götürüldüğünü bildiğini anlatan Emine Cebeci, bir daha onun izini bulamadığını, 8 ay hastanede yattığını hatırlatarak, "Oğlumu bulmakta kararlıydım. Tüm mezarlıkları dolaştım. Bu kez kimsesizler mezarlığında araştırma yaptırttım. Uzun süren yasal mücadeleler, ekonomik sıkıntılar sonunda isimsiz mezarları açtırıp DNA testi yaptırdım. Oğlumun mezarını buldum." diyerek bu konuda kendisine birçok maddi ve manevi engeller çıkarıldığını da söyledi.
Gölcük'te yıkılanların yerine yenilerinin yapıldığını, ancak sıkıntıların bitmediğini dile getiren, yaşadığı sıkıntıları da "Asla unutmayacağız" adlı kitapta toplayan Emine Cebeci, "Güzel şeyler yapıldı. Ama insanların sorunu bitmedi. Çocuğunu kaybetmiş, kolunu kaybetmiş, annesini kaybetmiş. O insanların neler yaşadığını kimse farketmedi. Acaba bu insan herşeyini kaybetmiş yaşama gücü var mı diyen olmadı. Hayata engelliler adına umutla baktım. Ben oğlumu kimsesizler mezarında görünce umutlarım bitmişti.
Yaşama diye bir şey düşünemiyordum. Etrafımdaki engelli insanlar için 3 buçuk sene sonra Gölcük'te engelliler derneğini kurduk. Şimdi onlar için hizmet veriyorum" dedi.