Koçaker,yaptığı açıklamada, Türkiye'nin yarı kurak bir iklim bölgesinde bulunduğunu bundan dolayı da sistemin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, kurak periyotlarla yağışlı periyotu ayırmak zorunda olduğumuzu bildirdi.
Yağışlı periyotta biriktirip kurak periyotta kullanmak suretiyle az olan su miktarını, yakalanan şartları destekleyip, normal düzeye çıkarmamız gerektiğini dile getiren Koçaker, şunları kaydetti:
Yağışlı periyot ile kurak periyot iyi belirlenmeli. İnsan oğluna verilen en büyük nimet aklın kullanılması. Var zamanda saklanması, yok zamanda tasarruf edilerek kullanılması.
Doğanın kanununu değiştiremeyeceğimize göre, bize düşen görev var zamanda depolamak, yok zamanda da kullanmak ve de kirletmemek. Kirlettiğiniz anda olsa da kullanamazsınız. Bizim öncelikle depolama tesislerimizi yani barajlarımızı, göletlerimizi ve su aktarmalarımızı dolayısıyla suyu yakalayabileceğimiz ve yönetebileceğimiz tesislerimizi kurmamız gerekiyor. Bunun için hakikaten büyük bir gayret içerisindeyiz.
Şu anda yatırım programında 175 baraj ve gölet projesi olduğunu ifade eden Koçaker, 2013 yılında bu tesislerin büyük bir kısmını tamamlamış
olacaklarını söyledi.
Bir miktar eksik kalırsa da onları da daha sonraki süreçte tamamlayacaklarını anlatan Koçaker, 2013 yılına kadar suyumuzu depolanabilir, yönetilebilir ve gerektiği zaman kullanabilir hale getireceklerini belirtti.
Şu anda Türkiye genelinde 66 milyar metre küplük bir su depolama kapasiteleri olduğunu dile getiren Koçaker, Yıllık ortalama 40 milyar metre küp su kullanıyoruz. Esasında 1.5 yıl kullanabileceğimiz suyu depolama imkanımız var. 175 adet depolama tesisini bitirerek, 2013'te su depolama kapasitemizi 90 milyon metre küpe çıkarmayı hedefliyoruz dedi.
Koçaker, içme sularında genellikle 40-50 yıllık projeksiyonların ele alındığını ifade ederek, Her şeyin normal gitmesi halinde 2050 yılına kadar su problemi yaşamayacağımızı sistemin ona göre yapılandırıldığını söyleyebiliriz. Bu durum hem içme suyu olarak hem sulama suyu olarak hem de endüstriyel kullanım suyu olarak geçerli diye konuştu.
-50 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM-
1924 yılından günümüze kadar 40 milyar dolarlık su yatırımının yapıldığını kaydeden Koçaker şöyle devam etti:
Enerjiyle, depolamasıyla sulamasıyla bundan sonraki yatırımlar için yaklaşık 50 milyar dolara ihtiyaç var. Bu yatırımlar arasında özel sektör tarafından kurulacak hidroelektrik santralleri de var. DSİ'nin ödeneği bu yıl 4,8 milyar YTL. Dolayısıyla geçtiğimiz yıla göre iki mislinden daha fazla. Bir sonraki yıl daha da fazla olacak.
2013 yılına kadar yapılacak kamu ve özel sektör yatırımları 50 milyar doları bulacak. 2013 yılında çok büyük mesafeler kat etmiş, mevcut tesislerimizin büyük bir bölümünü tamamlamış olacağız. Ancak vatandaş, devlet hep berabere el ele vererek bir şeyler yapmak zorundayız.
Koçaker, Türkiye'nin toplamda kullanacağı içme suyu miktarının yılda 15 milyar metre küp olduğunu vurgulayarak, 2050 yılı projeksiyonuna göre bizim 112 milyar metre küp depolanabilir suyumuz var. İçme suyunun yaklaşık 8 katı. Dolayısıyla içme suyu yönünden hiçbir problemimiz olmaz. Ancak sulama suyu ve endüstriyel kullanım yönünden mümkün mertebe daha az su tüketen bitkiyse bitki, teknolojiyse teknoloji kullanılmalı dedi.
-SUYU KULLANMA KÜLTÜRÜMÜZÜ ÇOK İYİ GELİŞTİRİLMELİYİZ-
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nun Türkiye için büyük bir şans olduğunu kaydeden Koçaker, kendini suya adamış bir insan diyebilirim. Onunla çalışmak bana büyük bir zevk veriyor. Gecesini gündüzünü su meselesi için harcıyor. Yeter ki vatandaşlarımız üzerlerine düşen görevi yerine getirsinler, biz bize düşeni yaparız şeklinde konuştu.
Koçaker, suyu bilinçli kullanma konusunda biraz daha gayret etmemiz gerektiğini ifade ederek, suyu kullanma kültürümüzü çok iyi geliştirmeliyiz. Suyu temin etme, depolama, düzenleme kadar suyu kullamada çok önemli. Çünkü hepimiz su kullanacağız. İster içerek, ister yıkanarak, ister yıkayarak, ister sulayarak olsun dedi.
Barajlarda ki doluluk oranına da değinen Koçaker, geçtiğimiz yıllara oranla sulama ve elektrik üretmek için kullanılan barajlarda su seviyesinde
ortalama yüzde 20 eksilme olduğunu belirtti.
Koçaker, bölgelere göre bir değişim yaşanmakta, ancak artan ve eksilenlerle ortalama yüzde 20 azalma var. Bu azalmada bir önceki yılın kurak geçmesinin de etkisi var diye konuştu.