GAÜN TÖMER ve Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluğu Başkanlığı'nın kurslarına katılarak ileri düzeyde Türkçe öğrenen Suriyeliler diploma aldı
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ortaklığıyla düzenlenen kurslarda başarılı olarak ileri düzeyde Türkçe öğrenen 552 Suriyeli sığınmacı, diploma aldı. Diploma töreninde konuşan Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, öğrencilere geleceğe yönelik ümitlerini yitirmemeleri çağrısında bulunarak "Bütün karanlıklar, geceler mutlaka taptaze bir şafağa, sabaha ve aydınlığa gebedir. Aydınlık sabah, şafak uzak değil artık yakındır ve inşallah hep birlikte o günlere geldiğimizde o güzel mutluluğu, o güzel sabahı pırıl pırıl ışığı birlikte duyacak, görecek yaşayacağız. Mutluluklar sizin için yakında" dedi.
10 İLDEKİ 20 KAMPTA EĞİTİM
Gaziantep,Adana,Adıyaman, Hatay,Osmaniye, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, KilisMalatya ve Mardin'deki 20 kampta barınan ve İleri Düzeyde Türkçe Eğitim Programı'na katılan öğrencilerin üçüncü dönem kursları tamamlandı. Gaziantep Üniversitesi akademik koordinatörlüğündeki projenin 24 Aralık 2014 ile 2 Temmuz 2015 arasındaki 3. Dönemine katılarak, yapılan C1 sınavında başarılı olan 552 öğrenci için diploma tereni düzenlendi. Gaziantep Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) gerçekleştirilen mezuniyet töreninde, temsili olarak kamp birincilerine diplomaları verildi. Tören öncesi müzik dinletisi ve engelli olmasına rağmen eğitimini tamamlayan Suriyeli öğrenci Mahir'in sinevizyon gösterisi ile, Suriyeli Fatma Kahveci adlı kursiyerin Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Memleket İsterim" adlı şiiri ise salondakilere duygu dolu anlar yaşattı.
ENSARLIK GÖREVİMİZİ YERİNE GETİRDİK
Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun ise, ülkelerini terk ederek olarak gelen gençlere her alanda sahip çıkmaya çalıştıklarını vurguladı. Prof. Dr. Coşkun, "Çocuklar, kadınlar, erkekler. Kim olursa olsun zulüm görmüş masumdurlar. Memleketlerini bırakıp gelmişler. Kiminin yakını ölmüş, kimi kabını, kacağını, hatıralarını terk edip gelmiş. Onlara burada sahip çıkmalıydık. Sosyal projeler yaptık. Çeşitli sosyolojik araştırmalar yaptık. Ama öbür taraftan onlara bir şey de vermeliydik. Türkçe öğretmeliydik. Eğitim vermeliydik, akademik hayata kazandırmalıydık" diye konuştu.
Bu aşamada, Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akrabalar Topluluğu ile proje ortaklığı yaparak kurslar açtıklarını kaydeden Coşkun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Onlar zaten bu işe bir proje olarak hazırdılar. "Biz de varız. Bizsiz olmaz" dedik. Biz kamplarda Türkçe öğretmeye başladık. Yüzlerce, binlerce katılım oldu. Ama sadece kamplarda mı? Değil. Biz, burada da Türkçe öğretiyoruz. Yüzlerce Suriyeli öğrencimiz var. Devlet para almıyor bu öğrencilerden bunlar fakir fukara paraları yoktur diye. Biz burslar buluyoruz yurtdışı kaynaklardan çeşitli ülkelerden getiriyoruz. Bu öğrencilere kolaylıklar sağlıyoruz. Barınma imkanları konusunda çeşitli projeler yapmaya çalışıyoruz. Onların tekrar kazanmalarını tekrar hayata tutunmalarını hayata tekrar yepyeni umutlarla başlamaları için elimizden geleni yapıyoruz. Gördük ki bu iyi niyetler, bu çabalar, canhıraş gayretler sonunda meyvelerini verdi. Bugün artık yüzlerce öğrencimiz, mezunlarımız var. Artık Türkçeyi biliyorlar. Eğitimlerini alıyorlar."
"MUTLULUK SİZİN İÇİN YAKINDA"
Konuşmasının son bölümünde Suriyeli gençlere gelecekle ilgili umutlarını hiçbir zaman yitirmemeleri çağrısında bulunan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, "Biz sevgi köprüleri, dostluk köprüleri kuracağız. Gönülden gönüle giden yollar açacağız. Bu coğrafyada karanlık, şu anda kan kokan coğrafyada tekrar yemyeşil, dipdiri, ışıl ışıl bir medeniyet yükselecek. Bu konuda içiniz rahat olsun" dedi.
Coşkun, sözlerinin son bölümünde ise şunları söyledi:
"Çünkü bütün karanlıklar, geceler mutlaka taptaze bir şafağa, sabaha ve aydınlığa gebedir. Aydınlık sabah, şafak uzak değil artık yakındır ve inşallah hep birlikte o günlere geldiğimizde o güzel mutluluğu, o güzel sabahı pırıl pırıl ışığı birlikte duyacak, görecek yaşayacağız. Mutluluk ızdırapla satın alınır. Biraz ızdırap çektik, çektiniz. Belki biraz daha çekeceğiz, çekeceksiniz. Ama mutluluk uzakta değil. İnşallah yakın çok yakındır diye düşünüyorum."
Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkan Yardımcısı Serdar Gündoğan ise konuşmasında, kurslarda elde edilen başarıdan dolayı Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun ve TÖMER yetkilileri ile kursları veren hocalara teşekkür etti. Suriyeli öğrencilerin Türkçe öğrenerek kendilerine yeni bir dünya kapısı açtıklarını vurgulayan Gündoğan, "Bu kapıdan girmek tamamıyla sizin kendi iradenizde. Türkçe öğrenerek kendinize büyük bir dünyanın kapısını açtınız. Ama, aynı zamanda Türkçe öğreterek kendi dünyanızın kapısını da bizlere açmış oldunuz. Bundan sonraki hayatınızda bu açıdan kapılardan karşılıklı olarak sürekli bir etkileşim içerisinde oluruz. Türkçe ile attığımız köprü sürekli ayakta kalır ve umarım sizlerin lehine sonuçlanacak Suriye'deki şu andaki sıkıntılı durum da ortadan kalktıktan sonra iki devlet arasında sizler sağlam birer köprü olarak bu ilişkiyi devam ettirirsiniz. İnşallah bunun gerçekleşeceğini de hem biliyor hem de umuyorum" dedi.
Diploma töreninde kurslarla ilgili bilgi veren Gaziantep Üniversitesi TÖMER Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Gültekin, Türkçe'nin Yunus Emre'nin dili olduğunu belirtti. Yunus Emre'nin sevgi şairi olduğunu vurgulayan Gültekin, "Sevginin şairinin konuştuğu dilde de kin yoktur, nefret yoktur, bölmek ve ayrıştırmak yoktur. Bizim felsefemiz, bin kere de olsa tövbeni bozmuş olsan yine gel felsefesidir. Yani git yoktur. Kapalı kapı yoktur. Her daim açık olacaktır. Biz bu felsefeyi yitirdiğimizde ise artık biz olmaktan çıkmışız demektir. Siz de Türkçe öğrenmekle bu iklime, felsefeye kavuşmuş oldunuz" diye konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Gültekin konuşmasının devamında, "Savaş kavram itibariyle de hepimizi üzen, derinden yaralayan bir hadise. Ama biz kardeşiz ve kardeşlik hukukunun gereğini yerine getirmek üzere üzerimize düşen bir sorumluluğu yerine getiriyoruz. Dün Halep sokaklarında dolaşırken bize merhaba diye seslenen Suriyeli esnaf kardeşimiz, bugün Gaziantep'te o esnaf kardeşimizin çocuğu bize tekrar merhaba diye Türkçe sesleniyor" dedi.