TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, 'Susurluk Davası' hükümlüsü Mehmet Ağar'ı, Yenipazar K1 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda dinledi. Mehmet Ağar bu görüşmenin hemen öncesinde Yeni Şafak yazarı Veyis Ateş'le kısa bir görüşme yaptı. Görüşmede önemli şeyler söyleyen Ağar, cezaevinde namaz kıldığını ve spor yaptığını açıkladı. Mehmet Ağar, kendisini çok fazla insanın ziyaret ettiğini belirtti ve istatistik verdi: "Gelenlerin üçte biri Kürt ve Zaza."
"SPOR YAPIP, NAMAZ KILIYORUM"
Maşallah, formunuz yerinde.
Cezaevinde ne yapar insan? Spor yapar, namazını kılar, televizyon seyreder, kitap okur. Hepsini yapıyoruz Allah'a şükür.
İstirahatte olduğunuza göre sigarayı da bırakmışsınızdır?
Bırakaydık iyi idi, yapamadık.
"MHP VE BDP MİLLETİ AYRIŞTIRMAK İSTİYOR"
Yoğun bir güne hazırlanıyorsunuz, az sonra komisyon üyeleri sizi ziyaret edecek.
Gelsinler. Konuşmak benim inisiyatifimde, yoksa bu bir zorunluluk değil. Ama ben bildiklerimi anlatarak yardımcı olmak istiyorum.
Ne diyorsunuz bir kez daha artan terör saldırıları için?
Bitmesi lazım bu işin... Böyle gitmez. BDP bir ucundan MHP bir ucundan ayrıştırmak istiyor milleti.
Ümit var mısınız?
Tabi ki varım. Birbirine kenetlenmiş bu milleti siyasi oyunlarla ayıramazsınız. Demokratik Özerklik kuracaklarmış! Nasıl kuracaksınız? Buralara, Karadeniz'e, Akdeniz'e, İstanbul'a, Ankara'ya yerleşen, hayat süren Kürt vatandaşını ne yapacaksınız, nereye götüreceksiniz?
"SÖYLENMEYEN CÜMLELER KURMUŞUZ"
DP Genel Başkanlığı yaptığınız dönemde hafızalara kazınmıştı 'Dağda eşkıyalık yapacaklarına, düz ovada siyaset yapsınlar' cümlesi. O günden bu güne manzara nasıl görünüyor?
Sadece o değil. O dönemde yaptığım konuşma metinlerine bakıyorum da önemli notlar düşmüşüz o günlere, bugünlerde bile söylenemeyen cümleler kurmuşuz.
Mesela?
Mesela dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'la çok sık karşı karşıya gelmişiz. Bir keresinde Büyükanıt, Kürt kanadından gelen 'Analar ağlamasın' sözüne 'Onlar sadece Cumartesi annelerine ağlar' demişti de ben çıkıp 'Annelerin Cumartesi Pazar'ı olmaz' demiştim.
"ZİYARETE GELENLERİN ÜÇTE BİRİ KÜRT VE ZAZA"
Geleniniz gideniniz çok mu?
Allah'a şükür. Bizim ehl-i namusa, ehl-i vatana, ehl-i dindara bir yanlışımız olmadı, olamaz da. Bazen kaygılanıyorum gerçi...
Neden?
Elazığlı hemşehrilerim, Bingöllü dostlarım; köylüsü bir sepet yumurtayla, muhtarlar köylüden getirdiği mektupla taa buralara kadar zahmet edip geliyorlar. Korkuyorum; yolda sokakta bir kaza, acı bir durum olacak, üzüleceğim. 'Siz gelmeyin, çıkınca ben size geleceğim' diyorum, ama dinlemiyorlar.
SİYASETE DÖNECEK Mİ?
Kimler var sizi ziyarete gelen?
Gelenlerin istatistiğine baktım. Üçte biri Kürt ve Zaza.
Buradan çıktıktan sonra ne yapacaksınız?
Siyasete dönmeyi düşünmüyorum. Ama bu acının bitmesi için çalışacağım, elimden geleni yapacağım.