Dünya genelinde çok fazla sayıda kişinin ölümüne yol açan akciğer kanserine yönelik Küba'da geliştirilen ve klinik araştırmalar çerçevesinde hastalara uygulanan aşıda son aşamaya gelindi.
Havana Moleküler İmmunuloji Merkezi (CIM) Moleküler İmmunoloji Enstitüsü İnovasyon Direktörü Luis Enrique Fernandez Molina, Küba'da, Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) tavsiyeleri istikametinde geniş etraflı ulusal bir planın yürürlüğe konulduğunu ve aşı faaliyetlerine ağırlık verildiğini belirtti .
KANSER AŞISINI ANLATTI
Yaklaşık 30 yıldır bu gayesiyle biyoteknoloji hususunda , mühim yatırımlar gerçekleştirdiğini ve yaklaşık olarak bir milyar Amerikan doların araştırma ve geliştirmeye ayrıldığını dile getiren Molina, ülkelerinde özellikle akciğer kanserinin görülme sıklığının çok fazla yüksek olduğunu ifade etti .
CIM tarafından geliştirilen ilk akciğer kanseri aşısının 2008 senesinde ruhsatlandırıldığını ve 2013 senesinde ise ikinci aşı Racotumomab'ının (Vaxira) tekrar aynı merkez tarafından geliştirildiğini ifade eden Molina, bu ürünün de ruhsatlanarak günümüze kadar 600'dan çok hastada kullanıldığını belirtti . Bahsi geçen aşının, "Arjantin'de de ruhsatlı olarak 2013 Temmuz ayından beri kullanıldığını" açıklayan Molina, Küba'daki tüm kliniklerde ilacın bedava olarak kullanımda bulunduğunu aktardı. Molina, "Peru, bu mevzuda Küba hükümeti ile görüşmeye başlayan ilk ülke oldu. ABD'de ise ilacın yalnız klinik çalışmalar için kullanımı mümkün" açıklamasında bulundu.
Molina, aşının bileşeninde tümör antijenlerinin bulunduğunu ortaya koyarak , "Kanserli tümör ile alakalı molekülü buluyorsunuz ve tümöre özel aşı hazırlıyorsunuz. Aşı da sadece tümöre saldırıyor" diye belirtti .
"BUGÜNE KADAR YAN ETKİYLE KARŞILAŞMADIK"
"Aşı ile alakalı klinik çalışmaların son aşamada olduğunu" vurgulayan Molina, "'Latin Amerika, Meksika, Kuzey Amerika'nın bazı bölgelerinde, bazı Asya ülkelerinde klinik deneyler sürüyor. Bu son aşamadaki klinik faliyetlere binden çok insan dahil. Bugüne kadar hiçbir yan etki ile karşılaşmadık, hastaların genel durumunda iyiye gidiş söz konusu. Ama bu yavaş işleyen bir süreç. Şunu unutmamak lazım gelir bu hastalar ileri derecede akciğer kanseri hastaları. O yüzden bu hastalık kaybolup gitmeyecek. Hastaların yüzde 20'sinde sağkalımı görüyoruz. Aşının gönüllü olarak gönül vermiş hastalara gercekleşen uygulamasına ait Faz 3 sonuçları 2015 senesinde açıklanacak" açıklamasında bulundu.
"BU AŞI KORUYUCU DEĞİL İSMİ YANLIŞ ANLAŞILIYOR"
Kimi Türk bilim insanlarının söz konusu aşının sonuçlarını "tatmin edici bulmadıklarına" yönelik eleştirilerini de değerlendiren Molina, "Akciğer kanseri aşısının en tehlikeli kısmı ismi. Zira , aşı koruyan bir şey gibi gözükür, fakat akciğer kanserinde önleyici aşı yoktur. Zira , aşı eşittir sigara içmemektir" diye açıkladı .
"KÜBA'YA AMBARGO OLURSA HERKES ULAŞAMAZ"
"ABD hükümetinin sürdürdüğü Küba'ya karşı ambargo, hem Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi-FDA onayı ile ilacın yaygın kullanıma girmesinin, hem de hasta ABD vatandaşlarının Küba kliniklerinde tedavi almasının önünde mani teşkil ediyor" iddiasında mevcut bulunan Molina, gercekleşen çalışmaların bilimsel araştırmalara dayandığını ve amaçlarının bundan kar sağlamak değil, vatandaşı ilaca basit erişebilir hale getirmek ve yaşam kalitelerini artırmak olduğunu vurguladı.
Küba'da gercekleşen çalışmaların bazılarının ABD'deki klinik çalışmalarda yer aldığını ifade eden Molina, "Ambargo var, fakat Amerikan tıp çevreleri buna izin veriyor. Sonuçlar iyi geldikçe bilim çevreleri de pozitif sonuçlarını anlayacak" diye belirtti .
"KANSER İÇİN EVRENSEL BİR AŞI YOK"
Molina, Türkiye'de de bu ürünlerle alakalı bilimsel çalışmaların sonuçlarını, ilaçların geliştirildiği Moleküler İmmunoloji Merkezinden gelen Dr. Tania Crombet tarafından Ocak 2014 tarihinde İmmuno Onkoloji Derneği ile meydana gelen toplantılarda sunuldu ve bilim vatandaşı tarafından her yönüyle tartışıldığını dile getirdi.
"Burada üstünde vurgulanması lazım gelen , kanser için evrensel bir aşının olmadığıdır. Şu an için onkolojide uygulanacak aşılar, kanser gelişimini önleyen değil, tedavi edilmesine yardımcı olan aşılardır" vurgusunda mevcut bulunan Molina, bunların tıbbi literatürde "terapötik kanser aşısı" olarak isimlendirildiğini belirtti . Molina, "İşlem olarak tümörün kendisi ya da bileşenleri, kanserli kişiden alınır, laboratuvar ortamında hazırlanır ve kişiye, bağışıklık sistemini uyarması ve tümörün tanınmasına yardımcı olması amacıyla bir daha geri verilir" açıklamasında bulundu. Çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor.