Ali Ağağlu, "Harçlığımı, şirketimizin finans bölümünün başındaki Yurdagül Hanım verir. Çok para harcarsam ondan azar işitirim" diyor.
Ali Ağaoğlu, Türkiye'nin en zengin işadamlarından biri... Çok çalışıyor, çok kazanıyor ama parayla ilişkisi sınırlı. En çok arabalara para harcıyor. Sosyal yardım kampanyalarında mutlaka yer alıyor. Sıkıldığı için tatil yapamıyor. Hobileri yok. Birbirinden lüks arabalarıyla en çok şantiyeleri dolaşıyor... Ağaoğlu, Sabah'tan Şengül Balıksırtı'nın sorularını yanıtladı.
"Zamanında biz de inşaatlarımızda kötü malzeme kullandık" demeniz çok dikkat çekti, eleştirildiniz de. bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Türkiye'de inşaat sektörünü bilen ikiüç kişi varsa, bunlardan biri de benim. Bu konuda sadece bugün konuşmadım ki... 99 depreminden beri anlatıyorum. Yaşanan acı olayları hep birlikte gördük. Ama unutuluyor. Van depremi ile birlikte yeniden hatırladık. Amacım mevcut binalarımızın durumunu net bir şekilde ortaya koymaktı.
"Ben de yaptım" dediniz ya, demek ki o evlerin nerede olduğunu biliyorsunuz. Kötü durumdalar mı gerçekten?
Gidip bakmaya gerek yok. İstanbul'un her tarafına bakın, aynı manzara var. İstanbul'un en lüks semtlerine bakın; Bağdat Caddesi'nden Etiler'e kadar pek çok binada aynı sorunlar var. Ben bir itirafta bulunmadım, bir tespitte bulundum.
ŞİMDİ DÜNYAYLA YARIŞIRIZ
Neydi sizi kötü malzemeyle ev yapmaya iten nedenler?
O dönemdeki inşaat malzemelerinin kalitesine bakın, ne demek istediğimi anlayacaksınız. Yoktu... Sadece inşaat sektöründe mi? Hayır... O zaman gazeteler nasıl basılıyordu? Bugünkü sistem var mıydı? Şimdi tek düğme ile sayfayı matbaaya gönderiyorsunuz. Aynı şey inşaat sektörü için de geçerli. Ne yapacaktık, kum mu ithal edecektik? Ama şimdi her şey farklı. Mühendislik, mimarlık, teknoloji ve tasarım açısından dünyada yarışamayacağımız kimse yok.
Sürekli yeni projeleriniz var. Yaptığınız evler sizi de cezbeder mi? Burada oturayım diye düşünür müsünüz?
Tabii otururum. Ben değil ama çocuklarım yaptığım sitelerde oturuyor. Ben yalıda oturuyorum.
Sizin kendi yaşam alanınızda, evinizde olmazsa olmaz neleriniz var?
Evde bir yatağın mutlaka olması lazım. (Gülüyor) Hayatımın dörtte üçü işte geçiyor. Günde 15-18 saat çalışıyorum. Dolayısıyla evimi ancak uyumak için kullanıyorum. Yanımda isterse Adriana Lima olsun, sabah 7'de kalkar, kahvaltımı yapar, çıkarım. 8'de de işimin başında olurum. Haftanın yedi günü durum böyle. Yalının keyfini evdeki yardımcı hanımlar çıkarıyor.
İŞİM HEP ÖNCELİĞİM OLDU
Çok çalışırken hayatta bazı şeyleri kaçırdığınızı düşünüyor musunuz?
Doğrudur. Evliliğimi de bu yüzden yürütemedim. Eşimden 14 senedir ayrıyım. Belki ayrılığımızın en önemli etkenlerinden biri de ona çok fazla zaman ayıramamamdı. İşim her zaman önceliğim oldu.
Evliliğinizi bitirmeden bir başka beraberlik içinde olmanız eleştiriliyor!
Kağıt üzerinde evliyiz ama ben eşimden ayrılalı 14 sene oldu. O benim çocuklarımın annesi. İlk dönemlerde belki sıkıntılar yaşadık ama sonra ilişkimizi gayet sağlıklı bir biçimde, arkadaş çerçevesinde çözdük.
Ne kadar sıklıkla görüşüyorsunuz?
Görüşürüz. Çocuklarımın evine gider kalırım. Ama eşimle ayrıyız.
Kağıt üzerinde evli olmak sizin için bir şeylerin garantisi mi?
Öyle düşünmedim. Ama yeniden evlenmeye karar verirsem eşimden çok rahat ayrılırım.
Kağıt üzerinde evli olmak eşinize de sorumluluk yüklemiyor mu? Başka bir hayata gitme özgürlüğü var mı?
Semra Hanım benim hayatımda çok önemli. Eğer günün birinde onun da bir isteği olursa, hemen ayrılırız. Bu konuda bir sorunumuz yok. O da bana saygı gösterir, ben de ona saygı gösteririm.
Hayatınız boyunca hiç kimseye hesap verdiniz mi?
Vermedim. Allah'tan başka hiç kimseye... Babamdan da bu nedenle ayrıldım. Rahatsızlığı süresince işlerin başına ben geçtim. İki yıl sonra döndü "Onu yapma, öyle yapma" demeye başladı. O daha sağlamcı, ben daha atağım. Bana fren olmaya başlayınca, oturduk konuştuk. Teslim aldığım her şeyi geri verdim ve ceketimi alıp çıktım.
Gezmeyi, eğlenmeyi seviyorsunuz ve sınırsızca para harcıyor gibi görünüyorsunuz. Harcamada belli bir limitiniz var mıdır?
Öyle günlük bir limitim yoktur. Para kazanmayı çok iyi beceririm ama harcamayı beceremem. Dışarı çıkarken ihtiyacım olduğu için yanıma alırım. Şirketimizde finansın başında Yurdagül Hanım var. 30 yıldır birlikte çalışıyoruz. Harçlığımı o verir. Çok para harcarsam, ondan azar işitirim. Diyelim ki bugün para aldım ama bitirdim; yarın yine istediğimde bana hesap sorar. Kredi kartım biraz yüklü geldiğinde de hesap sorar. Dışarı çıktığımda, gezdiğimde harcıyorum ama öyle abartılı rakamlar söz konusu değil.
HALKIN İÇİNDEN GELİYORUM
Bu arada herkes valelere verdiğiniz yüklü bahşişleri konuşuyor. Nedir bu, bir çeşit ağalık raconu mu?
Halkın içinden gelen bir insanım. Bir yere gittiğim zaman kapıdaki valeden güvenlikçisine kadar 'Nasılsın? İyi misin?' diye sormadan içeri girmem. Ona değer veririm, halini hatrını sorarım. Belki de insanlar bunun için beni seviyorlar. Sonuçta onlar da bir hizmet sunuyor. Ben de karşılığını veririm. Kimi 50, kimi 100 lira verir...
Ne zaman bir sosyal sorumluluk projesi olsa gözler sizi arıyor ve yapacağınız bağış bekleniyor. Böyle bir beklentide olunması sizi rahatsız ediyor mu?
Babam "Oğlum verdikçe azalmaz, aksine paylaştıkça çoğalır" der. Ben böyle bir kültürden geliyorum. Bu ülkede çalışıyorum, bu ülkede kazanıyorum. Allah'a şükür de kazanıyorum. Ama işadamının görevi sadece para kazanmak değildir. Paylaşmayı da bilmek gerek.
GENÇLERİN ROL MODELİ OLABİLİRİM
Üniversitelerde yaptığınız konuşmalar çok ilgi görüyor. Ofisinizden öğrendim; pek çok üniversite sizi ağırlamak için sırada bekliyormuş. Gençler için rol model olabilir misiniz? Malum; hayattan yırtma, çok para kazanma meselesi!
Kesinlikle öyle görüyorlar. Kimse aklından "Rahmi Koç olacağım" diye geçirmiyor ama "Çalışırsam Ali Ağaoğlu gibi olurum" diye düşünüyor. Şu anda 30'a yakın üniversite, konuşma yapmam için sırada bekliyor. Fırsat buldukça gidiyorum. Şunu net söyleyebilirim; sokağa çıktığım zaman herkes gayet rahat yanıma geliyor. Kadınlar eşlerinin yanında yanıma geliyor, fotoğraf çektiriyor, konuşuyorlar. İnsanlar beni kendilerinden biri olarak görüyorlar.
HAYATIMDA ROL YAPMADIM
Sizin için, 'Zengin işadamı profilini değiştiren adam' diyebilir miyiz?
Aynen öyle. Rahmetli Sabancı da böyleydi. Halkla hep iç içeydi. Beni de ona benzetiyorlar. Ben Ali Sabancı'yı daha çok benzetiyorum ona. O da kalıpları kıran bir işadamı. Bizde işadamı belli bir noktaya geldikten sonra toplumdan soyutlanır. Bense halkın tam ortasındayım. İnsanlar bir aylık bebeklerini bile kucağıma verip fotoğraf çektiriyorlar.
Bu arada egonuz nerelere yükseliyor?
Ben neysem oyum. Egosu olan bir insan değilim. Sinan Çetin'le reklam filmi çektik; Sinan "Ben en profesyonel oyuncularla da filmler, reklamlar çektim. Ama hiçbiriyle seninle çalıştığım kadar rahat çalışmadım" dedi. Ben neysem oyum. Felsefem de 'Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol'. Hayatımda rol yapmadım. Bir şey söyleyeceksem kazma gibi söylerim. Lafımı da hiç esirgemem. Netim. Hiç öyle yandan, arkadan, sağdan, soldan dolanayım gibi bir şey olmaz.
ÖNCE EĞİTİM
Kameraları sevdiniz mi?
Tamamen duygusal! Tekliflere açığım. Oyunculuk ücreti alıyorum. Aldığımı da eğitime veriyorum. Onun vergisini de ben ödüyorum. Ben eğitime verilen desteği çok önemsiyorum. "10 cami yaptıracağına bir derslik yaptır" diyecek kadar da netim. O da ibadethane ama ben kötülüğün anasının cehalet olduğunu biliyorum. Onun için eğitim diyorum...
ROLS ROYCE 'TAKE MENÇE DİNLEYEN TEK ADAM BENİM!
Evler yapıyorsunuz, lüks arabalara meraklısınız. Başka? Bu kadar mı hayat? Başka ilgi alanlarınız, meraklarınız var mı?
Hayatımdan işi çıkarın, geriye pek bir şey kalmaz. Tabii ki ailem, çocuklarım benim için çok önemli. Onun dışında kendime ayırdığım çok zamanım yok.
Alışverişinizi nasıl yaparsınız?
Sezon başında mağazalar koleksiyonlarını ofise getirirler, ben seçerim.
Seyahate gider misiniz?
İş ve tatili bir arada yaparım. Üç gün üst üste tatil yapmışlığım yoktur. Sevgilimi alıp "Haydi gidiyoruz" demem. Onun için iyi bir sevgili olmayabilirim. Ama kadına değer veririm. Belki çok zaman veremem ama çok değer veririm. Beraber olduğum kişiyi başımın tacı yaparım.
Evinizde müzikli toplantılar oluyormuş, fasıl geceleri... Kimler geliyor?
Arkadaşlar arasında Türk Sanat Müziği geceleri yaparız. Kemençe ile büyümedim ama son yıllarda Karadeniz müziğinin ritmi beni inanılmaz etkilemeye başladı. Rolls Royce'ta kemençe dinleyen tek adam herhalde benim. Her arabamda kemençe CD'si var. Onun ritmi beni ele geçiriyor.
Evdeki fasıl gecelerine Tarkan'ın geldiğini biliyorum. Başka kimler katılıyor? Konservatuvardan arkadaşlar, çeşitli dostlar oluyor. Tarkan deşifre oldu ama başka isim vermeye gerek yok.
ALLAH İYİ Kİ KADINLARI YARATMIŞ
Çapkın mısınız?
Benim çapkınlık yapmama gerek yok. Zaten gelip buluyorlar beni.
Nasıl yani?
Telefona mesaj atan da var, fotoğraf gönderen de, ilgisini açık açık belli eden de... Ve de her camiadan... Ama hayatımdaki insan belli. Hiçbir zaman günlük-gecelik ilişki yaşayan bir adam olmadım. Öyle bir imaj çizsem de ben kadına saygı gösteren bir insanım. Zaten bir şey yaşasam, medya anında yakalar.
EN GÜZELİ PETEK
Şu anda sizce dünyanın en güzel kadını kim?
En güzel kadın Petek.
Çok politik bir yanıt verdiniz ama!
En güzel kadın benim beraber olduğum kadındır. O da Petek Ertüre. Tabii ki çok güzel kadınlar var. Allah onları iyi ki yaratmış.
Sizi hiç tanımayan kadınların sizinle tanışmaya çalışmalarını ve ilgi göstermelerini nasıl yorumluyorsunuz?
Güçlü bir adamım, yakışıklı bir adamım, sağlıklı bir adamım... Tek eksiğim çok çalışmam. Neyi düşüneyim ki!
BABAMIN YANINDA SİGARA İÇEMEM
Çocuklarınızla ilişkileriniz nasıl?
Çok iyi. Arkadaş gibiyiz ama aramızda bir mesafe de var.
Babanızdan öyle mi gördünüz?
Doğrudur. Hâlâ babamın yanında ayak ayak üstüne atamam, hâlâ yanında sigara içemem. Biz böyle bir kültürde yetiştik. Ben böyle olmak istemiyorum, daha arkadaş gibi olmak istiyorum ama yine de arada bir saygı sınırı vardır.