Türkiye'de öldürülen Sarai Sierre olayı neden bu kadar gündemde tutuluyor?
12 gün önce Türkiye'de kaybolan ve geçtiğimiz günlerde cesedine ulaşılan Sarai Sierra ile ilgili ilginç bilgiler ortaya çıkmaya başladı.
Sierra Amerikan vatandaşı ama Amerikalı değil. Porto Riko asıllı.
Ve Gönültaş herkesin merak ettiği o soruya cevap arıyor. Bu cinayet neden bu kadar gündem oldu? ABD Medyası neden sürekli bu cinayeti gündemde tutuyor?
Gönültaş, ABD'deki bir dostuna dayandırdığı bilgiye göre, "Amerika'da her gün onlarca His panik kadın böyle cinayetlere kurban gidiyor ve Amerikan medyası bunlara pek fazla yer vermiyor.
Oysa Sarai cinayeti üzerinde çok fazla duruyorlar ve olayı sürekli sıcak tutuyorlar.
ABD'Lİ TELEVİZYON MUHABİRİ
Sarai'nın cinayetini haber yapan önemli bir televizyon kuruluşunun muhabiri, "Bu olayın üzerinde neden bu kadar duruyorlar anlamıyorum. Daha önce de böyle olaylar oldu, fakat hiç bu kadar üzerinde durulduğunu hatırlamıyorum" diyor.
İŞTE SARAİ SIERRA'NIN İLGİNÇ HAYATI
Sarai Sierra’nın ailesi, yüklü seyahat parasını ‘biriktirdiğini’ söylüyor. Ancak Sierra’nın kazancıyla bu kadar parayı biriktirmesi mümkün değil.
Ona para temin eden ve İstanbul’a yollayan birileri olmalı.
BU CİNAYETLE TÜRKİYE'YE BÜYÜK KÖTÜLÜK YAPILDI
Amerikalı Sarai Sierra'yı kim öldürdüyse Türkiye'ye büyük kötülük yaptı. Katil veya katiller her kimya da kimlerse sadece Sarai'yı değil, Türkiye'nin, özellikle de İstanbul'un ABD'deki imajını öldürmeyi de denediler!
Birkaç gündür New York'tayım ve İstanbul'daki elim olay Amerikan kamuoyuna detayları ve kurbanın etrafında şekillenen şüpheli durumlar göz ardı edilerek sunuluyor
ABD MEDYASI NE YAZIYOR?
Amerikan medyası sadece ve sürekli "İki çocuk annesi Amerikalı bir kadın İstanbul'da vahşice öldürüldü" diye yazıp söylüyor.
Bu noktadan bakıldığında olay, Türkiye'ye yönelik bir komplo ve Sarai da bu komplonun, ne yaptığının çok farkında olmayan bir kurbanı gibi görünüyor. Bunu söyleyebilmek için elbette sebeplerimiz var.
SARAI SIERRA KİMDİR?
Şimdi... Sarai, evli... 9 ve 11 yaşlarında okula giden iki çocuk sahibi bir anne. Eşi Steven Diaz Sierra bir otobüs şoförü. Bu ailenin yaşadığı yer Staten Island bölgesi ve burası New York'ta "low level" tabir edilen, daha çok yoksul kesimin ikamet ettiği, suç olaylarının çokça işlendiği bir bölge.
AİLENİN GELİR DÜZEYİ ÇOK DÜŞÜK
Ailenin gelir düzeyi düşük. Aile Amerikan vatandaşı ama "Hispanik" tabir edilen Porto Riko'lu. Olayı analiz etmeye bu profilden başlarsak karşımıza Türkiye'den görülmesi imkânsız gariplikler çıkıyor.
SEYAHAT İÇİN EKONOMİK DURUMU UYGUN DEĞİL
Bir kere Sarai'nın ekonomik durumu fotoğraf çekmek için uluslararası bir seyahate çıkmaya müsait değil. Annesi Betzieda Jimenez, kızının İstanbul'a oradan Almanya ve Amsterdam'a ve tekrar İstanbul'a seyahat edecek parayı nereden bulduğuna dair sorulara sadece “Biriktirdi" diye cevap veriyor.
Ama diyelim ki uzun süre para biriktirdi veya bir şekilde para bularak bu seyahati gerçekleştirdi. O halde İstanbul'dan da yine fotoğraf çekmek için Almanya ve Hollanda'ya yaptığı seyahatler ve İstanbul'a geri dönüş için gerekli parayı nereden buldu?
ABD MEDYASI OLAYI SICAK TUTUYOR
Çünkü, Avrupa'da üç ülkeyi kapsayan ve haftalarca sürmesi planlanan bir seyahat için oldukça yüklü bir meblağ gerekir ve normal şartlarda Sarai'nın bu parayı temini mümkün değil.
EŞİNİN UÇAK BİLETİNİ KİLİSE ALIYOR
Sarai'nın eşinin olaydan sonra İstanbul'a gidebilmesi için gerekli uçak biletinin ücretini bir kilise temin ediyor. Daha önce hiç yurtdışına çıkmadığı öğrenilen Sarai Sierra'nın peş peşe uluslararası seyahatlare çıkıyor olması bu konuda hem ekonomik hem de bilgi yardımı aldığına işaret ediyor. O halde Sarai'ya para temin eden ve İstanbul'a gönderen birileri olmalı!
Sarai'ya bu seyahat için para verenlerin bulunmasının olayın çözümüne çok büyük katkı sağlayacağı ifade ediliyor. Bir diğernokta da şu:
Öldürülen Sarai bir anne ve iki çocuğu halen okula devam ediyor. Yaşları da küçük. Böyle bir zamanda çocuklarını bırakıp sadece fotoğraf çekmek için üç ülkeyi kapsayan bir seyahate çıkması pek de mantıklı görünmüyor.
FOTOĞRAFÇI DEĞİL
Sarai profesyonel bir fotoğrafçı değil. Sosyoloji eğitimi almış. Başsağlığı için ziyaret ettiğimiz annesi Betzieda Jimenez, Sarai'nın fotoğraf çekmeye bir yıl kadar önce başladığını söyledi.
Facebook'ta bir fotoğraf kulübüne üyelik dışında fotoğrafla ilgisi son derece amatör. Fotoğraflarını da profesyonel makinelerle değil, iPad'le çekiyor!
Bir diğer garip durumda şu: New York'ta yaşayan bir dostumun anlatımına göre, Amerika'da her gün onlarca His panik kadın böyle cinayetlere kurban gidiyor ve Amerikan medyası bunlara pek fazla yer vermiyor.
Oysa Sarai cinayeti üzerinde çok fazla duruyorlar ve olayı sürekli sıcak tutuyorlar.
Sarai'nın cinayetini haber yapan önemli bir televizyon kuruluşunun muhabiri, "Bu olayın üzerinde neden bu kadar duruyorlar anlamıyorum. Daha önce de böyle olaylar oldu, fakat hiç bu kadar üzerinde durulduğunu hatırlamıyorum" diyor.
EŞİ OLUMSUZ YANSITIYOR
Anne Jimenez, kızının İstanbul seyahati ile detaylı bilgi sahibi olmadığı için olay hakkında konuşurken Türkiye'ye yönelik olumsuz ifadeler kullanmaktan çekiniyor. Ancak koca Steven Sierra ise Amerikan televizyonlarına Türkiye hakkında olumsuz izlenimlere yol açacak açıklamalarda bulunuyor.
Amerikan medyasının olayı ele alış tarzı ve sunuş biçimi daha önceki benzer başka olaylarla kıyaslandığında olayın büyütülmesi ve halkta acıma hissi meydana getirecek dramatik bir biçimde aktarılması için tek bir merkezden emir almış gibi bir izlenim doğuruyor!
Bütün bunlar Sarai'nın da bu tezgâhın içinde olduğu anlamına gelmiyor. Ölümüne böyle bir tezgâha hiçbir insan girmez. O halde böyle bir komploda kurbanın nasıl bir tezgâha geldiğini, başrolünde olduğu olayın ne denli geniş çaplı uluslararası komplo olduğunu bilmesi gerekmiyor!
Kurbanın annesi Betzieda Jimenez'e geçmiş olsun ve başsağlığı ziyaretinde anladım ki, anne de kızı Sarai'nın seyahati hakkında fazla bir bilgi sahibi değil. Yanından hiç ayırmadığı İncil ile teselli olmaya çalışıyor.
Bayan Jimenez'e üzgün olduğumu belirtip elimi uzattığımda bana "İlk defa taziye için Türkiye'den gelmiş birinin elini sıkıyorum. Şu anda sanki bütün Türk halkının elini sıkıyorum gibi geliyor bana" dedi.
Anne Jimenez ile eşi Steven Diaz Sierra olayın çözülmesine yönelik hiçbir ipucu vermiyor. Ancak görüşmede süreçle ilgili verdiği bazı bilgilerin ortaya çıkan gerçeklerle örtüşmediği görülüyor. Sarai'nın annesi kızının İstanbul'da otelde kaldığını söylüyor.
Oysa Sierra, Tarlabaşı'nda bir apartmanın alt katını kiralamıştı. Sarai'nın annesi kızının İstanbul'da hiç kimseyle temasının olmadığını da söylüyor. Oysa bulgular bunun aksini gösteriyor ve Sarai'nın İstanbul'daki arkadaşı Taylan adlı kişi ile yakın ilişkide olduğunu gösteriyor.
Sierra'nın ailesinin Türk basın mensuplarının sorularını yaşadıkları ev yerine yakınlardaki bir arkadaşının evinde ve eski bir FBI görevlisinin eşliğinde cevaplaması ise ilginç bir ayrıntı olarak dikkat çekiyor.
TÜRKiYE’DE KARANLIK KiŞiLERLE GÖRÜŞMÜŞ
Sarai Sierra’nın ölümünü soruşturan FBI ajanları, Sierra’nın Türkiye’ye sadece fotoğraf çekmek için gelmediğini ve Türkiye’de bazı “suç unsurları”yla görüştüğünü öne sürdü.
New York Post gazetesine açıklama yapan davaya yakın bir kaynak, “Yanıtlanması gereken bir çok ucu açık soru var" dedi.
Sierra’nın 7 Ocak’ta Türkiye’ye geldiğine, 15 Ocak’ta Amsterdam’a, 16 Ocak’ta da Münih’e gittiğine dikkat çekilen haberde, söz konusu kaynağın ìİlk görüştüğü kişiler bir suç unsuruymuş” dedi.
Türkiye’de bulunan FBI ajanlarının uyuşturucu kaçakçılığı ihtimalini değerlendirdiklerini belirten kaynak, “Sarai Sierra’nın bazı karanlık karakterlerle birlikte görüldüğüne dair görgü tanıklarının ifadeleri var” diye konuştu.
Bir başka kaynak da Sierra’nın internet üzerinden tanıştığı arkadaşlarıyla görüşme planı yaptığını belirtirken, FBI’ın “Kadının neden yurtdışına çıktığıyla ilgili anlatılan hikayeden tatmin olmadığını” söyledi.
'EŞİ VE KARDEŞİ İŞBİRLİKÇİ'
Sierra’nın eşi Steven Sierra ve erkek kardeşi David Jimenez’in “İşbirliği" içinde olduğunu da ifade eden kaynak, “Ancak işbirliği içinde olmakla yardımcı olmak iki farklı şey” dedi.
Haberde Sierra ailesinin 2005 yılında iflas ettiğine ve Steven Sierra ile David Jimenez’in Türkiye seyahati giderlerinin bile iki kilisede toplanan bağışlarla karşılandığına dikkat çekildi.