Erdoğan'ın talimatıyla tramvay kazasında ağır yaralanan ve beyin ölümü gerçekleşen Buket'le ilgilenen ünlü beyin cerrahı Haluk Deda'nın 'Son ana kadar umudumuzu koruyoruz' açıklamasına organ nakli uzmanları tepkili.
Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Servisinde tedavi gören Buket Bulut'un yakınları, hastane bahçesindeki bekleyişlerini sürdürüyor. Amca Yılmaz Bulut, gazetecilere yaptığı açıklamada, yeğenini bugün ziyaret ettiğini ve 'Buket, Buket' diye birkaç kez bağırınca kendisine sanki kafa salladığını gördüğünü ifade ederek, Buket'in düne göre yüzündeki şişlerin indiğini ve vücut ısının da düzeldiğini söyledi.
Yılmaz Bulut, Buket'in doktorlarından da bilgi aldığını kaydederek, ''Doktorların söylediğine göre çocuk, dün ve önceki güne nazaran daha iyi. Tansiyonunu ilaçsız olarak kendisi koruyabiliyor'' dedi. Bulut, Buket'in boynundan aşağı kısımında tedavi gerektirecek bir durumun olmadığını da belirterek, doktorların, Buket'in durumuna ilişkin, ''Çok genç. Düşünün bir rampa çıkıyorsunuz, rampanın sonunda uçurum mu var ne var göremiyorsunuz. Biz de iyi olmasını bekliyoruz'' ifadesini kullandıklarını anlattı.
YAŞARSA ADINI DEĞİŞTİRECEKLER
''Buketimiz yaşamak için çok mücadele veriyor, direniyor'' diyen Bulut, Buket'in sağ kalması durumunda adını aynı kazada hayatını kaybeden ilkokul ve lise arkadaşı olan İrem'i de hatırlayarak ''Buket İrem'' olarak değiştireceklerini de söyledi.
Amca Bulut, Buket ile İrem'in ölüme kol kola yürüdüklerini, İrem'in hayatını kaybettiğini ama Buket'e kavuşacaklarına inandıklarını belirterek, herkesten Buket için dua beklediklerini söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın büyükşehir belediye başkanlığı döneminde özel kaleminde görev yapan Buket'in büyük dayısı İsmail Engin de kök hücre tedavisini ilk kez beyin operasyonlarında uygulayan Prof. Dr. Haluk Deda'nın dünkü ziyareti hakkında bilgi verdi. İsmail Engin, Buket'in annesi Vesile Bulut'un, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'tan, ziyareti sırasında Prof. Dr. Deda'nın kızını muayene etmesini istediğini kaydetti.
Engin, Topbaş'ın telefonla durumu ilettiği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da gerekli talimatı vermesi üzerine Prof. Dr. Deda'nın Buket'i muayene ettiğini anımsattı. ''Anne-babası ve bizler hiçbir zaman umudumuzu yitirmedik'' diyen Engin, Buket'in tedavisinin Prof. Dr. Deda ile haberleşerek süreceğini söyledi. İsmail Engin, tüm Türk milletinin dua ettiği Buket'in, bu durumu ''Allah'ın izniyle'' yeneceğini kaydetti.
İREM'İN BABASI DA YALNIZ BIRAKMIYOR
Engin, Buket'i hastanede gerek arkadaşlarının gerekse Türk milletinin yalnız bırakmadığını, devletin de yanında olduğunu ifade ederek, Beyoğlu'nda başına cam düşerek yaralanan Ece Turhan'ın annesinin de dün ziyarete geldiğini, Zeytinburnu'ndaki tramvay kazasında hayatını kaybeden İrem'in babasının da sürekli burada olduğunu ve ailelerin birbirlerine kenetlendiğini söyledi.
İrem'in babası Zafer Dinçsoy da Buket'i en son dün gördüğünü ve kurtulacağına inandığını belirterek, ''Onu kendi evladımın yerine koydum. İnşallah Rabbım onu bize bağışlayacak'' dedi. Dinçsoy, Buket'in ve İrem'in eğitim gördüğü okuldaki öğrencilerin yarın bir eylem yapacağı haberinin kendisine geldiğini belirterek, bu tür olayları tasvip etmediğini ve arkadaşlarından eylem yapmamalarını istediğini söyledi.
Kazanın, ''takdiri ilahi'' olduğunu ifade eden Dinçsoy, bir eksiklik, noksanlık söz konusuysa gereğini hukukun yapacağını, eylemle hak aranamayacağını kaydetti. Veysel Bulut da kızının durumunu ilk günden beri takip ettiğini, vücut olarak direncini sağladığını ve çaba gösterdiğini belirterek, doktorların da elinden geleni yaptığını ancak Yaradan'ın bildiğini, doktorların da vesile olduğunu söyledi.
Bir gazetecinin, ''Bugün yüzünüz gülüyor'' sözleri üzerine de Veysel Bulut, ''Evet, yüzüm gülüyor. Ben hiçbir zaman umudumu kaybetmedim'' dedi.
ORGAN NAKLİ UZMANLARINDAN DEDA'YA TEPKİ
Bulut'un sağlık durumu hakkında, ''Bundan sonra hastamızın iyileşmesi için elimizden gelen çabayı göstereceğiz'' açıklaması yapan beyin cerrahı Haluk Deda'ya organ nakli uzmanları tepki gösterdi.
Gazi Üniversitesi'nde bir basın toplantısı düzenleyen Transplantasyon Merkezi Müdürü Doç. Dr. Aydın Dalgıç, Türkiye'de binlerce organ bekleyen hasta bulunmasına rağmen, organ bağışının çok yetersiz olduğunu anlattı. Türkiye'de 80 bin kronik karaciğer hastası olduğunu, 61 bin kişinin böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize girdiğini, tedavisi mümkün olmayan bu hastaların ilaç masraflarının ise yüz binlerce doları bulduğunu belirten Dalgıç, toplumda organ bağışıyla ilgili daha fazla farkındalık yaratılmasının gerekli olduğunu söyledi.
İslam dininin organ bağışını yasaklamadığını, aksine teşvik ettiğini vurgulayan Dalgıç, ''Öldükten sonra organları alınan kişinin vücut bütünlüğü bozulmaz. Organlar sadece küçük bir kesiyle çıkartılır'' dedi. Bir yoğun bakım merkezinde, yılda, solunum cihazı sayısı kadar beyin ölümü bildirimi yapılması gerektiğini, ancak bunun Türkiye'de yapılamadığını kaydeden Dalgıç, ''Demek ki biz beyin ölümü olan kayıpları değerlendiremiyoruz'' şeklinde konuştu.
''BUKET'İ MAALESEF DÜN KAYBETTİK, TIBBEN ÖLÜDÜR''
Zeytinburnu'ndaki tramvay kazasında ağır yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede beyin ölümü gerçekleşen Buket Bulut'un durumunu da değerlendiren Dalgıç, şöyle konuştu:
''Beyin ölümünün gerçekleşmesiyle Buket'i maalesef dün kaybettik, tıbben ölüdür. Bunu ilgili uzmanlar tespit etti. Sayın Başbakan'ın büyük bir özveriyle görevlendirdiği Haluk Deda'nın 'bundan sonra hastamızın iyileşmesi için elimizden gelen çabayı göstereceğiz' şeklindeki açıklaması aileyi ümitlendirmiştir, ancak, böyle bir hasta için bu şekilde ümit verici konuşmak büyük hatadır. Beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın tekrar yaşama dönebileceğini söylemek büyük hatadır. Bu, ölen bir kişinin tekrar canlanmasını beklemek gibi bir şeydir. Bu tür açıklamalar hem bugüne kadar yakınlarının organlarını bağışlayan ailelerin, hem de Buket'in ailesinin kafalarını karıştırır. Dün aileye 'Buket'i kaybettik, başınız sağ olsun' denmiştir. Buket tıbben ölmüştür. Bundan sonra ancak başka bedenlerde yaşayabilir. Ailesi genç kızın organlarını bağışlamayı tekrar düşünmelidir.''