Büyükelçi'yi Trabzon'da sevindiren olay

Lüksemburg'un Ankara Büyükelçisi Arlette Conzemius, AB'de kadınların siyasete katılım oranının yüzde 37'ye ulaştığını ve bir ilerleme olmasına rağmen ülkeden ülkeye durumun değiştiğini bildirdi. Conzemius, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri çerçevesi

Lüksemburg'un Ankara Büyükelçisi Arlette Conzemius, AB'de kadınların siyasete katılım oranının yüzde 37'ye ulaştığını ve bir ilerleme olmasına rağmen ülkeden ülkeye durumun değiştiğini bildirdi.
 
Conzemius, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri çerçevesinde Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO), Avrupa Birliği (AB) Bilgi Merkezi ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Trabzon'da bir otelde düzenlenen "Kadınların Siyasete Katılımı" konulu panelde, Trabzon'un kadın dostu bir şehir olduğunu duyduğu için mutluluğunu dile getirdi. 
 
AB'ye kurucu üye ülkelerden birisini temsil için kente geldiğini belirten Conzemius, "AB kadın ve erkek eşitliğine çok önem veriyor. AB'de kadın ve erkek eşitliği bir değer oldu ve bu durum sadece AB için değil, Birleşmiş Milletler için de önemli. Avrupa Konseyi cinsiyet politikalarında eşitliğe önem veriyor ve bunun üzerinde duruyor" dedi.
 
Conzemius, AB'de kadın haklarıyla ilgili yürütülen birçok çalışma olduğunu dile getirerek, yürütülen programlarda eşitliğin ön planda olduğunu ifade etti.
 
Kadınlara yönelik cinsiyetle ilgili çalışmaların erkekleri de ilgilendirdiğini anlatan Conzemius, "Kadın erkek eşitliğine tam anlamda erişemedik ama konuyla ilgili ilerleme kaydettik. Bu kapsamda böyle bilgilendirme toplantıları faydalı" ifadesini kullandı.
 
Conzemius, AB'nin cinsiyet denildiğinde 5 önemli stratejisi olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
 "Bu stratejiler kadınlar ve erkekler için eşit ekonomik bağımsızlık, eşit değerde eşit ücret, onur, bütünlük ve şiddet konusudur. Bu kapsamda çok şeyler yapıldı. AB'de her şeyi içeren bir tablo var. Kuzey İskandinav ülkelerinde ise durum biraz daha farklı. AB'de kadınların siyasete katılım oranı yüzde 37'ye ulaştı. Bir ilerleme var ama ülkeden ülkeye bu durum değişiyor. Bir kısımda kadın temsilci oranı yüzde 40, bir kısmında ise yüzde 50'nin üzerinde. Malta, Fillandiya ve İsveç'te durum çok iyi ama bazı ülkelerde ise bu yüzde 9 oranındadır."
 
Conzemius, bazı ülkelerin seçimlerde kadın sayısını artırmak için yasal kotalar belirlediğini ifade ederek, bu kapsamda Türkiye'de durumun biraz karışık olduğunu savundu.
 
İZLANDA, CİNSİYET EŞİTLİĞİNDE DÜNYADA BİRİNCİLİĞİNİ KORUYOR
 
BM Avrupa ve Orta Asya Kadın Direktörü Ingibjorg Gisladottir ise BM'de 3 yıl bölge direktörü olarak çalıştığını ve siyasette 30 yıllık bir geçmişi olduğunu belirtti.
 
İzlanda'da 1975 yılında kadınların bir gün izin yapma kararı alarak grev yaptığını söyleyen Gisladottir, "Çalışanlar da ev hanımları da işlerini bıraktı. Tarihte daha önce böyle büyük bir program düzenlenmemişti. Bu programda kadınlar, ne kadar önemli olduğunu göstermiş oldular. Kadınlar bir gün bile olsa çalışmadıklarında neler olduğunu gözler önüne serdiler. Bu benim açımdan da bir uyanıştı. Bunu takiben ben de toplumda ne yapabilirim de kadın katılımını artırabilirim diye düşündüm" dedi.
 
Gisladottir, İzlanda'da demokratik yolla 1980 yılında ilk kadın başkanın seçildiğini vurgulayarak, "Biz de eğer bu kadın başarmışsa bütün kadınlar başarabilir dedik. 1983'te kadınlarla bir araya gelerek kadınlar partisini kurduk. Yerel ve genel seçimlere katıldık ve yüzde 10 oy aldık. Siyasette yüzde 5 rakamını yüzde 15'e çıkarttık. Kadınlara siyasette kesinlikle fırsat verilmeli" diye konuştu.
 
İzlanda'nın cinsiyet eşitliğinde dünyada birinciliğini koruduğuna işaret eden Gisladottir, "Rol model almak çok önemli. Kadın başkan o yüzden bizim için önemliydi. Biz demokratik yolla seçilen kadın başkanı model alarak ilerledik ve değişimi hayata geçirdik. Kadın bir başkan bizim başımıza gelmeseydi biz bu konuda ilerleyemezdik. Bir yolunu bulun, aktif olun ve hayatta görmek istediğiniz değişimleri siz yaratın" ifadesini kullandı.
 
KADINLARIN SİYASETE KATILMASI ÖNEMLİ
 
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Kadın Araştırmaları Uygulama Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nezahat Altuntaş da Türkiye bağlamında kadın ve siyaset konusunda bilgilendirmede bulunarak, toplumun yüzde 50'sini kadınların oluşturduğunu, diğer yüzde 50'yi de kadınların yetiştirdiğini söyledi.
 
 Altuntaş, kadınların bu kadar önemli olmasına rağmen hak ettikleri konumda olmadığını savunarak, "Kadınların bu dezavantajlı durumu birçok boyutta karşımıza çıkıyor. Siyaset de bunlardan bir tanesi ve belki de en önemlisi. Siyaset, toplumda kararların alındığı ve paylaşımların yapıldığı alan olduğu için kadınların bu alana alınmaması, kendileri adına alınan kararlardan söz sahibi olmamaları anlamına gelir" dedi.
 
Kadınların siyasete katılmasının önemli olduğunu vurgulayan Altuntaş, dünyada kadınların erkeklere oranla farklı tecrübe yaşadıkları için siyasete katılımlarında da nitelik açısından fark olacağına işaret etti.
 
Altuntaş, kadınların seçme ve seçilme hakkını elde ettiklerini vurgulayarak, "Dünyada seçme ve seçilme hakkı olmayan kadın neredeyse yok ama dünyada biçimsel eşitlik fiili eşitlikle sonuçlanmıyor. Kadınların yasal olarak bir hakka sahip olması o hakkı kullandığı ve kullanabileceği anlamına gelmiyor. Dünya parlamentosuna baktığımız zaman dünya ortalamasında kadınların temsil oranı yüzde 20 idi ve bu son rakamlar yüzde 22'ye çıkmış durumdadır ama hala sıkıntılı. 2011 verilerine göre de iyi yönde gelişmeler gösterildi ama oranlar hiç parlak değil" diye konuştu.
 
Konuşmaların ardından program, Meksika yapımı Eufrosina'nın Devrimi adlı film gösterimiyle devam etti.

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri