Trabzon'un Çaykara ilçesinin kırsal mahallelerinden Şahinkaya'da 48 yıl önce meydana gelen heyelanın ardından Gökçeada'ya göçen ve gelenek göreneklerini devam ettiren 61 hanenin fertleri, yıllardır imece usulü ile zeytin toplayarak örnek bir yardımlaşma örneği sergiliyor.
Şahinkaya'da 1973 yılında yaşanan heyelandan sonra 61 hane, devlet tarafından Çanakkale'nin Gökçeada ilçesinde inşa edilen ve "Şahinkaya" adı verilen köye yerleştirildi.
Memleketlerinden 1400 kilometre öteye, hiç bilmedikleri bir bölgeye göç eden Karadenizliler, devletin kendilerine sağladığı imkanlarla tarım ve hayvancılıkla uğraşmaya başladı. Göçün ilk yıllarında gurbet zorluğu yaşayan köylüler, yaklaşık yarım asırdır memleket bildikleri, Türkiye'nin en büyük adasında yaşamına devam ediyor.
Şahinkayalılar, Karadeniz'den Ege'ye aynı isimle kurulan köylerinde hayata geçirdikleri kooperatifin ardından 3 yıl önce 175 bin Avro yatırımla açtıkları zeytinyağı fabrikasıyla ekonomiye de katkı sağlıyor.
Yaklaşık yarım asırdır imece usulü ile zeytin toplayan Şahinkayalılar, buradan aldıkları keyifle örf ve adetlerine bağlı hayat sürdürüyor.
Köylerinin arazisinden toplanan zeytinler yapraklarından ayıklanıp kovalara dolduruluyor. Buradan fabrikaya getirilen yüzlerce kilogram zeytin, yapılan duanın ardından fabrikada sıkılıp paketlenerek satışa hazır hale getiriliyor.
Gökçeada Dereköy Şahinkaya Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Azmi Nafi Uygun, Şahinkayalılar olarak imece usulü çalışmaları devam ettirdiklerini söyledi.
Uygun, "Burada köylülerimiz ve hatta adadaki arkadaşlarımız ile beraber elle eski yöntemlerle zeytin topluyoruz. Sağ olsunlar bu sezonda da köylülerimiz, arkadaşlarımız bize destek verdiler. Yine imece usulü ile zeytinlerimizi topluyoruz." dedi.
Yetiştirdikleri zeytin türünün Ladolya olduğunu anlatan Uygun, bu zeytinin dünyada sadece Gökçeada ve İspanya'da bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Bu zeytinin yağı çok kıymetlidir. Özellikleri nedeniyle de Türkiye'de bu lezzette başka bir zeytinyağı yoktur. Ladolya cinsi zeytin sadece yağlıktır. Biz de bu nedenle zeytinimize çok kıymet veriyoruz. Bundan sonra bakımlarına da yoğunluk vereceğiz. Günlük 80 ton işleme kapasitesine sahip fabrikamızı da 3 yıl önce kurmuştuk. İmece usulü aslında eskiden hep vardı ama daha az yapılmaya devam ediliyordu. Biz bu gelenekten vazgeçmeyerek devam ettiriyoruz. Elle topladığımız bu zeytinlerimizi daha sonra fabrikamızda sıkacağız."
Başkan Uygun, bu geleneği yaşattıkları için çok mutlu olduklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Komşularımız ile arkadaşlarımız ile tekrar bir arada olmak çok önemli. Eski günlerde olduğu gibi bir arada yardımlaşma duygusunu bu seviyeye çıkarmak çok güzel oldu. Biz buraya geleli 50 yıl oldu. Örf ve adetlerimize devam ediyoruz. Benim rahmetli babamın bir lafı vardı 'Bir işin başında kendin olmazsan başarılı olamazsın' derdi. Biz de başta üyelerimiz olmak üzere tüm arkadaşlarımız ile yarım asırdır bu imece geleneği memleketimiz olan Gökçeada'da sürdürmeye devam ediyoruz. Çok güzel oluyor."
- "Zeytin toplarken de beraberiz"
Şahinkaya sakinlerinden Nurhan Atalay da çocuk yaşta geldikleri adada uzun süredir yaşam sürdürdüklerini anlattı.
Eski gelenekleri devam ettirmenin mutluluğunu yaşadıklarını kaydeden Atalay, "Burada eski örf ve adetler devam ediyor. Sadece düğünlerde birlikte değiliz, zeytin toplarken de beraberiz. Hep beraber imece usulünü devam ettiriyoruz. Çok mutluyuz." ifadelerini kullandı.
Ziraat Mühendisi ve Organik Tarım Koordinatörü Muharrem Serttaş ise Ladolya cinsi zeytinin çok özel bir ürün olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Yaptığımız araştırmaya göre bu zeytin çeşidi yaklaşık 250 yıl önce Gökçeada'ya getirilmiş. Dolayısıyla buranın iklim kuşağına alışmış. Bölgeye uygunluk sağlamış. Bunu başka yere götürdüğümüz zaman burada elde ettiğimiz zeytinyağının tadını elde etmek mümkün değildir. Bu özelliklerinden dolayı Gökçeada'nın yağı çok kaliteli. Şu anda bu zeytin sadece Gökçeada'da ve İspanya'da yetiştirilmektedir."