Çevik Bir, ABD dergisine yazdığı makalede, postmodern darbenin sadece ‘irtica’ya karşı değil, İsrail’le dostluğun sürmesi için de yapıldığını itiraf ediyor.
Makalede Çevik Bir'in "Koltuklarımızda öylece oturup, ülkenin yüzünü İslam’a dönmesini, İsrail-Türk askerî ilişkilerinin tehlikeye atılmasını izlemeyeceğiz" sözleri yer alıyor.
FORMÜL TÜRKİYE ARTI İSRAİL
Çevik Bir’in, Martin Sherman’la yazdığı makale 2002’de “Middle East Quarterly” adlı dergide yayımlandı. “İstikrar için formül: Türkiye artı İsrail” başlıklı yazıda, Erbakan’ın Başbakanlığı ile İsrail menfaatlerinin tehlikeye girdiği, post modern darbe ile de bunun bertaraf edildiği anlatılıyor.
Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Savcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınan dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’in 2002 yılında Amerika’da yayımlanan bir dergiye yazdığı makalede 28 Şubat darbesi ile İsrail ilişkileri hakkında çarpıcı ifadeler kullanmış. Bir, Middle East Quarterly dergisinin 2002 Güz sayısında İsrailli stratejist ve siyaset bilimci Martin Sherman’la ortak kaleme aldığı makalede Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin 1990’lı yılların ortalarında tam bir bahar mevsimi yaşadığı belirtilirken Necmettin Erbakan’ın başbakanlığı ile İsrail menfaatlerinin tehlikeye girdiği, uygulanan ortak baskı ile bu tehlikenin bertaraf edildiği anlatılıyor.
ERBAKAN SÜRECİ YIPRATTI
“İstikrar İçin Formül: Türkiye artı İsrail” başlıklı makalede 1990’lı yıllardaki Türkiye-İsrail ilişkileri şöyle anlatılıyor: “İkili ticaret iki ülke arasındaki bağda önemli bir faktör olmuştur. İsrail-Türk ticaret hacmi 1990’lar boyunca sürekli olarak artmıştır. İsrail, Türkiye’nin baş Orta Doğu ihracat pazarı bugün. Sivil değişim hacmi (turistik, akademik, mesleki, sportif ve kültürel) de önemli ölçüde genişledi ve Türkiye 1990’ların ortalarına gelindiğinde İsrail’in en popüler turizm merkezi oldu.” Bir ve Sherman’a göre bu ahenk rahmetli Başbakan Necmettin Erbakan’ın iktidara gelmesi ile bozuldu. İşte o dikkat çeken satırlar: “Bu bağlar 1996 yılında İsrail karşıtı ve İslamcı Refah Partisi’nin başkanı Necmettin Erbakan’ın iktidara yükselişi ile yıprandı. Erbakan görevinin ilk günlerinden itibaren iç ve dış politikada İslami bir gündeme girişti. Eğitim sisteminin İslamlaştırılması, Türkiye’nin Arap dünyasına daha yakın hale getirilmesi ve İslam devletlerinin NATO benzeri ittifak oluşumuna girişmesi bu sürecin parçaları.
İLİŞKİLERİ DONDURACAKTI
Erbakan’ın İsrail karşıtı söylemi, geleneksel Yahudi karşıtı motifler ve efsaneler ile dolu idi. Erbakan için, İsrail bir ‘ebedi düşman’ ve ‘Arap ve İslam dünyasının kalbinde bir kanser.’ Erbakan, İsrail ile Ankara’nın ilişkilerini dondurmaya ve iki ülke arasındaki ikili anlaşmaları iptal sözü verdi.” Çevik Paşa makalesinde bu tutumu sert bir şekilde eleştirirken Türkiye-İsrail ilişkilerinin sekteye uğramasına rıza göstermeklerini kaydediyor. “Olmadı. Anayasadan aldığı yetkiyle Türkiye’de ordu laik Cumhuriyet’i korumakla yükümlü. Ordu Erbakan’a açıkça dedi ki: Ülkenin yüzünü İslam’a dönmesini ve İsrail-Türk askerî ilişkilerinin tehlikeye atılmasını izlemeyeceğiz. Erbakan kontrol altında tutuldu. Türkiye ve İsrail MGK baskısıyla İslamcı Başbakan istifasını sundu.”
ANLAŞMALAR İPTAL EDİLECEKTİ
Çevik Bir, “Erbakan, İsrail’i bir ‘ebedi düşman’ görüyordu. İsrail ile Ankara’nın ilişkilerini dondurmaya ve iki ülke arasındaki ikili anlaşmaları iptal sözü vermişti” dedi.