Türkiye’de son yıllarda artan suç oranlarında en çok dikkat çeken nokta suça itilen çocuk sayısındaki artış miktarı oldu.
İstatiksel verilere göre Türkiye’de yılda ortalama 75 bin çocuk suça itilirken bu çocukların yaklaşık 15 bininin Ege ve Akdeniz Bölgesi’nden olduğu tespit edildi.
Araştırmalar sonucunda Türkiye’de ayda 6 bin 300, günde 210, saatte 9 çocuk suça itiliyor.
Bu çocuklarının sayısının yurdun gelişmiş batı kesimlerinde bir hayli fazla olması dikkat çekti.
EĞİTİM DURUMU ARTTIKÇA SUÇA SÜRÜKLENME AZALIYOR
TUİK tarafından ortaya konulan verilere göre çocukların suça itilme oranı eğitim durumuyla da sıkı bir ilişki içerisinde. Yapılan araştırmalara göre suça itilen çocuk sayısının eğitim durumu yükseldikçe azaldığı görüldü.
Üniversite ve dengi okullara giden çocukların suça sürüklenme ihtimalinin daha alt seviyedeki okullara göre daha düşük ihtimal olduğu görüldü.Konuyla ilgili olarak İHA mikrofonlarına konuşan Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülgün Tosun, çocukların suça itilmelerinin nedenlerinin başında aile ile çocuk arasındaki ilişkinin olduğunu ifade etti.
Gülgün Tosun, “Çocukların suça itilmelerinde öncelikli neden aile ile olan ilişkisidir. İkinci olarak çocuğun yeterince eğitim görmemiş olmaması ve bunun yanında sağlık ve sosyal imkânlardan yeterince yararlanamamış olmasıdır.
Bunun dışında çocuğun yetiştiği çevre, arkadaş ilişkileri ve toplumsal koşullar da üçüncü faktör olarak karşımıza çıkıyor.” diyerek ailede anne ile babanın da birbiriyle olan ilişkilerinin rol model olarak önemli olduğunu vurguladı. Çocukların suça itilmelerinin aile içinde yapılacak olan çalışmalarla önüne geçilebileceğinin öngördüğünü söyleyen Tosun, kendisi için önemli olan noktanın çocukların iyi bir eğitim görmesi gerektiğinden geçtiğini söyledi.
Tosun, “Eğitim imkânlarına kavuşamayan, okul içinde sosyalleşme imkânı bulamayan çocukların içinde bulundukları sosyoekonomik koşulları da düşündüğümüzde suça itilmeleri daha kolay hale geliyor. Çünkü bu çocuklar, sosyoekonomik gelir seviyesi nispeten daha düşük ailelerin çocukları olup yetiştikleri çevre ve ortam da buna çok müsaittir. Bu nedenle bu çocuklar için eğitim olanaklarını artırmak ve farklı sosyalleşme ortamları yaratmak çok daha önemli hale geliyor.
SADECE OKUL İÇİNDE SOSYALLEŞME İMKÂNLARI OLMAMALI
Prof Dr. Gülgün Tosun çocukların sadece okul içinde değil okul dışında, bulundukları mahallerde de sosyalleşme imkanlarına sahip olması gerektiğini ifade ederken, “çocukların sosyalleşme faaliyetlerinde ilgi alanlarına, eğimli oldukları konulara göre kendilerini geliştirebilecekleri alanlara yönlendirilmeleri gerekmektedir” dedi.
ÇOCUKLAR SUÇA İTİLMEDEN ÖNCE GÜVENCE ALTINA ALINMALI
Yargı erklerinin ve Emniyet güçlerinin çocukları, suça itildikten sonra değil suça itilmeden önleyici tedbirlerle güvence altına alması gerektiğini belirten Tosun, ülkenin böylece açık bir cezaevi konumuna gelmeyeceğini savundu. Gülgün Tosun, sağlıklı bir neslin yetiştirilmesinin yolunun öncelikle eğitim imkânlarından, gençlerin kültür sanat aktiviteleriyle buluşturulmasından ve çocukların sonraki yıllarda da kendi becerilerine göre iş imkanlarıyla buluşturulmasından geçtiğini söyledi.