Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Suriye bağlamında biliyorsunuz o kadar çok eleştiriye maruz kaldım. Bunlar doğal demokratik ortamda olur. Ama siyasi konularda eleştiriyi bile anlayabilirim, mülteciler konusunda eleştirildiğimde hele bunun bazen kadın muhalefet milletvekillerinden geldiğinde, çok ızdırap çekiyorum" dedi.
Ahmet Davutoğlu, eşi Sare Davutoğlu ile birlikte, Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) tarafından 'Dünya Kadınlar Haftası' nedeniyle Conrad Otel'de düzenlenen toplantıya katıldı. Salona girişinde katılımcılarla tek tek tokalaşan Davutoğlu, kadınlar günün kutladığı kadınlara gül verdi.
TİKAD Başkanı Nilifer Bulut'un yaptığı açılış konuşmasının ardından konuşan Davutoğlu, TİKAT'lı kadınlarla anlamlı bir günde bir araya geldiklerini belirterek, "Kahraman ifadesi daha çok savaşan erkekler için kullanılır. Ama ödedikleri bedeller ve karşılaştıkları zorluklar bağlamında eğer kahraman ifadesini birileri için kullanmak gerekirse, savaşan erkeklerin arkasında bıraktıkları kadınlar için kullanmak gerekir. Çünkü savaşan erkek bir kere ölür, ama kadın yanındaki çocuklarıyla, yetimleriyle tüm hayat boyu büyük bir yükü omuzlar" dedi. Davutoğlu, iş kadını dediğinde de bunun çiftte kahramanlık olduğunu ifade ederek, "Çünkü çalışan erkek evine geldiğinde dinlenmeyi kendinde hak görür, ama iş kadını işini yapar, evine gelir başka bir iş yapar. Yetmez başka sorumlulukları üstlenir" diyerek kendi ve eşinin yaşamından örnekler verdi.
KADIN HASSASİYETİNİN ULUSLAR ARASI İLİŞKİLERDEKİ ÖNEMİ
Kadın hassasiyetinin uluslararası ilişkilerdeki etkisinin önemimi de anlatan Bakan Davutoğlu, "Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri bir kadın olsa, o yumuşaklığı taşır. Bütün milletlerin annesi gibi düşünme yeteneğine bir erkekten daha fazla sahiptir. BM Genel Sekreteri bir erkek olsa, bütün dünyayı dizayn verip ardından ne kadar onurlu bir isim bırakacağının hesabını yapabilir. Kimseyi itam ederek söylemiyorum. Ama kadın bir genel sekreter aynı zamanda arkada ne kadar merhamet şeyi yüklediğini de düşünür. Çünkü biz erkekler ikinci bir varlığı içimizde hissetmeyiz. Kadının belki de en mucizevi yöne ikinci bir varlığı hissetmeleridir. O hissi yaşayan biri için başka bir varlığın değeri farklıdır" dedi.
SON 10 YILDIR BÜYÜK RESTORASYON YAŞIYORUZ
Davutoğlu, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın zor bir coğrafya olduğunu, batısında ekonomik, güneyinde siyasi ve doğusunda daha farklı sorunların bulunduğunu belirterek, "Ortasında bütün bunlarla ilişkili olan bir ülkeyi istikrar adası olarak tutmak zorundasınız. Bir taraftan kendi travmaları, kendi zorlukları olan, bunları aşmak durumunda olan bir ülke. Türkiye'den herkes bir şey bekliyor. Biz son 10 yıldır büyük bir restorasyon yaşıyoruz. Bu restorasyonun 3 tane atomu var. Birisi demokratikleşme, kendi insanımıza verdiğimiz değer ve o insana duyduğumuz saygıdan dolayı o insanın siyasal, kültürel, ekonomik hayatta daha özgür ve etkin bir şekilde yer almasını sağlayacak demokratik yapının kurulması. İkincisi ekonomik restorasyon. İnsanlar özgürlüklerini kullanabilirler ama eğer tok değillerse özgürlük anlamını kaybedebilir ve başkasının özgürlüklerini tehdit eder. Üçüncüsü dış politika restorasyonu. Bunun üçü ayrılmaz bir şekilde bütünleşmiştir. Birbirinden ayrılamaz, ayrılırsa anlamını yitirir" diye konuştu. Bakan Davutoğlu, son 10 yılda yaptıkları bu restorasyonun sırrının da insanı keşfetmek olduğunu sözlerine ekledi.
KAMPLARDA 2 BİN 904 BEBEK DÜNYAYA GELDİ
Konuşmasında dış politikanın eleştirilmesine değinen Davutoğlu şunları söyledi: "Suriye bağlamında biliyorsunuz o kadar çok eleştiriye maruz kaldım. Bunlar doğal demokratik ortamda. Ama siyasi konularda eleştiriyi bile anlayabilirim, mülteciler konusunda eleştirildiğimde hele bunun bazen kadın muhalefet milletvekillerinden geldiğinde, çok ızdırap çekiyorum. Belki siyasi perspektiflerimiz farklı olabilir. Şu anda 187 bin 500 kadar mülteci var kamplarımızda. Şehirlerde 150 bin civarında. Bu kamplarda 1.5 yıl içerisinde 2 bin 904 tane yeni bebek dünyaya geldi. 26 bin 792 çocuk eğitim alıyor. 387 tane sınıfımız ve okulumuz var. 1520 öğretmen var. Bunların çoğu mültecilerin arasından alınmış öğretmenler. 17-20 bin nüfusu olan kamplarımız var. Burada bir şehir var hayat sürüyor. Kamplarda 776 bin 500 civarında tıbbi müdahale yapıldı. 30 bini aşkın ameliyat yapıldı. Evet bu bize 600 milyon dolara mal oldu. Ama emin olun o bebekler, o anneler nesiller boyu anlatacaklar. Türkiye'deki kampta doğduk diyecekler. 600 milyon doları inşallah onların da duaları ile bu millet tekrar kazanır. Ama eğer bu insanlar sınırın öbür tarafında kalmış olsalardı bir daha torunlarımıza anlatacağımız bir başarı hikayesini bırakın yüzlerine bakamayacağımız bir utancı yaşardık biz. Bir Suriye lideri uluslar arası bir toplantıda söyledi: 'Türkiye'nin yaptıkları için yüz yıl teşekkür etsek yetmez.' Ben de söz alıp teşekküre gerek olmadığını bir borcu eda ettiğimizi, komşuluğumuzun, kardeşliğimiz borcunu olduğunu söyledim."
Davutoğlu, Türkiye ve Dünyadaki hızlı değişim sürecinde kadınların çok daha fazla iş dünyasına ve çok daha fazla uluslar arası ilişkiler alanına girmesi gerektiğini belirterek sözlerini tamamladı.
Toplantının basına kapalı gerçekleştirilen bölümünde Davutoğlu, katılımcı kadınların sorularını yanıtladı.