Dicle Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (DEDAŞ) Sözcüsü Mehmet Gökay Üstün, bölgelerindeki belediyelerin DEDAŞ'a yaklaşık 255-260 milyon lira civarında borcu olduğunu belirterek, "Batman Belediyesi İller Bankası ile ilgili yapmış olduğu anlaşma ve ödeme planı çerçevesinde elektrik borcunu yapılandırmış ve ödüyor pozisyonuna geçmiştir" dedi
Üstün, düzenlediği basın toplantısında, DEDAŞ bölgesinin Türkiye'nin en fazla elektrik kullanan bölgesi olduğunu, 2013'te yıllık 20 milyar kilovatsaatin üzerinde bir elektrik tüketimi olduğunu, 2014 rakamları açıklandığında da yine tüketimde 21 dağıtım bölgesi arasında birinci olacaklarını tahmin ettiklerini kaydetti.
Verdikleri elektriğin yüzde 75'nin genellikle kayıp kaçağa gittiğini aktaran Üstün, geriye kalan yüzde 25'in faturasını çıkarıp bölgeden tahsilata çalıştıklarını, bunun da hepsini tahsil edemediklerini, burada da yüzde 5'lik bir kayıp çıktığını dile getirdi.
Üstün, reel olarak yüzde 20'lik bir tahsilat yaptıklarını, yüzde 80'nin kayıp kaçağa gittiğini ifade etti. Yüzde 20'lik tahsilatıyla yüzde 80'lik kayıp kaçaklarını kapatabilen bir kurum olmadıklarını vurgulayan Üstün, elektrik dağıtım şirketlerinin kar marjlarının sabit olduğunu, yüzde 3,49 ile elektriği abonelere ulaştırıp para kazanmaya çalıştıklarının altını çizdi.
Bölgelerindeki belediyelerin DEDAŞ'a yaklaşık 255-260 milyon lira civarında borcu olduğu bilgisini veren Üstün, bu borcun DEDAŞ'ı alırken ve halen de devam eden borç olduğunu anlattı.
6 ilde dağıtım yapan bir şirket olduklarını, bu iller arasında Batman ile ilgili herhangi bir sorunları olmadığını vurgulayan Üstün, sözlerine şöyle devam etti:
"Batman'ın da 8-9 milyon lira civarında bir borcu var ancak bununla ilgili olarak bizden gelen uyarılarla borcunun ödenmesi için arayışlara girdi. Arayışlar neticesinde her belediyenin kolaylıkla ulaşabileceği İller Bankası çözümünü buldular. Şu anda Batman Belediyesi İller Bankası ile ilgili yapmış olduğu anlaşma ve ödeme planı çerçevesinde elektrik borcunu yapılandırmış ve ödüyor pozisyonuna geçmiştir. Biz bunun çok iyi bir örnek, özellikle bölgemizde belediyelerimizin sıkıntıları için de çok iyi bir çözüm olduğuna inanıyoruz. Belediyelerimizin bu çözümün kullanılmasında kendileri ile çalışmaya, bu kaynağa ulaşmada bizden istedikleri destekte her şekilde yardıma hazır olduğumuzu anlatmak istiyorum."
"Borcun yaklaşık 90 milyon lirası Diyarbakır'daki belediyelere ait"
Üstün, elektriğini kaçıran her abonenin parasını, elektriğinin bedelini ödeyen abonenin belirli bir oranda ödemek zorunda kaldığını, bunun bölgesel bir farklılığının olmadığını söyledi.
Ödeme güçlüğü çeken aboneler için belirli yapılanmalar üzerinde çalıştıkları bilgisini veren Üstün, gelir seviyesi belirli bir düzeyin altında olan abonelere sosyal destek mekanizması üzerinde çalıştıklarını ve yakın zamanda da gündeme getireceklerini, aylık faturalarda ilk kullanılan belirli bir miktarın şirket tarafından karşılanması, o miktarın üzerindekinin faturalandırılması gibi bir yöntemin üzerinde çalıştıkları yöntemlerden birisi olduğunu kaydetti.
255-260 milyon liralık borcun yaklaşık 90 milyon lirasının Diyarbakır'daki belediyelere ait olduğunu aktaran Üstün, 45 abone üzerinden gördüklerin bu bedelin bir kısmının ödendiğini, bir kısmının ödeme planına bağlandığını, bazılarının da halen müzakere seviyesinde olduğunu dile getirdi.
90 milyon liralık borcun 49 milyon lirasının sadece bir aboneye ait olduğunu bildiren Üstün, özellikle güvenlikle ilgili bazı engellerden dolayı verdikleri hizmetin de kalitesinde azalmalar ve eksilmelerin söz konusu olduğunu ifade etti.
Üstün, bu konuda da bölgenin diğer kurumlarının kendilerine anlayış ile yaklaşmasını beklediklerini vurguladı. Diyanet'ten de yardım istediklerini anlatan Üstün, bunun insanları cezalandırarak üstesinden gelinecek bir konu olmadığını dile getirdi.
Üstün, kayıp-kaçak düşürme hedeflerinin tekrar gözden geçirilebileceğini söyledi.
"Kayıp kaçak polisi"
Üstün, bölgeye verdikleri elektriği bir gün önceden satın aldıklarını belirterek, bölgeye satılan elektriğin yıllık bedelinin 6 milyar liranın biraz üzerinde olduğunu söyledi.
Kayıp kaçağın sadece belirli bir miktarının devlet tarafından karşılandığını aktaran Üstün, bunun abonelere yansıdığını, geri kalan kısmının da şirket tarafından karşılandığının altını çizdi.
Üstün, 2014 sonu itibariyle kayıp kaçak oranını yüzde 59'a indirmeyi taahhüt ettiklerini, ancak bu oranın gerçekte yüzde 80 olduğunu kaydetti.
Üstün, Macaristan ve Hindistan'da kayıp kaçak oranının yüksek olduğunu, burada yalnızca elektrik kaçaklarıyla mücadele etmek için kurulmuş polis birimlerinin olduğunu, bu tür yapıların Türkiye'de de dizayn edilmesinin düşünülebileceğini söyledi.
Mahkeme kararlarına ilişkin, yürütmeyi durdurma kararının alınmadığını vurgulayan Üstün, eğer mahkeme yürütmeyi durdurma kararı alması gerekiyorsa, kararı bir şekilde 90 milyon liranın üzerinden alması gerektiğini, 50 bin lira ile söz konusu kararın durdurulamayacağını kaydetti.
Elektrik kesmenin ilk başvurulan bir çözüm olmadığını aktaran Üstün, şu anda bölgede hiçbir elektrik kesintisinin kalmadığını dile getirdi. Bu yatırımı yaptıklarından dolayı pişman olmadıklarını belirten Üstün, bazı şeylerin de bekledikleri pozitiflikte ilerlemediğini anlatarak, "2 sene öncesine dönsek, şu anki mevcut bilgi birikimlerimizle yine DEDAŞ'ı alırdık" dedi.
Üstün, geçen günlerde DEDAŞ'ı devralan Abdullah Tivnikli'nin basına yansıyan ifadeleri ile ilgili ise şunları söyledi:
"Orada belirli ifadeler var. Fakat onlar başındaki ve sonundaki cümleler ile anlamsız ya da çok farklı anlamlara giden cümleler haline gelmiş. Belirli bir sıkıntımız olduğunu sizler ile paylaşıyoruz. Bunları da düzelten ifadeler daha sonra basında çıktı. Bunların yanlış anlaşılan cümleler olduğu ifade edildi."
Üstün, DEDAŞ'ı alırken kullandıkları kredilerin ödemelerinde hiç bir sıkıntı yaşamadıklarını kaydetti.
"1,1 milyon aboneye fatura çıkarabiliyoruz"
DEDAŞ Genel Müdürü Mustafa Yılmaz ise bölgede aktif olan olmayan 1,5 milyon aboneleri olduğunu, bunun 1,1 milyonuna fatura çıkarabildiklerini söyledi.
Yılmaz, elektriğin gün öncesi piyasadaki fiyatının 18 ile 20 kuruş arasında değiştiğini belirtti.
Konuyla ilgili mahkeme kararları olduğunu anımsatan Yılmaz, "Alınan karar da zaten sadece 50 bin liralık kısmı için. Yüzde 15'lik kısmına bir tedbir konulmuş, itirazlarımız devam ediyor. Sadece 50 bin liralık bir karşı dava açılmış. Esas itibariyle açılacaksa 90 milyon liralık bir alacak üzerinden tedbir konulması ve bunun yüzde 15'i de teminat olarak bankaya yatırılması gerekiyor. Bu yapılmamış, hukukçularımız bu konuyu takip ediyor" dedi.
Yılmaz, 2015 yılında kayıp kaçak oranının düşürülmesi hedefinin yüzde 59 olduğunu, ancak bu hedefin yakalanmasının mümkün olmadığını, bölge halkının 30 yıl gibi bir süredir elektrik parası ödememe gibi bir alışkanlığı olduğunu dile getirdi.
Yılmaz, fiyat eşitleme mekanizmasından gelen kaynaklarla nakit döngüsünü sağlamalarının zor göründüğünü, kayıp kaçakta yüzde 59 hedefinin revize edilmesi gerektiğini anlattı.