Bir lojmandan her ay için 4 lojman kirası alınabilir mi? Bizden talep edildi, ödemeden önce sorduk, mal müdürü çok mantıklı bir açıklama yaptı: “Dört öğretmen birlikte kalıyor olsanız da her biriniz lojmanda kalıyor musunuz? Kalıyorsunuz. Şimdi yasal faiziyle birlikte, geriye dönük olarak…”
Makul, gerçekçi, nesnel açıklamalara “mantıklı” diyoruz. Yaşadığımız kimi sorunlara çözüm bulamasak da mantıklı bir açıklama bulmak bizi rahatlatıyor. Bir mübarek zat, yağmur gibi yağan zamları savunurken şöyle dedi: “Ekonominin bozuk olması iyidir. İçki, kumar, zina pahalı. Her şeye zam geliyorsa senin de bu kötülüklere bulaşma riskin azalıyor…” Bana çok mantıklı geldi.
İnsan, beyin kapasitesinin ancak %10’unu kullanıyormuş. Yani tamamını kullansak neler neler yapacağız… Yok öyle bir şey arkadaşım, hepsi bu! Sen mevcutla ne üretebiliyorsan şükredeceksin. Daha fazlası yok işte! “Evladım, derse niye geç geldin?” diye soruyorum, “Geç kaldım.” diye cevap veriyor. Kapasite kullanımı yüzde yüz…
TFF, kadın futbolcularını dövmekten hak mahrumiyeti cezası verdiği hocaya daha sonra “En İyi Teknik Direktör” ödülü verdi. Ama bu nasıl olur diye soranlara dediler ki: “Bu ödül kadına şiddeti teşvik etmez, birader!” Evet, etmez. Ödül de gayet mantıklı. Adam kızın birini bir vuruşta bayıltmış, öyle de yetenekli…
Ağaçlar kesilmesin diye eylem yapan kadına dava açmışlar. Peki, davanın konusu ne? Pankart asmak suretiyle ağaçlara zarar vermek. Tam kapasite çalışan beynimle daha mantıklı bir dava konusu düşünemiyorum…
Eskiden MEB şimdiki gibi ders kitaplarını bedava dağıtmazdı. Öğretmenler yayınevlerinden gönderilen numuneleri inceler, en uygun olanları belirlerdi. Bir Türkçe kitabında yığınla hata buldum. Okul müdürümüz de Türkçe öğretmeni. Kendisine sözlü rapor verdim. Beni dikkatle dinledi, kitabı reddetme gerekçemi gayet mantıklı buldu, “Biz yine de bu kitabı okutalım.” dedi…