Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Biz bir grubu diğerine karşı veya bir kimliğini diğerine karşı yarıştırmak veya onları kıyasla üstünlük iddia etmek gibi bir siyaseti kökten reddediyoruz" dedi.
Davutoğlu, Kars'ta sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve kanaat önderleriyle akşam yemeğinde bir araya geldi.
Harakani Hazretleri'nin, bu diyardaki kültürün manevi mimarı olduğunu belirten Davutoğlu, onun sesi ve sözünün her zaman kulaklarında olduğunu dile getirdi.
Davutoğlu, Harakani Hazretleri'nin "Türkistan'dan Şam'a kadar herhangi bir insanın bir yerine bir diken batsa, ben onun acısını hissederim" sözünü anımsatarak, şöyle konuştu:
"Çevre coğrafyalarda, hatta çevre coğrafyaların çok ötesindeki diyarlarda da her zaman herhangi bir şekilde mağdur olmuş tabii afetten ya da savaştan veya baskıdan mağdur olmuş, yardım isteyen kim varsa her zaman yanında olduk, olmaya devam edeceğiz. Kars'ın bu köklü geçmişi, bu tarihi mirası aynı zamanda zor dönemleri de bize hatırlatır. Fakat bu zor dönemlerde Kars her zaman direnç, sabır ve tevekkül diyarı da olmuştur."
"GECEMİZİ GÜNDÜZÜMÜZE KATARAK ÇALIŞIYORUZ"
Türk-Rus savaşının yaşandığı 1855'te ilk defa devlet kararıyla bir şehre "şeref madalyası" verildiğini hatırlatan Davutoğlu, bu kentin de Kars olduğunu vurguladı.
Davutoğlu, Kars'ın her zaman milli ve manevi kimliğini koruduğunu ve hiçbir zaman ruhunu, kimliğini teslim etmediğini anlattı.
Kars ile gurur duyduklarını ve Allahuekber Dağları'nda şehit düşen ecdadın ruhunu her zaman rahmetle andıklarını ifade eden Davutoğlu, onlara layık olabilmek için gecelerini gündüzlerine katarak çalıştıklarını anlattı.
Davutoğlu, sadece fiili anlamda bağımsızlık değil, gerçek anlamda da bu topraklardaki vatandaşların başlarının her yerde dik olması, hiçbir zaman başka bir ülkenin ya da uluslararası kurumun kapısında borç talep etmemesi için çalıştıklarını söyledi.
"BU MAKUS TARİHİ DEĞİŞTİRMEYE GAYRET ETTİK"
AK Parti hükümetlerinden önce bu ülkede çok zor şartların yaşandığına işaret eden Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti yetkilileri çok küçük borç ödemeleri için dahi IMF kapısında bekler haldeydi. Vatandaşlarımız çok zor şartlarda, Başbakanlık önünde yazar kasasını kıracak şekilde büyük bir ıstırap ve işsizlik yaşıyordu. Faizler en üst seviyeye çıkmış, bir gecede zengin olanlarla bir gecede tümüyle fakir olanların ıstırabı karşıt iki toplumsal kesit oluşturmuştu. Son 12 yıldır gece ve gündüz çalışarak bu makus tarihi değiştirmeye gayret ettik. Halkımızdan aldığımız destekle elhamdülillah şu anda değil herhangi bir uluslararası kurumdan borç isteyen, aksine herkese borç veren, evini, aşını kendisine sığınan mültecilere açabilen, bir kalemde 3,5 milyar doları aşkın bir miktarı sadece ağırladığı misafirlerine verebilen bir ülke var. Yeni Türkiye derken biz demokrasisiyle güçlü, ekonomisiyle kendi kendine yeten ve başkalarına yardım edebilen, dış politikasıyla da bütün dünyada saygın bir Türkiye hülyası, rüyası, hedefi içerisindeyiz."
Davutoğlu, son 10 gün içerisinde G-20 Zirvesi'ne katıldığını, Filipinler'e, Erbil ve Bağdat'a gittiğini kaydederek, Patnos, Tunceli, Erzincan ziyaretlerini gerçekleştirdiğini bildirdi.
Çarşamba günü Şanlıurfada'da bulunduğunu, Suruç'ta Kobani'den gelenlerle kucaklaştığını belirten Davutoğlu, bugünkü Erzurum ve Kars programlarının ardından yarın Balıkesir ve Kırklareli'ne gideceğini aktardı.
"DÜNYA EKONOMİSİNİN NABZI TÜRKİYE'DEN YÖNELTİLECEK"
"Şu trafiğe dahi baktığınızda, aslında hedefimizin ne olduğu ortaya çıkar" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
"G-20 Zirvesi'nde, Türkiye'yi ekonomik olarak dünyanın en önemli 20 ülkesi arasında yeni dönemin başkanlığına hazırlamak için görüşmeler yaptık. Pazartesiden itibaren Türkiye, dünyanın en gelişmiş 20 ülkesinin zirve başkanlığını alıyor. Dünya ekonomisinin nabzı Türkiye'den yönetilecek. Karslılar bundan gurur duyuyordur mutlaka. Borç kapısında bekleyen bir Türkiye yerine, dünya ekonomisinin nasıl seyir alması gerektiğini söyleyen, yönlendiren bir Türkiye. En az gelişmiş ülkelere de koordinatörlük yapıyoruz. Onları bir araya getiren bir Türkiye. Filipinler'de, dünyanın bir köşesinde, bizden medet ve yardım bekleyen oradaki Müslüman kardeşlerimizle bize güvenen Filipin hükümeti arasındaki barış için katkıda bulunan en öncü ülke olduk ve oradaki çözüm çabasının komite başkanlığını da bir Türk diplomat arkadaşımız aldı."