IŞİD'in Şengal'deki katliamları sonucunda yaşam alanlarından göç eden Ezidî ailelerin sorunlarını yerinde tespit etmek için Federal Kürdistan Bölgesi'ne geçen HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız izlenimlerini paylaştı. Bir çok kadının IŞİD çetelerinin eline düşmemek için intihar ettiğini söyleyen Sarıyıldız, "On binlerce insan aç ve susuz yollarda. Önlem alınmazsa büyük bir salgın hastalık başlayabilir. Şengal Katliamından kaçan bir çok kadın çetelerin eline geçmemek için intihar etmiş. Ezîdiler çok ferman yaşadıklarını, tarihte başlarının kesildiklerini, sürgün edildiklerini büyük hakaret ve zulümlere uğradıklarını belirtti" dedi.
ANF'de yer alan habere göre; IŞİD'in Şengal'deki katliamları sonucunda yaşam alanlarından göç eden Ezidî ailelerin sorunlarını yerinde tespit etmek için HDP Şırnak Miletvekili Selma Irmak ve beraberindeki heyet ile Federal Kürdistan Bölgesi'ne geçen HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, izlenimlerini paylaştı.
İbrahim Halil Sınır Kapısının Güney Kürdistan kısmındaki dış tarafından başlamak üzere kilometrelerce yolun iki yakasında öbek öbek toplanan Ezidîler ile karşılaştıklarını belirten Sarıyıldız, karşılaştığı manzarayı şu sözlerle anlattı: "Kavurucu sıcaklar altında bazıları buldukları bir gölgenin altında bazıları da bez parçalarının altına bıraktıkları üç-beş direkten oluşturdukları derme çatma çadırların altında kalıyor. Gümrük sınırının 15 kilometre ötesinde Rojava sınırına yakın 5 bin kişi için yapılan çadır kent vardı. Bu alan daha önce Rojava'dan gelenler için yapılmıştı. Koşullar oldukça kötüydü. 5 bin kişi için yapılan çadır kentte on binlerce Ezidî kalıyor. Dolayısı ile verilen hizmet de 5 bin insana göre veriliyordu. Konuştuğumuz insanlar kendilerine bazen günde bir parça ekmek düştüğünü ve tek bir nöbetçi doktordun olduğunu ifade ettiler. Mevcut koşullar büyük bir salgın hastalığına da neden olabilir."
YÜZLERDE KORKU VE YORGUNLUK
"Görüştüğümüz bütün Êzidîlerin yüzlerinde katliamın, açlığın ve yorgunluğun ifadesi vardı. Şengal'den daha yeni katliamdan can havli ile kaçan insanları gördük" diyen Sarıyıldız, başta kadınlar olmak üzere genci, yaşlısı hepsinin cümlelerini henüz bitirmeden hıçkırıklara boğulduğuna şahit olduğunu kaydetti.
Yaşananları kelimler ile anlatmanın kifayetsiz olduğunu dile getiren Sarıyıldız, şöyle konuştu: "İstisnasız her kadın cümlesini bitirmeden ağlama nöbeti tutuluyordu. Kimi kadınlar göğsünde çocuğunun öldüğünü, başı kesilen erkekler gördüklerini, elinde tutulup pazarlarda genç kadınları gördüklerini hıçkıra hıçkıra anlatıyordu. Şengal Bölgesi'nde ovada kalanlar daha çok katliama maruz kalmışlar. Şengal dağına yakın olanlar ise tarihten bu yana kendileri için tek kurtarıcı olan dağlara sığınmak zorunda kaldıklarını anlattı. Çocukların büyük bir kısmının ilk iki gün açlıktan ve susuzluktan öldüğünü ağlayarak dile getirdiler. Çocukların bakışlarına büyük bir korku ve ürkeklik sinmişti. Katliam, tecavüz ve diğer bütün insanlık dışı uygulamalara maruz kalan her Ezidînin ayrı bir hikayesi vardı. Bu hikayeleri dinlemek bile bizler için oldukça zordu."