Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, hidroelektrik saldırının, ormanlar ve tüm doğa üzerinde ciddi tehdit olduğunu söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Kurdoğlu, TMMOB Orman Mühendisleri Odası Doğu Karadeniz Şubesince Orman Haftası etkinlikleri kapsamında organize edilen, "Ormanlar ve HES'ler" konulu konferansta yaptığı konuşmada, hidroelektrik santrallerin (HES) Türkiye'de son 4, 5 yıldır gündeme gelen çok özel bir konu olduğunu belirtti.
Ormanın ürettiği sağlıklı suyun, Doğu Karadeniz ve Türkiye'nin pek çok yerinde özel bir varlık olduğunu ifade eden Kurdoğlu, "HES, yani bana göre hidroelektrik saldırı, ormanlar ve tüm doğa üzerinde ciddi tehdit durumunda. Bunun bir santral değil, saldırı olduğunu HES'lerin yapıldığı yerleri görürseniz sizler de çok iyi anlayacaksınız" dedi.
Kurdoğlu, suyun sanılanın aksine son derece kıt olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Su kaynakları, ulusal Kaynaklar ve kamu malları olarak egemenlik göstergesidir. Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi'nde 2025 yılında dünyada 3 milyar kişinin su kıtlığı yaşayacağı, yani sağlıklı suya ulaşamayacağı söylenmektedir. Türkiye de 2025 yılında su sıkıntısı çekecek ülkeler sınıfına giriyor. Çünkü şu an bin 430 metreküp yıllık kişi başına düşen su miktarı söylenirken, 2025'de bin metreküpün altına düşecek. Bunun anlamı, bin metreküp ve aşağısı dünyada su sıkıntısı çeken ülkeler demektir."
Kurdoğlu, su kıtlığı çekecek ülkeler değerlendirmesi yapılırken bu hesaplamaya HES'ler ve diğer yatırımların doğaya etkilerinin katılmadığına dikkati çekerek, "Bu nedenle yapılacak tüm faaliyetler çok iyi değerlendirilmeli. HES'ler bir an önce durdurularak verimlilikleri yeniden değerlendirilmeli. Yapılan hiçbir HES'in, verdiği zarardan çok karı yoktur" diye konuştu.
Turizm faaliyetlerine de değinen Kurdoğlu, hiçbir turistin, tahrip edilmiş, ormanları yollarla bölünmüş, borular ve elektrik kabloları arasında bir doğayı görmek için para ödemeyeceğini kaydetti.
-MESLEK BÜYÜKLERİNE PLAKET-
TMMOB Orman Mühendisleri Odası Doğu Karadeniz Şube Başkanı Doç. Dr. Devlet Toksoy, 21 Mart'ın 1971 yılından beri Dünya Ormancılık Günü, 21 Mart'ı içine alan haftanın ise Orman Haftası olarak kutlandığını söyledi.
Bu vesileyle Türkiye'de de 1975 yılından beri yapılan çeşitli etkinlik ve kutlamalarla kamuoyunun ormanlar ve ormancılık çalışmalarıyla ilgili konulara duyarlılıklarının artırılmasına çalışıldığını ifade eden Toksoy, "Ayrıca 2011 yılı, BM tarafından Uluslararası Orman Yılı olarak ilan edilmiş olup, bu vesileyle tüm dünyada ekonomik ve sosyal kalkınma, yoksulluğun ortadan kaldırılması, çevresel sürdürülebilirlik, su, gıda güvenliği ve tarım, enerji, iklim değişikliğinin hafifletilmesi, çölleşme ve arazi bozulması ile mücadele, biyolojik çeşitliliğin korunması, havzaların korunması ve doğal risklerin azaltılması gibi karmaşık ve birbiriyle bağlantılı birçok evrensel sorunun çözümünde, ormanların ve ağaçların oynadığı önemli role ve katkılara vurgu yapılmakta" dedi.
Toksoy, Orman Haftası ve Uluslararası Orman Yılı dolayısıyla, insanlığa yaşanabilir bir yurt bırakmak için yeşil Türkiye davasına her türlü zorluk ve imkansızlığa rağmen eşsiz hizmetleri olan 40 ve 50. yılını dolduran meslek büyüklerine plaket vermeyi kararlaştırdıklarını belirtti.
Etkinlik, meslekte 50. yılını dolduran 3, 40. yılını dolduran 21 kişiye plaket verilmesi ve hatıra fotoğrafı çektirilmesiyle sona erdi.