Gümüşhane'de 70 yaşındaki gazeteci İbrahim Özdemir, 40 yıl önce başladığı mesleğini ilk günkü hevesle sürdürüyor.
Meslek yaşamı boyunca birçok ulusal gazete, haber ajansı ve televizyonun Gümüşhane muhabirliğini yapan Özdemir, medya dünyasındaki değişimleri de yakından takip ediyor.
Mesleğe başladığı yıllarda kullanılan filmli makine ve daktilodan bugün kullanılan dijital materyallere kadar değişime ayak uyduran Özdemir, ilerleyen yaşına rağmen sahada aktif muhabirlik de yapıyor.
Özdemir, yaptığı açıklamada, lise yıllarından beri gazeteciliğe ilgi duyduğunu ve o yıllarda arkadaşlarıyla "Çıra" adında dergi çıkararak mesleğe ilk adımını attığını söyledi.
1970'te devlet memuru olarak atandığını ve bunun yanında da Gümüşhane'den ulusal gazete, televizyon ve haber ajanslarına serbest muhabir olarak haberler ürettiğini anlatan Özdemir, 40 yılı aşkın süredir gazetecilik mesleğini icra ettiğini belirtti.
Özdemir, eski zamanlarda haberciliğin zorluklarına rağmen mesleğini her zaman tutkuyla sürdürdüğüne dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Mesleğe ilk olarak Hürriyet Gazetesi'nin Gümüşhane muhabiri olarak başladım. O zaman zor yıllardı. İnternet yoktu. Kullandığımız makineler poşet makineydi. Haberi daktilo ile yazar, çektiğimiz fotoğrafı da karanlık bir odada kesip siyah bir kağıda sararak Gümüşhane'den otobüsle Trabzon'a gönderirdim. Gümüşhane'de o zamanlar muhabir bulmak zordu. Birçok gazete, televizyon ve haber ajansına aynı anda muhabirlik yapardım. Anadolu Ajansı'na da uzun yıllar hizmet verdim. AA benim için adeta bir okul oldu. Haberlerim AA'dan girdikçe ben daha fazla heyecan duydum. Ulusal basında, bir gazetenin birinci sayfasında manşette çıkan bir haber gazetecinin en büyük ödülü oluyor. O duyguyu çok yaşadım. Yaşım ilerledi ama hala mesleğin bana verdiği heyecanı içimde taşıyorum."
"Sabaha kadar uyumadığım günler oldu"
Şimdilerde kentte yayın yapan bir yerel gazetede muhabir olarak mesleğini sürdürdüğü ifade eden Özdemir, muhabirin yaşadığı kentin insanı ve yaşantısını yakından tanıması ve habere ilişkin heyecan duyması gerektiğini dile getirdi.
Sürekli yeni haberler üretebilmek için çaba harcadığını kaydeden Özdemir, "Nerede, nasıl haber bulabilirim düşüncesi sürekli beni meşgul etmiştir. Başımı yastığa koyduğum zaman 'Yarın ben nereye gitsem bir haber bulurum?' diye düşünürdüm. O bulduğum haber beni heyecanlandırırdı. Sabaha kadar uyumadığım günler olurdu. Haberi yapmadan kafamda oluştururdum. Bazen hayalimdeki haberi yapamazdım. Bazen de bir haber yerine 3 haber bulma şansım olurdu." diye konuştu.
"Sırtında çantası yoksa ona ben gazeteci demem"
Özdemir, mesleğine olan heyecanını hiçbir zaman kaybetmediğini vurgulayarak, "Gazetecinin heyecanı bitmez. O heyecan bittiği zaman mesleği bitti demektir. Bir gazeteci o bölgenin insanını çok iyi tanımalı. Bütün yöneticilerle diyaloğu çok iyi olmalı. Ben meslek hayatım boyunca bu diyaloğu çok iyi kurduğumu değerlendiriyorum. Şöyle sözler gelirdi kulağıma. 'Eğer İbrahim Özdemir bu haberi yaptıysa doğrudur' diyorlardı. Çünkü ben haberi yaptığım zaman ses kaydı alırdım ve kaydın ve açıklamanın dışında bir şey ilave etmezdim." dedi.
Taşrada haberciliğin zorluklarına değinen Özdemir, önceki zamanlarda taşra muhabirlerinin haberin birçok unsurunu tek başına kotarmak zorunda kaldığını söyledi.
Uzun yıllar sırt çantası taşıdığını anlatan Özdemir, "Biz 3 işi bir arada yapıyorduk. Hem fotoğraf hem video hem de haberi tek başımıza hazırlıyorduk. Sırt çantamız sırtımızdan inmezdi. Gazetecinin sırtında çantası yoksa ona ben gazeteci demem. Teşbihte hata olmaz, eşeğe semeri yük değildir. Bizim de çantamız bize yük değildir. Çok rahat, seve seve taşırdım. Şimdiki gazeteci arkadaşlarımız çok rahatlar." değerlendirmesinde bulundu.