Hatay Valiliği, kekik toplarken PKK’lı sanılarak öldürülen Mustafa Fil'in tazminat isteyen ailesine yanıt verdi: Olay anında dağdaydı.
Alınan bilgilere göre Hatay’da kekik toplamaya giderken, PKK’lı sanılarak öldürülen Mustafa Fil’in ailesinin açtığı tazminat davasında Hatay Valiliği ilginç bir cevap yazısı gönderdi ve “Fil olay anında bölücü terör örgütü mensuplarının olduğu herkesçe bilinen, Amanos Dağları Çardak Yaylası kırsalında bulunmaktaydı” diyerek, Fil’in kusurlu olduğunu savundu. Fil ailesinin avukatıysa karşı dilekçesinde, “Kendi memleketinin dağlarında özgürce gezmek nasıl kusur olabilir” diye sordu.
Hatay’ın Çardak Yaylası Şekerderesi bölgesinde 28 Haziran 2010 günü kekik toplamaya giden dört köylüye, Jandarma Özel Harekât Taburu’nda görevli askerlerce ateş açılmış, 66 yaşındaki Mustafa Fil ve 63 yaşındaki Ali Dalmış ölmüş, iki köylü de yaralanmıştı. Hatay Valiliği Fil ve Dalmış’ın ailelerine 21 bin 650’şer lira ‘terör tazminatı’ ödemeye karar verdi. Ancak Fil’in ailesi tazminatı az bularak valiliğin kararının iptali ve 80 bin TL maddi tazminat talebiyle Hatay İdare Mahkemesi’ne başvurdu.
Bu yaşta ailesine bakamaz
Hatay Valiliği, mahkemeye gönderdiği yazıda şu ifadelere yer verdi: “Davacılar Fil’in daha yaşlı olmasına rağmen kendisinden 14 yaş küçük eşe baktığını, bağ ve bahçe işlerini yaptığını, 2500 kök üzüm, ayrıca pamuk, buğday ve sebze yetiştirdiğini iddia etmektedir. Yaşlı ve bakıma ihtiyacı olan bir eş ve babadan ailenin böylesine çalışma beklentisi tarafımızca anlaşılmamıştır. Ayrıca Mustafa Fil olay anında bölücü terör örgütü mensuplarının olduğu herkesçe bilinen, Amanos Dağları Çardak Yaylası kırsalında bulunmaktaydı. Bulunulan noktaya araçla dahi gidilmediği, 1000 metresinin yürüyerek ulaşıldığı açıkça belirli olup, davacısının kusurunun da olduğu açıktır. Güvenlik güçlerince bölücü terör örgütü üyesi olduğu düşünülerek ateş edildiği açıktır.”
‘Memleketinin dağları’
Fil ailesinin avukatı Ali Habip’se karşı dilekçesinde şöyle dedi: “Davacının kendi memleket dağlarında özgürce gezmesini bir kusur olarak gören davalının anlayışını, hangi hukuki değerlendirme içine alacağımızı bilemediğimizden eleştiriye ve cevap vermeye dahi değer görmüyoruz. Davalının bu zihniyetine göre dağda gezen her vatandaşın öldürülmesi mümkün olacaktır.”