Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, sicil affına yönelik tasarının kanunlaşmasının ardından 1 milyon 919 bin 963 kredi kartı, 5 milyon 907 bin 94 çekin sicil kayıtlarının silineceğini açıkladı. Bankaların, kayıtlardan silme konusundaki tavırlarının önemli olduğunu belirten Çağlayan, "Tabii ki burada bankanın insafı ve bu işi regüle etme güdüsü son derece önemlidir. Eğer o banka kredi vermemeyi kafaya koymuşsa o vatandaşa, 'senin saçın niye siyah, niye beyaz, niye gözlüğün 2 numara'
diyebilir. Bankalar paranın üstüne, kuluçkaya yatan tavuk gibi yatamaz. Bankanın elindeki para pimi çekilmiş el bombası gibidir" dedi.
TBMM Genel Kurulu, Karşılıksız Çek ve Protestolu Senetler ile Kredi ve Kredi Kartları Borçlarına İlişkin Kayıtların Dikkate Alınmaması Hakkında Kanun Tasarısı'nın görüşmelerine başladı. Sicil affı olarak bilinen tasarının görüşmeleri sırasında milletvekillerinin sorularını cevaplayan Sanayi ve Ticaret Bakanı Çağlayan, bu düzenlemenin, karşılıksız çek, protestolu senet, kredi kartı ve diğer kredi işlemlerinde sicilleri bozulmuş, 2003 yılında çıkartılan kanun çerçevesinde tarih bittikten sonra Merkez
Bankası kayıtlarından, dolayısıyla bankalar ve bütün finansal kurumlardan kayıtları silinmemiş, bu noktada bankalar tarafından mağdur edilmiş olanların mağduriyetinin giderilmesine yönelik bir çalışma olduğunu ifade etti. Her partiden, her görüşte milletvekillerinin bu konuda kanun teklifi verdiklerine işaret eden Çağlayan, topluma mal olacak olan bir kanun tasarısı üzerinde görüştüklerini dile getirdi. 2003 yılında çıkan ilk kanunda 3 aylık bir süre öngörüldüğünü hatırlatan Çağlayan, 31 Mart 2004 tarihi
itibariyle tekrar sicilleri bozulmuş olanların durumlarının yeniden düzenlenmesi ihtiyacının doğduğunu anlattı. Bu çerçevede hazırlanan tasarı Meclis'ten geçtiği takdirde 1 Nisan 2004'ten başlayarak 31 Temmuz 2009 tarihine kadar kapsam içine giren gerek ticari, gerek gayri ticari çeklerin, senetlerin, kredi kartlarının ve diğer bireysel kredilerle ilgili 'kara tahta' olarak adlandırılan kayıtların silineceğini ifade etti. Çağlayan, "Meseleye sadece 'banka kredi verirken bu işi dikkate alıyor veya almıyor'
diye bakmamak gerekir. Birçok firmanın bugün kredi alma ihtiyacı yok ama borcunu ödediği halde Merkez Bankası kayıtlarında tutulmasına psikolojik olarak karşı çıkıyor. Kara tahtadan borcunu ödemiş olan insanların da silinmesini temin ediyor. Bir yerde olayı bir hakkın tesisi olarak görmek lazım" şeklinde konuştu.
Borcunu ödemediğinden dolayı mahkemelik olan veya mal bildirimiyle ilgili sıkıntıya düşenlerle ilgili bir düzenlemenin, bu kanunun amacını aşacağını ifade eden Çağlayan, bunun Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenebileceğini dile getirdi. Kanundan kaç kişinin faydalanacağı konusunda da bilgi veren Çağlayan, şu anda ferdi krediden dolayı borcunu ödediği halde silinmemiş olan 154 bin 866 kayıt bulunduğunu belirtti. Şu anda ödenmemiş olan 344 bin 700 kayıt bulunduğunu dile getiren Çağlayan, bu kanun çıkıp ilgili
borçlular borcunu ödediği takdirde bundan toplam 499 bin 567 kullanıcının faydalanmış olacağını kaydetti. Ödenmiş olduğu halde kayıtlardan silinmemiş olan 698 bin 104 kredi kartı bulunduğunu anlatan Bakan Çağlayan, ödenmemiş kredi kartı sayısının ise 1 milyon 221 bin 859 olduğunu ifade etti. Çağlayan, bu kanun çıktıktan sonra toplam 1 milyon 919 bin 963 kaydın silinmiş olacağını dile getirdi. 3 milyon 501 bin 436 adet çekin ödendiği halde kayıtlarda silinmediğini dile getiren Çağlayan, ödenmemiş olan 2
milyon 405 bin 658 çek bulunduğunu belirtti. Ödendiği takdirde 5 milyon 907 bin 94 adet çekin sicil kayıtlarından silineceğini kaydeden Bakan Çağlayan, kanun çıktığında 3 milyon 865 bin 558 protestolu senedin kayıtlardan silineceğini duyurdu. Bankaların kayıtlardan silip silmeyeceği tartışmalarına da değinen Çağlayan, şunları belirtti:
"Bu kanun Merkez Bankası'ndan ve diğer finansal kuruluşlardan bu kayıtların silinmesini emrediyor. Tabii ki burada bankanın, bankacılığın insafı ve bu işi regüle etme güdüsü son derece önemlidir. Bankacılık sistemine 'bunu silmezseniz şöyle yaparız' demenin serbest piyasa mantığıyla bağdaşmaz. Eğer o banka kredi vermemeyi kafaya koymuşsa o vatandaşa, 'senin saçın niye siyah, niye beyaz, niye gözlüğün 2 numara' diyebilir. Burada bankacılık sistemin görevi aldığı parayı satmaktır. Bankalar paranın üstüne,
kuluçkaya yatan tavuk gibi yatamaz. Bankanın elindeki para pimi çekilmiş el bombası gibidir. Dolayısıyla o parayı satmak zorundadır. Bankacılık sistemi parayı satmayacak da ne yapacak."
Çağlayan, 2009 yılında, 2008 yılında hükümet tarafından esnaf ve sanatkara ve KOBİ'lere verilen desteklerin en az yüzde 60-75 civarında artacağını açıkladı.