İslam Alemi için önemi büyük olan üç ayların başlangıcı ve Regaip kandilinin gelmesi ile şivlilik geleneği yeniden kutlandı. Bu gelenek herkes tarafından merak ediliyor. Şivlilik nedir? Şivlilik ne zaman kutlanır ve geleneğin tüm detayları haberimizde.
İslam inancında büyük bir önemli olan ve üç aylar olarak tabir edilen Recep, Şaban ve 11 Ayın sultanı olan, içinde bin geceden daha hayırlı olan Kadir Gecesini barındıran Ramazan ayı, Regaip Kandili ile başladı.
Konya’da üç ayların başlangıcı ve Regaip Kandili dolayısıyla asırlardır kutlanan bir gelenek ise varlığını sürdürmeye devam ediyor. Bu gelenek Şivlilik geleneği. Bu geleneğin Osmanlı döneminden daha önceki dönemlerden İmam-ı Şibli’den beri gelen Şivlilik geleneği Regaip kandilinden bir gün önce kutlanmaya başlıyor.
Regaip kandilinin gündüz saatlerinde Konya’da başlayan geleneğe göre çocuklar mahallelerindeki evleri dolaşarak çerez toplarlar. Günümüzde ise bu geleneğin devam etmesini isteyen yerel idareler çeşitli etkinlikler düzenliyor.
Daha sonra aileleri ile sokağa çıkan çocuklar yakılan ateşin etrafında toplanıyor. Bazıları ateşin üzerinden atılıyor. Her tarafı renkli içinde mum yakılmış fenerler çocuklar tarafından taşınarak fener alayı oluşturuluyor.
Kandil günü ise kapı kapı dolaşan çocuklar maniler okuyarak şeker ve çikolata gibi ürünler topluyor. Başlıca bir mani "Şivli şivli şişirdi, erken kalkan pişirdi / İki çörek, bi börek bize şivlilik gerek" seklindedir.
'ŞİVLİLİK, İMAM-I ŞİBLİ'DEN GELİYOR'
Prof. Dr. Caner Arabacı, 'şivlilik' geleneği ile ilgili şunları söyledi:
''Konya'da üç ayların ilk günü 'şivlilik' günüdür. Tabi üç aylar, aslında bir dini hazırlık, yardımlaşmaya, ibadete, zihnen ve aile olarak, toplum olarak bir hazırlık dönemidir. O hazırlığa çocukları sevindirerek, çocukları da öyle bir hazırlığın içine şenlikle katarak dahil etme gibi kabul edilebilinir. şivlilik, Konya'da çok eski bir gelenek. İmam-ı Şibli'den, geldiği söylenir. İmam-ı Şibli, ilk dönem sufilerindendir. Birçok sufi ekolü etkilemiş, alim bir şahsiyettir. Hadis ilimlerine vakıf bir şahsiyettir. O etkilediği ekoller, Anadolu'nun fethi, İslamlaştırılması, Türkleştirilmesi döneminde, onun adını buralara taşımıştır diye düşünebiliriz. Tabi şivliliğin çok yönlü bir önemi var. Üç ayların ilk gününde, çocukları değişik hediyelerle sevindiriyorsunuz. Sabah namazından itibaren, komşu, ev ayrımı yapmadan, tanıdık tanımadık ayrımı yapmadan çocuklar hane hane dolaşıyorlar. Aileler bunu severek, hoşlanarak hediyeler alıyor, çocuklara takdim ediyor. Bir sosyal canlılık, kaynaşma ortamı oluşuyor. Sadece çocuklar katılmıyor, çocukların yanında anneleri, ablaları da bu sevince ortaklık ediyor. Değişik maniler söyleniyor. Bu da işin sesli cümbüş yönüdür."
'FENER ALAYI, DİNİ VE MİLLİ GELENEK'
Prof. Dr. Arabacı, dün akşam ateş yakılıp, dilek fenerlerinin uçurulmasının da gelenek olduğunu belirterek, "Bir gün önceden gece fener alayları düzenleniyor. Yerde ateşler yakılıyor. Ateş üstünden atlanıyor. Her tarafı renkli, içine mum yakılmış fenerler çocuklar tarafından taşınıyor. Ateş yakarak, üzerinden atlama çok eski bir gelenektir. Türk kültüründe nevruz şenlikleriyle, ilkbahar şenlikleriyle irtibatlı köklü bir gelenektir. Sevinçli zamanlarda, zafer dönemlerinde meşaleler eskiden bu yana yakılır. Bir çeşit fener alayları eskiden beri yapılır. Bu milli gelenek, şivlilikle bütünleşmiş, dini ve milli bir şenlik haline dönüşmüş durumda'' diye konuştu.
Ateşin üstünden atlayan Abdullah Topan (20), ''7 yaşından beri her sene devamlı kutluyoruz. Korku hiç olmadı. Eğlencesine atlıyoruz. Yaş büyüyünce kendim şivlilik toplamaya çıkamayınca üzülüyorum. Yine çocuk olup toplamak isterdim" dedi.
Etkinliğe ilk kez katıldığını belirten Irak uyruklu Sermet Paşa ise "Sadece Konya'ya özel bir şey diye duydum. Üç ayların gelişi, dinimizce çok güzel karşılanıyor. Çok mutluyuz. Şivlilik hazırlığını tamamladık. Kızımla kapı kapı gezip, şivlilik için güzel bir şey yapacağız inşallah" diye konuştu.