Soma Öykücüleri Eskişehir’de Buluştu

Soma Faciasında yaşamını yitiren 301 madenci anısına 37 yazarın öykülerinden oluşan "Ölüm vardiyası" adlı ortak kitabın söyleşi ve imza etkinliği Eskişehir'de yapıldı. Tepebaşı Belediyesi'nin konuğu olarak sanatseverlerle buluşan 6 yazar, Türkiye'de yaşan

Soma Faciasında yaşamını yitiren 301 madenci anısına 37 yazarın öykülerinden oluşan "Ölüm vardiyası" adlı ortak kitabın söyleşi ve imza etkinliği Eskişehir'de yapıldı.

Tepebaşı Belediyesi'nin konuğu olarak sanatseverlerle buluşan 6 yazar, Türkiye'de yaşanan "iş cinayetlerine" dikkat çekerek, hazırladıkları öykü kitabının, madencilerin "kader gibi sunulan" acı sonlarına bir itiraz olarak yazdıklarını belirttiler. Taşeronlaştırmanın ise, iş cinayetlerinde oynadığı birinci derecedeki rolüne de dikkat çekildi.

2020'YE ERTELENDİ

Tepebaşı Belediyesi'nin Özdilek Sanat Merkezi'ndeki söyleşide konuşan ve kitabı derleyip "Yerin burnu var" adlı öyküsüyle yer alan yazar Hande Baba, Soma'da Türkiye tarihinin en korkunç iş kazasının yaşandığını belirterek, "Facianın yaşandığı tarihte henüz imzalanmamış olan Uluslararası Çalışma Örgütü'nün 176 numaralı "Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi" önce imzalandı. Bizler "sözleşmenin içeriği gerçekten uygulanacak mı, bu nasıl, kimler tarafından denetlenecek" diye düşünürken, geçtiğimiz ağustos ayında Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelikle madenlerde Avrupa Birliği mevzuatına uygun malzeme ve koruyucu sistem kullanma şartı, 2020'ye ertelendi. Yani Soma katliamından sonra imzalanan sözleşme gereği AB'ne uygun ekipmanları bulunmadığı için kapatılan madenler, hiçbir önlem alınmadan tekrar açıldı" dedi.

Kitapta "Hürüş susmasın" adlı öyküsüyle yer alan yazar Güner Arslan da, Türkiye'de "kaderine razı" bir emekçi kitlesinin varlığından söz ederek, her ekonomik sıkıntı veya krizde emekçiye işsizliğin ölüm, kaderine razı işçi olmanın sıtma olduğunu gösterdiklerini vurguladı. Arslan, "Edebiyat tutkunları olarak bunalımlı iç dökmelere dönüşmüş eserlerden vazgeçip, daha toplumcu beyin fırtınalarından yola çıkmış, daha kucaklayıcı eserler yaratalım" dedi.

Kitapta, "Soma… Ah Soma!" adı öyküsüyle yer alan yazar Münevver İzgi de, toplumumuzun Soma faciasından bu güne "akıl sınırlarını zorlayacak" pek çok kayıplar ve acılar yaşadığını belirtti. Toplumun çabuk parlayıp çabuk sönen bir özelliğe sahip olduğunu söyleyen İzgi, "Hiç peşini bırakmayacağımızı sandığımız olaylarda bile sonuna kadar gidemiyoruz. Direnen, sonuna kadar savaşan insanları da yalnız bırakıyoruz. Belleğimize sahip çıkalım. Bir kar tanesi tek başına erimeye mahkûmdur. Yine herkes bilir ki, büyük çığlar, kar taneleri bir araya geldiğinde oluşur" diye konuştu.

TAŞERONLAŞTIRMANIN ROLÜ BÜYÜK

Ortak kitapta "Suya sorulan" adlı öyküsüyle yer alan yazar Deniz Moralıgil, ülkemizde son iki yılda ölen işçi sayısının 3 bin 495'e ulaştığını ve Türkiye'nin bu açıdan Avrupa birincisi olduğunu belirterek, iş kazalarında taşeronlaştırmanın oynadığı role dikkat çekti. Moralıgil, "İş kazalarının yüzde 90'ı taşeron kullanan iş yerlerinde gerçekleşiyor. İş kazası sonucu hayatını kaybedenlerin çoğunluğunu son iş yerine 3 ay ile 1 yıl arasında çalışanlar oluşturuyor" dedi.

Yazar Nazmi Bayrı da, kitapta yer alan "Kara gündür gelip geçmez" adlı öyküsünü, Soma cinayetinin ertesinde basında yer alan bir haberden esinlenerek yazdığını, o dönemde ki gazete manşetlerinin izini sürerek oluşturduğunu söyledi. Bayrı, "İş cinayetleri artık son bulmalı" şeklinde konuştu.

Kitapta "Yürüyüş" adlı öyküsüyle yer alan yazar Tayfun Ak da, ödül alan bir başka madenci öyküsü olan "Yazmalı mı?" adlı öyküsünü söyleşiye katılanlara okudu. Söyleşiden sonra, yazarlara teşekkür eden Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç da, onlara birer çiçek verdi. Sanat Merkezi'nde üretilen bazı seramik ürünler de günün anısına yazarlara armağan edildi.

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri