Trabzon'da 54 yıldır camilerin kubbe ve minareleri için bakır alem yapan 81 yaşındaki Mahmut Efeoğlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "Yaşayan İnsan Hazineleri Ulusal Envanteri"ne kaydedilmenin heyecan ve mutluluğunu yaşıyor.
Mahmut Efeoğlu, yaklaşık 10 yaşında ilkokula gittiği sıralarda bakırcılıkla uğraşan babasına yardım etmeye başladığını söyledi. Bakırcılara parça başına iş yapan babasından zanaatı öğrendiğini belirten Efeoğlu, 1957 yılında Çarşı Mahallesi'ndeki Bakırcılar Çarşısı'nda iş yeri açtıklarını anlattı.
Efeoğlu, askerlik görevini yaptıktan sonra da babası ile çalışmaya devam ettiğini aktararak 1965 yılına kadar bakırdan çeşitli mutfak araç gereçleri, çeyizlik ve hediyelik eşyalar imal ettiğini söyledi.
İş yerine gelen minare ustasının kendisinden alem yapmasını istediğini ifade eden Efeoğlu, "Ustaya daha önce hiç alem yapmadığımı, nasıl yapılacağını da bilmediğimi söyledim. Bana 'Bakraç yapan minare alemini de yapar' dedi. Bunun üzerine, 'Tamam sen nasıl bir şey istediğini çiz getir bana, yaparım.' dedim. Ertesi sabah çizdiği planı getirdi, ben de minare alemini ona göre yapmaya başladım." diye konuştu.
Efeoğlu, ilk yaptığı minare alemini bir haftada tamamlayabildiğine işaret ederek her parçasını makine kullanmadan elinde yaptığını vurguladı. Siparişi veren kişinin alemi çok beğendiğine dikkati çeken Efeoğlu, şöyle konuştu:
"Minare ustası alemi çok beğenince 'Ben seni daha bırakmam.' dedi. Alem yapmaya başlamam işte böyle oldu. Ondan başkaları duydu derken piyasaya adımız yayıldı. Ekseri minare yapan ustalar beni tanıyor. Adam gidiyor Kars'ta cami yapıyor, minare alemi lazım 'Trabzon'da Mahmut Efeoğlu var, o güzel alem yapar, ona yaptıralım' diyor. Telefon ederler, istedikleri alemi anlatırlar, biz de yaparız."
Efeoğlu, 1965 yılında başladığı alem imalatına 54 yıldır devam ettiğini anlatarak, şimdiye kadar kaç alem yaptığını anımsayamadığını ancak ilk imal ettiği alemin Trabzon'un Karakaya Mahallesi'ndeki caminin minaresine takıldığını ve halen orada bulunduğunu söyledi.
Karadeniz Bölgesi'ndeki illerin yanı sıra İstanbul, Ankara, Şanlıurfa, Ağrı, Van, Malatya ve İzmir'in de aralarında bulunduğu çeşitli şehirlerdeki camilerde yaptığı alemlerin kullanıldığını vurgulayan Efeoğlu, alemini yaptığı camilerin önünden geçerken onları incelediğini, şeklinde ya da boyasında bozulma olup olmadığına baktığını dile getirdi.
Efeoğlu, Hollanda, Almanya ve Belçika'da bulunan camilere de sipariş üzerine alem yaptığını ifade ederek 50 santimetre ile 4 metre arasında alem imal ettiğini belirtti.
"OĞLUM, TORUNUM BU İŞE DEVAM EDECEK"
Kültür ve Turizm Bakanlığının kendisini "Yaşayan İnsan Hazineleri Ulusal Envanteri"ne kaydetmesi dolayısıyla mutlu olduğunu anlatan 6 çocuk, 19 torun sahibi Efeoğlu, sanatına önem verilmesinin gururu yaşadığının altını çizdi.
Efeoğlu, çocuklarına ve torunlarına her zaman bu mesleğin kaybolmayacağını anlattığına dikkati çekerek "İslam dini varken minare alemi sönmez. Ben oldum 81 yaşında, artık ne kadar devam edebilirim ki? Torunlarıma 'Bu meslek sizde devam etsin.' diye nasihatte bulunuyorum." dedi.
Zanaat sahibi olmanın önemine işaret eden Efeoğlu, "Sanatım sayesinde bu yere geldim. Allah ömür verdi, ben de azmettim, böylece bugüne kadar geldik. Ben sanat yapıyorum, üretiyorum. Ben gözümü kapattığım zaman burası kapanmayacak, benden sonra da devam ettirecek ustalar var. Oğlum, torunum bu işe devam edecek inşallah." diye konuştu.
Mahmut Efeoğlu, akranı ustaların rahmetli olduğunu, bazılarının da sağlıkları el vermediği için çalışamadığını kaydederek "Allah sağlık verdikçe işimi yapmaya devam edeceğim. Geçmişte gece yarısına kadar çalışırdım şimdi ise günde 5-6 saat çalışabiliyorum. Yaş ilerledi ama ben ihtiyar değilim. Sanatımı çok seviyorum ve önem verilmesinin gururunu yaşıyorum." ifadesini kullandı.