Özal'ın son saatlerine tanık olduğunu söyleyen sürpriz bir isim ortaya çıktı. Eşinin bir rahatsızlığı için hastanede olan Hamza Yavuzyılmaz, "Midesini tutarak sanki kramp geçiriyor gibi inliyordu. 1-1.5 saat kimse müdahale etmedi" dedi.
Önceki akşam NTV'de yayınlanan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili "Bir Ölümün Anatomisi" adlı programda çok çarpıcı iddialar ortaya atıldı.
Semra Özal, kendisine gönderilen delilleri savcıya ilettiğini söylerken, Özal 'ın bir sergide zehirlenmiş olabileceğini söyledi. Ancak programın en çarpıcı anları, sürpriz bir tanığın anlattıklarıydı. İşte dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'in yakın postası olduğunu söyleyen Hamza Yavuzyılmaz isimli tanığın iddiaları: "Ben o dönemden iki üç ay önceye kadar o dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'in yakın postasıydım. Olay gününden bir gün önce (16 Nisan 1993'te) eşim telefona yetişmek için merdivenlerden aşağı inerken ayağını burktu. Ertesi gün (17 Nisan 1993) sabah 9- 10 arası Hacettepe Acili'ne gittik. Rahmetli Özal'ın kaldığı yerin iki oda yanındaydık. Doktor aradık, bulamadık. Yaklaşık yarım saat sonra, bir kargaşa oldu. Bir polis motosikleti geldi, 'Cumhurbaşkanını getiriyorlar' dedi. Bir Mercedes kapıya geldi, iki koruma ve bir şoför vardı. Bir tanesi de sedyenin yanındaydı. Sedyeye resmen çuval gibi oturtuldu. İki hademe o odaya onu soktular. Sedyenin üzerinde midesini tutarak, sanki kramp geçiriyor gibi resmen inliyordu. Korumanın biri bize doğru koştu, biri diğer tarafa koştu her tarafı boşalttılar. Bize de geri gidin diye talimat verdiler. Bir koruması içeride kaldı. Ben ara ara çıkıyordum merakımdan. Daha önce hiç görmemiştim ben rahmetli cumhurbaşkanımızı. Ama o anda inanılmaz derecede içim koptu, başındaki koruma yalvarıyor, 'Doktor bulun' diyordu. Sonra bir ara genç doktor gibi bir şey geldi, baktı başında durdu. Ama o da koşmaya başladı müracaata doğru. Cumhurbaşkanımız midesini tutuyor ve kasıyordu kendini. Kesinlikle yaşıyordu. 3-4 doktor katlardan çıkıyor, bakıyor ve içeri kaçıyordu. Yaklaşık 1-1.5 saat filan gibi bir vakit geçirdik orada o sürede kimse müdahale etmedi."
ÖZAL'IN KORUMA MÜDÜRÜ
67 model hasta nakil aracıyla götürüldü
Programda birçok çarpıcı iddia daha ortaya atıldı. Bunlardan biri de Özal'ın korma müdürü Musa Öztürk'e aitti. Öztürk'ün şu sözleri içler acısıydı: "Özal, Cevdet Sunay'a hediye edilen 1967 model bir hasta nakil aracıyla hastaneye götürüldü. Bu Cumhurbaşkanlığı envanterlerinde kayıtlıdır. Şu andaki bir ambulansın dizaynını hesaplamayın, çünkü onda yok." O döneme ve Özal'ı ölüme götüren sürece tanık olan isimler de yaşadıklarını anlattı. İşte sadece birkaçı:
'Mezarı açılmadan anlaşılmaz'
Yüksel Bozer (Dönemin Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Rektörü): "Doktorlar elinden geleni yaptı. Ancak iddiaların önüne mezarın açılması ile geçilebilir. (Semra Özal'a dönerek) Zannediyorum siz, bunun sonunda mezardan bazı saç kemnik örnekleri alıp Avrupa'da bu işleri çok iyi bilen laboratuvarlara gönderip bunun sonucunu almak mecburiyetindesiniz. Artık bu noktaya geldiniz bundan kaçamak yoktur."
'Kalbi iyi ama bacağı kötüydü'
Opr. Dr. Cengiz Arslan (Özal'ın doktoru): "Sağlık durumu oldukça iyiydi. Göğsünden kalbinden şikayeti yoktu. Bacak damarlarından dolayı yürümekte güçlük çekiyordu. Kimseye söyleyemiyordu. Durup dinleniyordu çevresi bu durumu onun çabuk yorulduğu şeklinde yorumluyordu. Bu görüntü bacak damarlarının rahatsızlığından dolayıydı."
Bozer, saat 12'ye doğru geldi
Ömer Şarlak (Dönemin GATA komutanı): "Biz Hacettepe'ye gittiğimizde, orada sadece tıpta uzmanlık ihtisası yapan hekimler vardı. Ondan sonra Yüksel Bozer geldi. Saat 12:00'ye yakındı geldiğinde."