İl Müftüsü Mehmet Cüneyt Kavşut, merkezin en büyük camiisi olan Kemaliye Camii'nde verdiği kandil vaazında Kadir Gecesi'nin içinde Ramazan ayı olmayan bin aydan daha hayırlı bir gece olduğunu belirterek vatandaşları bu geceyi ibadeti uykuya tercih etmeye çağırdı. Gece nedeniyle tüm camiilerin sabaha kadar açık olacağı öğrenilirken, teravih namazının ardından Kemaliye Camii'nde mevlidi şerif okutuldu. Kur'an ziyafetinin ardından soru-cevap faslı gerçekleştirilirken, daha sonra teşbih namazı kılındı.
Öte yandan il merkezinde ki muhtelif camilerde bulunan Sakal-ı Şerif ve Hırka-i Şerifler ise kandil gecesinde vatandaşların yoğun ilgisine sebep oldu.
SAKAL-I ŞERİFLER
Sakal-ı Şerif ve Hırka-i Şerifleri ziyaret eden vatandaşlar buralarda salavat ve tekbirler eşliğinde Peygamber Efendimize (S.A.V.) ait olan Sakal-ı Şerif ve Hırka-i Şerif'i koklamak ve öpmek için birbiriyle yarıştı.
Bağlarbaşı Mahallesi'ndeki camii ve Süleymaniye Mahallesi'ndeki camide bulunan Sakal-ı Şerif'lerle ilgili açıklamalarda bulunan Ahmet Ziyaüddin-i Gümüşhanevi Vakfı Başkanı Erkan Kocatürk, "1908 yılında Meclis-i Mebusan'dan Gümüşhane Milletvekili Mısırlıoğlu Hayri efendi tarafından padişah fermanı ile beraber iki adet ilhye-i saadet Gümüşhane'ye getirmiş. Bir tanesi Bağlarbaşı Camii'nde, diğerini de Gümüşhane'nin eski yerleşim yeri olan Süleymaniye Mahallesi'ndeki camiisine vermiş. Kadir gecelerinde
ziyarete açıyoruz. O günden bugüne böyle devam ediyor. Biz onun hizmetkarıyız" dedi.
Bağlarbaşı Camii'nin yanı sıra Süleymaniye Camii'nde bulunan Sakal-ı Şerif' de vatandaşlar tarafından ziyaret edildi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu geçtiğimiz yıllarda gerçekleştirdiği Gümüşhane ziyareti esnasında Erkan Kocatürk'ün evinde bulunan Sakal-ı Şeriflerle ilgili padişah fermanını incelemişti.
HIRKA-İ ŞERİF
Gümüşhaneli vatandaşlar ayrıca kent merkezindeki Mordut Camii'nde bulunan Hırka-i Şerif'i de ziyaret ettiler. Cami imam hatibi Mustafa Okur, kendilerinin edindiği bilgilere göre 1968 yılında yapılan caminin Kadirbeyoğullarından bir hanım, İstanbul'da Osmanlı zamanında evlidir. Beyi de Yemen'de subay rütbesi ile görev yapmaktadır. Bu hanım Yemen'de mukaddes emanetler taksim edildiği zaman Subay rütbesinde ki beyi Hırka-i Şerif'i alarak İstanbul'a getiriyor. Kadın sandukasında yıllar boyunca sakladıktan
sonra, evlatlarına 'Ben Kadirbeyoğullarındanım, gün olur harman olur oralar yerleşim haline gelir cami yapılırsa bunu götürüp camiye koyun, Müslümanlar ziyaret etsin' şeklinde vasiyette bulunuyor. 1968 yılında bu kadının torunları Mordut Camii'nin yapıldığını öğrenip camimize getiriyorlar. O yıldan bu yana benden önceki imam kardeşlerim ve ben bu Hırka-i Şerif'i ziyarete açıyoruz" diye konuştu.