CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdar-oğlu, PKK’nın kaçırdığı CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün serbest bırakılmasının ardından yaptığı açıklamalar üzerine başlatılan tartışmaya nokta koydu. Bu konudaki eleştirilere Hürriyet aracılığıyla yanıt veren Kılıçdar-oğlu, “Ne var bunda? İnsani olarak yaşadığı her şeyi anlattı. İnsani bir duruş sergiledi. Kendisinin arkasındayım” dedi. Kılıçdaroğlu, bu konuda koparılan fırtınayı anlamadığını belirterek şunları söyledi: “Hükümete yakın medyada ve bazı hükümet ve MHP çevrelerinde bir fırtına koparılmak isteniyor. CHP’nin bu konuda bir sorunu yok. Hüseyin Aygün’ün söylediklerinde, yaptıklarında ne var? Kendisiyle yarın (bugün) görüşeceğim. Detaylı bilgi alacağım. Ama bugün yapılanları gördüğümde CHP’ye karşı bilinçli bir faaliyeti fark ediyorum. Meclis’i toplama talebimizin karşılanmaması, benim grup konuşmam ortada. CHP’nin kenetlenmesi ortada. Şimdi Aygün’ün sırtından CHP’de çatlama görüntüsü yaratıyorlar. AKP medyasının tavrı bu.”
Kılıçdaroğlu, “Aygün’ün söylediklerinde yanlış bir şey, parti ilkelerinize aykırı bir şey var mı?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Hayır. Aygün yaşadıklarını anlatıyor. Kaçırılan bir milletvekilinin yaşadıklarını anlatmasında ne var? Bu anlatım parti ile alakalı değil. Parti ile alakalı bir duruş değil. Bu bir CHP söylemi de değil. Sanki CHP söylemi gibi anlatmak yanlış, söylem CHP söylemi değil. Ama bir yanlış da bulmuyorum. Şimdi onun kaçırılmasını, bir milletvekilinin kaçırılmış olmasını, bunun milletvekili ve Türkiye üzerindeki travmasını düşünmeden bunları yapmak, konuşmak, bütün bunlar yanlış. Buradan CHP’yi parçalama girişimi yapılmak isteniyor. Bunu başaramazlar. Milletvekilimizin arkasındayım. İnsani bir duruş ve anlatım gerçekleştirmiştir.”
Aygün ne demişti
Hüseyin Aygün, PKK’nın kendisini serbest bırakmasının ardından şu açıklamayı yapmıştı: “Beni kaçıran arkadaşlar bu ülkenin genç evlatları. Onlar savaşın gereksizliğinden bahsettiler. ‘Biz de yürüttüğümüz mücadelenin anlamsızlığını biliyoruz’ dediler. Eve dönmek istiyorlar. Bağımsız olarak milletvekilliği yapmamın kendileri için daha iyi olacağını belirttiler. Ben de silahların gölgesi altında böyle bir karar vermeyeceğimi söyledim. Bana karşı zor kullanılmadı. Bana silah bile doğrultmayacaklarını söylediler. Keşke bu toplumun içinde yer alsalar da üniversite okusalar. Beni bırakırken sarıldılar öptüler.”