İstanbul’da yaşayan TİAB ve BNU’nun üyeleri, ”Marka Şehir Trabzon strateji çalıştayı” raporu ile
Üzerinde oturduğumuz “hazineyi” kabak gibi bir daha görmemizi sağladı.
Bugün dördüncü “T” olan “Tarım Kenti Trabzon”u inceleyeceğim.
Deniliyorki;
Trabzon’un florası (bitki örtüsü) çok zengin endemik (sadece bu bölgeye has) bitki türleri ile kaplı.
Bu türlerin etken maddeleri doğal ilaç yapımı başta olmak üzere, kozmetik, veterinerlik, kimya, zirai mücadele vb yüksek katma değerli sektörler için hammadde deposu;
Yani hazine niteliğindedir.
Hazineyi de şöyle anlatayım; doğadan toplayarak 1 liraya sattığımız bitkilerin (otların) etken maddeleri çıkarılıp (ilaç vb) ürünlere dönüştürülerek;
1001 TL’ye tekrar bize satılıyor.
Sağır kulağa ses geldi
Bu konuda yıllardır sağırı oynayan Tarım Bakanlığı, sonunda hazine değerindeki endemik bitkilerimizle ilgilenmeye başladı.
Geçen hafta Trabzon’da ”Tıbbi ve Aromatik bitki çalıştayı” düzenlendi.
DOKA’da hareketlenme daha önce başladı; “biyoinavasyon merkezi” kuracak deniliyor.
Sonunda elimizdeki hazinenin (otların) etken maddeleri KTÜ’de kurulacak biyoteknoloji merkezinde saptanacak ve hangi sektörlerde kullanılacağı listelenecek;
Başta tıp alanında ilaç olmak üzere, ziraat, kozmetik, veteriner, boya vb. sanayilerde kullanılan etken maddeler, yarı mamul/ mamul (ürüne) dönüştürülecek.
Hazinemiz Sağlık turizminde de katma değer yaratacak.
Nasıl?
Hazinemiz değerlendirildiğinde Trabzon, Sağlık Bakanlığı tarafından yönetmeliği de yayınlanmış olan “Sağlık turizmi – fitoterapi- bitkisel tedavi” merkezi olmaya aday olacak; yüksek katma değerli yepyeni bir sektör için Trabzon’da yatırım alanları açılacak; nitelikli ve her seviyede insana iş olanağı sağlanacaktır.
Biyoinovasyon yatırımı sayesinde Trabzon “Avrasya’nın da biyoinovasyon üssü” haline gelecek;
Sentetik ilaçlardan uzaklaşmaya başlayan dünyaya tamamlayıcı Tıp Ürünleri, Bitkisel Tedavi Uygulamaları, Doğal ve Organik Gıda ve Kozmetik ( Katma Değeri Yüksek Ürünleri) sunacağız.
Son söz yerine: Defalarca söyledik, 21. YY şehirler arasındaki rekabetin yoğun olarak yaşanacağı yüzyıl olacaktır. Trabzon’un marka şehir olma yolundaki sorunlarını ve çözüm önerilerini de içeren bu yeni yaklaşıma destek olmak hepimizin borcudur.