Arap Yarımadası'nın en güneyindeki coğrafyadır Yemen... Bu yarımadanın ve Arapların en fakir, yoksul ülkesidir.30 Milyona yaklaşan nüfusunun büyük bir kısmı Arap, diğer kısmı Arap-Afrika karışımı melezdir. Kabile anlayışının hakim olduğu bu ülkede son yıllarda iç savaş, ekonomik çöküş, iktidar kavgalarının giderek artması ülkeyi ve halkı perişan hale getirmiştir.
Halkının yüzde 99'u Müslüman olan ülkede kardeş kavgasına son verilemiyor.Kan ve gözyaşı oluk oluk akmakta... Çok sayıda kabilenin varlığı ve kabilelerin ülke yönetimini ele geçirme mücadelesi yanında bölgedeki İslam ülkelerinin Yemen'deki hakimiyet kurma kavgası siyasi ve ekonomik çöküşe daha çok yol açmaktadır. Stratejik açıdan önemli bir coğrafya olması Yemen'e diğer devletlerin ilgisini artırdığı gibi Yemen'de her alana müdahil olmaktadırlar. Sorunların çözümlenmesi gerekirken sorunlar daha derinleşiyor, çözümsüz hale getiriliyor.
Yemen'de Şii- Sünni çatışması bilinçli bir şekilde körükleniyor.Şii Husilerin arkasında İran, Sünnilerin yanında Suudi Arabistan, BAE ve koalisyon güçleri bulunuyor. El-Kaide Yemen'de önemli yerleşim alanı bulmuştur. Şii Husi kabilesi ülke yönetiminde söz sahibi olmak için silahlı mücadele verirken İran tarafından desteklenip ülkeyi kan gölüne çevirmektedir ki, karşında Sünni kabileri Suudi Arabistan ve koalisyon güçleri kendi nüfusları kurmak amacıyla ülkeyi yıllardır kan deryasına çevirdiler. Yemen'de kardeş kardeşi mezhepsel oyunlarla boğazlarken, kadın çocuk yaşlı demeden önlerine gelenleri katlediyorlar. İddialara göre İran Şii Husi milisleri eğitiyor, silah desteği veriyor. Suudlar ve koalisyon kuvvetleri ise şehirlere roket ,füze yağdırırken uçaklarla sık sık bombardıman yapmaktadır.
Yemen halkı dış destekli bu iç savaşta çaresiz, masum, aç, sefil, perişan halde. Halkı düşünen yok. Sokaklar insan ölüleri ile dolu... Evler virane ,aileler dağılmış, umutlar tükenmiş...Ölümün yağmur gibi yağdığı topraklar...Gelecek umudunu kaybetmiş insanlar...Kızgın çöl sıcağında bedenlerin kan sıcaklığı ile daha da ısındığı insanlar...Çocukların kuru ekmeğe hasret kaldığı, korkudan sütleri kesilmiş bebelerini emziremeyen gözyaşlarıyla bebelerin tenlerini ıslattığı anneler... Kum sokaklarda gözlerinde korkunun her haliyle belli olduğu çocuklar... Çaresiz ölümü bekleyen yaşlılar...Ateş olmuş kumlarına yağmayan yağmur yerine yağan kan damlaları... Çığlıkların normalleştiği gülmenin, neşenin unutulduğu ağlayan ülke Yemen..
Kimliğinde, dini İslam yazan bir millet birbirini boğazlarken, riyakar kendini Müslüman diye görenler, bu katliama sessiz kalmak bir tarafa İran, Suudi Arabistan, BAE ve koalisyon güçleri bu vahşeti daha da körüklüyorlar. Sözde Arap Ligi, İslam Biriği Teşkilatı var ama çözüm yok ... Müslüman müslümanın katledilmesini seyrediyor.İslam denilince mangalda kül bırakmıyorlar. Özde değil sözde Müslümanlık... Yazıklar olsun!... Müslümanlar nerede bir zulüm varsa kim olduğuna bakmadan yardıma koşmalı... Görüyoruz ki, bırakın yardımı müslüman müslümanın düşmanı olmuş, birbirinin kanına girmiş, girmeye devam ediyor. Avrupa Birliği ve BM'nin zaten umrunda değil... Müslümanların bu haline kıs kıs gülerken bir taraftanda bu ortamdan istifade ediyorlar.
Müslümanlar birlik olmadıkça, birbirinin derdi ile dertlenmedikçe kan , vahşet, gözyaşlarına kulakları tıkadıkça , gözler kör olunca kalpte acıma merhamet olmadıkça ruhu vicdanla buluşmadıkça müslümanların acısı dinmeyecektir.Ama unutulmasın tepkisiz kalan acılar bir gün gelir sizlerin kapısını çalar.Böyle oldukça Siyonistlerin ,haçlı ruhunun keyiflerine keyif katarsınız. Emperyalist baronların ekmeğine yağ sürmeye devam edersiniz.
Unutulmasın ki mazlumların sesi arş-ı alayı tutunca bu ses diğerlerinin üstüne çökeceği günü bekler...