Sevenleri için Trabzon, dalgalı bir denizdir ya da durgun bir deniz gününde güneşin en güzel batışının seyredildiği Ganita'dır! Bir manolya ağacı, her Uzun Sokak'a girişte başlayan ince bir yağmur, yollara döşenmiş Arnavut kaldırımı ya da Boztepe'ye çıkıp Yoruz Burnu'na bakarak güneşin batışında gördüğün ufuktur Trabzon!
Dünyanın en eski ticaretinin yapıldığı Antik Hadrian Limanı'dır. Dinler kültürünün vücut bulduğu Maçka topraklarında Vazelon, Sümela ve Kuştul Manastırı'dır. Fatih Sultan Mehmet'in savaşmadan, akılla aldığı şehirdir. Osmanlı İmparatorluğu'nun en uzun süre tahtta kalan ve en büyük padişahı olarak kabul edilen Kanuni Sultan Süleyman Han'ın doğduğu şehirdir Trabzon!
Okuyanları Çanakkale Savaşı'na gittiği için üç dönem mezun vermeyen, Türkiye'nin en önemli okulundan biri olan, dünyaya faydası olan sayısız insan yetiştiren; dünyaca ünlü ressam, şair ve yazar Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun okuduğu Trabzon Lisesi'nin olduğu şehirdir Trabzon!
Atatürk Köşkü, Kostaki Konağı, Kızlar Manastırı, Opera binası kadar hükmedici; Taksim Meydanı, Kalepark kadar toplayıcı; Faroz ve Uzunkum sahili kadar dinlendirici; Arafilboyu kadar seyredici; Belediye Nikah Salonu kadar mutlu edici; Soğuksu mevkisi kadar serinletici; Küçük Liman'da bulunan paket taş kadar neşelendirici; teneke üzerinde yapılan midye kadar lezzetlidir Trabzon!
En güzel dondurma ve pasta çeşitlerini, en güzel kıyafetlerimizle gidip yediğimiz Salim Pastanesi, kız arkadaşımızın yanında heyecanla elimizi dahi nereye koyacağımızı şaşırarak gittiğimiz Piknik Pastanesi ya da yöremize malolmuş yemek çeşitlerinin yanı sıra, dünya mutfaklarına ait yemek çeşitlerini birinci sınıf işçilikle misafirlerinin zevkine sunan Süleyman Resteurant'tır Trabzon!
Hangi hastalığımız olursa olsun babamızın muhakkak muayene için götürdüğü doktor Rüştü Araz'ın muayenehanesi, cildinde olan bir değişiklik sonrası oluşan alerjik bir reaksiyonla aceleyle gidilen doktor Halim Güler'in muayenehanesi ve doktorlardan aldığın reçeteyle koşarak gittiğin Adnan Müftüoğlu'nun sahibi olduğu Hayat Eczanesi'dir Trabzon!
Renk Sineması'ndan çıkıp Melek Sineması'na gittiğimiz, hafta sonları Konak ve Saray Sineması'ndaki filmleri takip ettiğimiz, As Sineması'nın arasına girmeden orayı terketmediğimiz, Sümer Sineması'nı dilimizden düşürmediğimiz, yazın sıcaklarında Ortahisar'da bulunan yazlık Hisar Sineması'nda tahta iskemlelerde heyecanla seyrettiğimiz filmdir Trabzon!
Bazen Avni Aker kadar kalabalık ve sesli, bazen de gol heyecanıyla yanında tanımadığı bir insanın sırtına atlayacak kadar heyecanlı... Bazen de gol yenildiğinde binlerce insanın bir dakika süren 'Bu nasıl olur!' biçimindeki şaşkın sessizliği gibidir Trabzon!
Heyecanla koşarak idmana gittiğimiz Ziya Bey Sahası'dır. Orada antrenörlük yapan Özkan Sümer, Ömer Uzun, Sadi Tekelioğlu'dur. Trabzonspor'un maçlarına gitmek için binbir film çevirdiğimiz düşüncedir Trabzon!
Taksilerin dolmuş olarak kullanıldığı şehirdir. Düğün sahiplerinin bir numaralı uğrak yeri olan Kuaför Rıza'dır. Trabzon'a gelen insanları misafir ettiğimiz Otel Özgür, Otel Usta, Otel Horon'dur. Trabzon'a gelen bütün futbolcuların ayakkabı almak için sıraya girdiği Hacı abinin Lale Kundura'sıdır. Her çeşit giysileriyle sezona hazırlanan, şehri giydiren Vardallar Konfeksiyon'dur Trabzon!
Ortahisar kadar aşık, Çömlekçi kadar vurdum duymazdır bazen! Herkes Uzungöl'ü gezer gibi senin etrafındayken kıskançlık hissederim Santa Harabeleri gibi! Ama o sırada yağan yağmurun bitişiyle güneşin denizin üstünde oluşan gökkuşağını göstermesi rahatlatır beni!
Benim için mi Trabzon? Benim icin çocukluğum, gençliğim, yaşanmış hayatım, arkadaşlarım, ailem, eski anılara özlemimsin. Bazen de içten sarılamadığım, yaşamaktan korktuğum, benim için sensin Trabzon! İçinde yaşamama rağmen uzak olduğum şehir...
Her seferinde Taksim Meydanı'na gitmek zorunda olduğum şehirsin. Trabzonlu ressamların tabloları kadar farklı, şairleri kadar çeşitli, yazarları kadar sürükleyicisin! Bazen Bizans'ın surları kadar eski kafalı, bazen de Maçka deresi kadar akıcı ve berraksın!
En çok neyi seviyorum biliyor musun Trabzonum? Senin içinde, binlerce yaşam arasında gizlice ve sessizce yaşamayı!