Akrep Celal ve Bereli İhsan...

Rus yazar Dostoyevski'nin ünlü romanıdır. 

Dostoyevski'nin yazarlık hayatının zirve romanı olarak bilinir “Karamazov Kardeşler”

Bu romanın büyük bir bölümünü, Rusya'da yazmıştır. 

Dostoyevski, oldukça ağır bir dili olan roman için, iki yıla yakın zaman harcamış ve 1878 yılında yazmaya başladığı romanını, 1880 yılının kasım ayında bitirmişti. 

Dostoyevski “Karamazov Kardeşler” kitabının yayımlanmasından yaklaşık dört ay kadar sonra, yine bu kitap için hazırladığı büyük çaplı bir proje olan “Büyük Bir Günahkarın Anıları” ile zamanını yazarak geçirirken, 60 yaşında vefat etmişti.

Fyodor Dostoyevski Moskova’da değil de Trabzon’da yaşasaydı, kardeşler biyografisi olarak belki de Karamazov Kardeşler’i değil, Şahinkaya, Güneş, Akçay, Mesçi, Genç veya Öztürkmen kardeşleri yazabilirdi.

                                                                  *

Trabzon futbolunun şimdi olduğu gibi ilk yıllarında da, eski Avni Aker Stadyumu, Trabzon Şehir Stadyumu adıyla varken, spor sahalarının gerek içinde, gerekse saha dışında herkes bir takımın taraftarıydı. 

Büyük çoğunluk ise “İdmanocağı, İdmangücü ve İdmanyurdu” taraftarı idi. 

Bu taraftarlık genelde iddialar üzerine süslenir, zaman zaman da sözlü sert tartışmalara sahne olurdu. Bazen ufak tefek kavgalarda olmaz değildi. 

Ama şimdiki gibi hiç bir rant kavgası taşımazdı.

Bahsedeceğim kardeşler, Kavakmeydan mahallesinin gençleriydi. 

Şimdiki Merkez İnzibat Komutanlığı'nın karşısındaki ilk saha olan o zamanki adıyla ‘Taramalı saha’da yetişmişler ve Trabzon Şehir Stadyumu’nun toprak zemininde devam etmişlerdi.

Kimler mi? Öztürkmen kardeşler.

Yani nam-ı diğerler Akrep Celal ve Bereli İhsan... 

Genelde 1930’lu, 40’lı 50’li yıllarda Trabzon ‘da doğanlar, eğer futbol ile ilgileri varsa; Genelde ya İdmanocaklı ya İdmangücülü ya da İdmanyurdulu doğarlardı!.. 

Bu itibarla iki kardeşten Akrep Celal İdmangücülü, Bereli İhsan İdmanocaklı doğmuştu. 

Ama ne ilginçtir ki zaman ve suyun akışı, yani kaderleri Akrep Celal’i İdmanocağı’na, Bereli İhsan’ı da İdmangücü’ne taşımıştı.

Akrep Celal, şimdiki Trabzon Ticaret Lisesi’nden mezundu, okulunun futbol takımında, Zonguldak Kömürspor’da, Ankaragücü’nde, Ankara Havagücü’nde, Ordu Milli Takımı’nda, İdmangücü’nde, İdmanocağı’nda, Karadeniz Gücü ve Doğanspor’da forma giymişti… 

Trabzonspor kurulduğunda ise futbol defterini yeni kapatmıştı. 

Bereli İhsan ise, İdmanocağı, İdmangücü ve amatör milli takımlarında futbol oynadı. Gerçekten her iki kardeşi de aynı anda izlemek hem ayrıcalık, hem de zevkine doyulmayan bir güzellikmiş. İhsan orta saha da hazırlayıcı, Celal’de hücumda santrafor olarak tamamlayıcıydı.

Anlatılanlara göre, kısa boyuna rağmen attığı kafa golleri ve birbirinden şık röveşata golleri, şu anda olsa ekranlarda jenerik olur cinstenmiş... 

Santrafor oynadığı için, özellikle ceza alanı içersisinde çok kıvrak olduğu ve ayakları da biraz içe doğru bastığı için, akrebe benzetmişler. Attığı golleri de akrep sokmasına!

Akrep Celal 1929 yılında Trabzon'da doğmuştu. Babasının ilk eşinden bir ağabeyleri Mehmet Salih, ikinci eşinden de 4 kardeş olan Necla, İrfan, Celal ve İhsan ailenin diğer fertleriydi.

Bu ailenin tümü şu anda rahmetli.

Akrep Celal’in eşi Selvet hanım da 78 nci yaşını sürerken, 3 yıl önce vefat etmişti. Üç yetişkin evladından, İstanbul’da yıllarca yaşayan Nurgül Aktaş rahmetli olurken, diğer kızı Şennur Ersoy, eski Sebatspor oyuncusu nam-ı diğer Labra İsmail’in eşi ve Ankara’da yaşıyorlar. Tek oğlu ise Trabzon’da KTÜ’de İdari Mali İşler Başkanlığı’nda Şube Müdürü olarak görev yapıyor.

Akrep Celal’in ardından dört kız, iki erkek, toplam 6’da torun sahibi olduğunu biliyoruz.

Bir dönem banka müdürlüğü yapmış, sonra da bizler Trabzonspor’un ilk minik takımında meşin yuvarlakla yeni tanışırken, Akrep Celal İstanbul'da yıllar önce 1974 yılı içerisinde, Boğaziçi Köprüsü’nün inşaatında görevli iken, genç yaşlarda kalp krizinden vefat etmişti.

                                                                         *

Kendisinden üç yaş küçük olan İhsan, saha dışında hatta idmanlarda devamlı bere taktığı için, adı Bereli İhsan olarak kalmıştı.  Futbol  topuyla bale yapar gibi rakip yarı alana süzülen Bereli İhsan, 1932 yılında doğmuştu. Genelde orta sahanın sağında sağ iç oynayan çok teknik bir oyuncuydu. Ahmet Suat Özyazıcı, Leyla Faruk, Kara Necati, Hantal İbrahim, Osman Burma, Cinemre ve Kaptan Sebahattin gibi önemli isimlerle yan yana oynuyorlardı. 

Kavakmeydan Mahallesi’nin gençleriydi onlar, hemen önlerinde Taramalı Saha, oraya lojmanlar yapıldıktan sonra, hemen batısında Yavuz Selim Sahası, hemen onun yanında da o zamanki adıyla, Trabzon Şehir Stadyumu ( H.Avni Aker) ve 19 Mayıs Spor Salonu. Haliyle o mahallede boş zamanlarda yapılacak en önemli şey idi spor.

Gençliğinde Trabzon Lisesi’nin kuzey tarafındaki dış duvarının hemen altında, karşıda bir bakkal dükkanı vardı büyükbabası Ömer beye ait idi. Bereli İhsan’ın, aile bakkalını akşama doğru kapatır, oradan lisenin duvarından içeri atlar, Trabzon  Lisesi’nin futbol sahasında müthiş mahalleler arası maçlarda sahne alırdı. Özellikle Ramazan günleri neredeyse  tüm Trabzon, seyir için oradaydı. Bereli İhsan’ın iki yetişkin oğlu, bir yetişkin kızı vardı. Kızı Ümran ve Elektronik Mühendisi oğlu Taner Almanya’da yaşıyor. Ömer ise halen Kavakmeydan Mahallesi’nde…

Futboldan sonra çalışmak için Almanya’ya giden Bereli İhsan, yıllar sonra orada emekli olduktan sonra geldi, Trabzon’un Aydınlık Evler Mahallesi’nde kendine ait dairede yaşamına devam etti. Evlatlarından, kız torunları vardı toplam beş tane.
Bir dönem bypass oldu. İlerleyen yıllarda midesinden ciddi bir rahatsızlık geçirince, vefat ettiğinde sanırım 80 - 81 yaşlarındaydı. İki yıl önce de ardından eşi Sevim hanım gözlerini hayata yummuştu.

Şimdi hayatta olmayan bir başka isim, Fenerbahçe’nin unutulmaz oyuncusu Lefter Küçükandonyadis’i vefat etmeden önce, yaşadığı İstanbul Büyükada’da çekilmiş bir TV programında izliyordum. 

Söyleşide program yapımcısı, ona ülkemizde ve evrensel boyutta en iyi hücum ve gol oyuncularını soruyordu. O da bazı oyuncuları isimlendiriyordu. Ancak şu sözleri de ilave edince, kulak kabartmıştım: “Bildiğim ve izlediğim bir Lazoğlu kardeşler vardı, Trabzonlu Celal ve İhsan. Eğer futbol yarım saat ya da 45 dakika oynanacak olsaydı, biri kısa boyuna rağmen Türkiye’nin değil, dünyanın en büyük golcüsü olurdu. Diğeri de oyun kurucusu”

Ayrıca bir sezon başı, dönemin futboldaki önemli isimlerinden Gündüz Kılıç, Trabzon'a geliyor ve akrep Celal'i Galatasaray'a transfer etmek istiyor. Öztürkmen'e o günlerde 14 Bin Lira gibi iyi bir transfer ücreti teklif ediyor. Ama hem babası hem de kendi, İstanbul'a gitmeye sıcak bakmıyor ve teklife teşekkür ederek nezaketle geri çeviriyor. Galatasaray da bu sefer dönüyor, gidiyor. İzmir'den rahmetli Metin oktay'ı transfer ediyor. Ve o Metşn Oktay Galatasaray'da Kral oluyor.  

                                                                        *
Bunu duyunca insan bir tuhaf oluyor. Hak edenlerle, hak etmeyenleri gözünüzün önünde teraziye koyuyorsunuz. Türk futbolunda bazı oyuncuların istedikleri ya da oynadıkları transfer paralarını duyunca, bu iki kardeşi alabilmek için acaba kaç milyon dolar bonservis bedeli ödemeleri gerekirdi diye düşünürken, aklımıza geldiler. 

Onları seyredemedik ama başkalarından hep dinledik.

Her ikisi de saha içinde olduğu gibi, şimdi de Trabzon’da Bahçecik Mezarlığı’nın içerisindeki caminin hemen arkasında buluştular. Orada da ayrılmadılar ve yan yana yatıyorlar. 

Onlar Rus edebiyatının Karamazov kardeşleri değildi belki ama Türk ve Trabzon’un futbol edebiyatındaki Öztürkmen kardeşleriydi. 

…Ve dünyaya maalesef erken gelmişlerdi. 

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri