Tribündeydim.
"Hava soğuk mu soğuk.... Ellerim ceplerimde, bir türkü tutturmuşum, duyuyorsunuz değil mi?" diyor sanki! Maç bittiğinde Trabzonspor takımı.
İnceden sulu kar yağarken, dişe diş, korakor bir ilk yarı hatta 90 dakika seyrettik diyebilirim.
Medıcal Park’da kazanılması gereken bir maçın son dakikalarında, yine ecel terleri dökenlere baktım. Her iki takım da bu soğuk hava’da, 8 Direkli Hamam’da gibiydiler!
İlk 45 dakikanın bir yanı futbol kokuyordu, diğer yanında her iki takımın kaçırdığı cömert golleri, spikerler anons ediyordu.
Gaziantep FK takımında, Olkovski ve Mustafa Bozan’da Covid teşhisi, Kenan ile Dicko’da sakat olunca Antep’de kaldı.
Bordo mavililerde de Sakat olan Abdülkadirler ve Trodsen’in yanı sıra, Arda, Serkan ve Baker’de, yaşadığımız Gezegen’in belası Çinlilerin hışmına uğrayanlardan olup, karantina sürecine alınanlardı.
Maç öncesi Edgar le ve Hugo’nun sarı kart sınırında olması ise onlar ve kulübeleri için ayrı bir stresti.
*****
Karşılaşmanın başlamasıyla artan yağmur ve sulu kar yağışı ve de Trabzon’un beklediği golün ilk 66 dakikada gelmemesi! "Yeter artık arkadaşlar, biraz da güneşin sıcaklığını gösterin" golü bulun cinsindendi.
Karşılaşmanın en tehlikeli en net pozisyonu, 11. dakika da Kırmızı siyahlılardan, Mirallas’dan geldi. Ardından Ertuğrul’un kafası Avcı’nın öğrencilerini tedirgin etti.
Kuzeyin hırçın çocukları ilk net gol pozisyonunu 34. dakikada bulması ise düşündürücü oldu.
Flavio için talihsiz bir andı. Hemen peşinden Djaniny kaçırması da, güneşin yavaş yavaş yüzünü göstermeye başladığı anlardı.
Kaleciler Uğurcan ve Güray’ın takımları adına çok kritik kurtarışları, ilk yarının golsüz kapanmasına neden olan en etkili iki silahtı!
Nwakaeme, kendisinin yetenek sergisinden çıkardığı harika bir pası, Flavio bir Brezilya kartpostalı olarak Bakasetas’a, pulunu yapıştırıp kafa ile gönderince, Yunanlı oyuncu yine golünü yazdı. Takımının kuruluş tarihinin son iki rakamı olan 67‘yi gösterirken!
Bu dakikalara kadar konuk takım çok iyi kapanmış ve topla birlikte, kalabalık bir sayıyla hızla rakip yarı alana kontra inmişti. Aradığı pozisyonları buldu ama golü bulamadı.
*****
Kırmızı siyahlılar, bana göre müthiş bir efor sarf etti.
Özellikle yedikleri golden sonra, bordo mavililere sıkıntılı dakikalar yaşattılar. Topa sahip oldukları oyunun yüzde 45’lik kesiminde, gol bulamamaları biraz da işi bitirici bir kramponlu ayaklara sahip olamamalarından olabilir mi? Diye düşünmedim değil.
"Çok bilmişlik taslayanlar duvara toslar." Derler ya, o söz geldi aklıma. Acaba Trabzonspor takımı çok mu biliyordu yada çok mu kendine güveniyordu da, ondan mı duvara toslayacaktı? Ama toslamadı, toslamasında.
Ekuban, Bakasetas ve Djaniny ile beraber keşke Nwakaeme’de dışarı alınsaydı. Edgar ve Hugo sarı kart görüp önümüzdeki hafta oynayamayacaklar korkusu yaşanırken, uzatmanın son dakikasında, sarı kartlı Nwakaeme’nin, Papiss’in yüzüne kalkan ayağı şamar gibi olunca, ikinci sarıdan gelen temcit kırmızı kartı gibi oldu!
Medipol Başakşehir deplasmanın da Nwakaeme’nin olmamasına, sanırım Abdullah Avcı farklı bir çözüm bulacaktır.
Yanlışların görüldüğü yeri alkışlarsak, umutların gömüldüğü "mezarlıklar" pahalıya kaçan puanlarla dolar. Bu yüzden işi sıkı tutmak lazım.
Hafta içi Trabzonspor Tesisleri’ndeki bir basın toplantısında gündem olan Bakasetas, ne yalan söyleyeyim bu maç için içimden geçen tahminimi gerçekleştirdi.
"Trabzonspor, tek gollü zor bir galibiyete Bakasetas'la imza atabilir’’ dedim.
Her zaman olmasa da bu sefer öyle oldu.
Bu zor geceye imzayı Bakasetas şöyle attı:
"Apo ton BAKASETAS me agapi" (Bakasetas’tan Sevgilerle!)!