Geçen hafta ülke gündemindeki önemli konulardan birisi de; kişi başına düşen gelirimizin 9.000-USD"ye çıkmış olmasıydı. Birkaç ayda 7.000-USD"den 9.000-USD"ye çıkmış, kimsenin umurunda değil. Acaba rakamın, her zamanki hayal ticaretinden ibaret olduğunu vatandaş anladı da ondan mı sesi çıkmıyor? Yoksa, bizim göremediğimiz başka bir şey mi var?
Kişi başına 9.000-USD"den çıkan sonuç şu; dört kişilik bir ailenin yıllık geliri 36.000-USD, yani yaklaşık olarak 46.800-YTL. O halde, aylık gelir yaklaşık 4.000-YTL, demek ki vatandaş gayet iyi durumda.
O halde, ekonomik sonuçlardaki gariplik nereden geliyor?
Yani, 35 katrilyonluk kredi kartı ödemesinde vatandaş aciz içinde temerrüde düşmüş, yani bu miktar borç, icralık olmuş.
Protesto senet sayısı Cumhuriyet tarihinin tüm rekorlarını 5"e katlayarak kırmış. Çek sayısı ve miktarı 4"e katlayarak karşılıksız kalmış. Rekor düzeyde esnaf iş kapatmış, şirketler ardı ardına kapanıyor. Konut kredisi kullananların %26"sı ödeme darboğazı içinde. Vatandaş tam bir borç ve faiz sarmalında kıvranıyor. (Yıllardır uyardığımız gibi)
Bu durumda, ya milli gelir rakamı doğru değil ya da vatandaşta bir problem var. Bilin bakalım hangisi?
Cevabınızı duyar gibiyim.
Durum böyle iken, nasıl oluyor da AKP, halen halkın umudu olarak kendisini gösterebiliyor?
Acaba, halk gerçekte öyle mi düşünüyor?
Bunu ölçme olanağı şimdilik yok. Ancak, halkın da siyasetçiye nasıl davranacağı konusunda önemli bir deneyime sahip olduğu kesin.
Menfaat paylaşımından olmamak için yandaş görünmek, artık temel siyasal davranış oldu.
/
ABD"nin Newsweek dergisinde geçen hafta en önemli konulardan birisi; ABD"nin demokrasiyi geliştirmek için Türkiye"ye acilen müdahale etmesi gerektiğini yazıyor.
Bu senaryo vahimdir. Aman dikkat diyorum.
Irak"a da, demokrasi getirmek için girdiler. Sonuç, 1.8 milyon insan katledildi. 3 milyon insan yerinden yurdundan oldu. Milyonlarca kadın tecavüz ve tacize uğradı. Diğer sonuçlar, malumunuz. Afganistan"a da aynı gerekçeyle girmişti.
Bize, gölge etmesinler başka ihsan istemez.
Peki, yine ortada garip bir durum yok mu?
Filistin"de beş on kişinin öldürülmesini bahane edip, Cuma günleri cami önlerini miting alanına çevirenler nerede? Neden gıkları çıkmıyor?
/
Zeynep Damla Gürel, Cumhurbaşkanının AB"den sorumlu danışmanı olmuş (!) Buna inanmamızı veya ciddiye almamızı, kimse bizden beklemesin. Sheraton Otel"de kart pazarlamacılığı yapan bu hanımefendinin, İngilizce bilmesinin dışında, hangi AB uzmanlığı vardır?
Yazar Oktay Ekşi"nin yeğeni olmasaydı, bırakınız CHP"den milletvekili olmayı, delege bile olamayacağı kesin.
Herkes kendisini aklayacak bir senaryo uydurup bir koltuk kapıyor.
Olan halka oluyor. İnanıyor, aldatılıyor, ancak geç hesap soruyor. Aldatanlar ise, mutlaka bir bahane uyduruyor. Ancak, halk hiç unutmuyor. Saygınlıklarını geri alarak cezalandırıyor, bakın etrafınızda bunlardan çok göreceksiniz.