Bu konuda daha önce de yazılar yazmıştım.
Yalnız,son günlerdeki gelişmelerden sonra ,bu konuda yine yazmak farz oldu bize.
Millet işi gücü bıraktı,Trabzon’un Akyazı kıyısındaki ekolojik sistemi elbirliğiyle darmadağın etmek için adeta çırpınıyor ve ben gözlerime inanamıyorum.
Deniz dolgusu üzerine inşa edilmek istenen sözde ticaret,ulaşım,konaklama,spor ve turizm bölgesi,bilim insanları ve mühendislerinden üstelik de vize alamıyor.
Özellikle Trabzon Jeoloji Mühendisleri odasının verdiği konferanslarda, bu projenin başka bir yerde değil ama özellikle Akyazı kıyısın da büyük sıkıntı yaratacağını belirtmelerine rağmen,birileri kulağına Çukurova pamuğu tıkamış duymuyor.
Akyazı adıyla geçen bu projenin hazırlanmasında emeği geçen Trabzonspor”un eski kulüp başkanlarından Nuri Albayrak ve yönetimine bu konuda asla bir eleştirim yok.Düşünceleri ve projeleri gerçekten harika ama yapılması istenen adres,iddia ediyorum kesinlikle yanlış.
Bir kaç teknik analiz ve sondaj çalışması dışında hiç bir mühendislik çalışmasının doğru dürüst yapılmadığı Akyazı’da, çevreye etki raporlarının hazırlanmasının bile sadece en az 2 yıl süreceği belirtilmesine rağmen, böyle bir projeye söz konusu yerde başlanması halinde, bu projenin tamamlanması, en iyi ihtimalle önümüzdeki 5 yılın sonunda gerçekleşebileceği söyleniyor.
KTÜ Mühendislik Fakültesi,İnşaat Mühendisliği Bölümü, Hidrolik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr Ömer Yüksek,öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr.Osman Üçüncü,Jeoloji Mühendisleri Odası Trabzon Şubesi Başkanı Semih Peker’in ortak görüşünü, bilimsel ve matematiksel olarak çok fazla çalışmaları olmasına rağmen biz, bir-iki cümleyle özetlersek,onlarda bir çok Trabzon’da doğup,büyümüş gazeteci gibi ‘’ Projeye karşı değiliz ama Akyazı sahili yanlış teşhistir’’ görüşünde birleşiyor. ( Trabzon medya camiasında çalışan ve bu şehrin ekmeğini yiyen iki,üç meslektaş !... Stadyumun ille de Akyazı da yapılmasından yana tavırlı. Sokakta futbol topunu görseler, 155’e bomba ihbarı yapan bu tipler, Konuştukları bozuk Türkçeleri ile Trabzonspor hakkında bile sıkılmadan köşe yazıyorlar. Bozuk ve durmuş bir saat bile, günde 2 defa doğruyu gösterir ama bunların akrep ve yelkovanları yalama olmuş be birader... Siz bizi anlayamazsınız.Trabzon ve Akyazı’daki denizi bedeninizde,gönlünüzde ve ruhunuzda,yaşamamışsınız.Zaten yüzme de bilmiyorsunuz. Burda da doğmadınız...
Siz gidin de kendi memleketlerinizdeki varsa benzer projelerinizi masaya yatırın. Bizi de,bize bırakın)
Şehirdeki,özellikle dar ve normal gelirli ailelerin deniz kıyısına gitmek ve suya girmek için,üç aylığına da olsa çadır kurup serinlemek adına,şehir içinde kalan tek deniz kapısının açılımı Akyazı sahilidir.
Trabzonluların güzel bir gün geçirmek adına denize girdiği şehir merkezi sınırları içerisindeki son kale Çanakkale’de !... Pardon Akyazı da, böylece bu düzenin eseri olarak,tarihe karışmak üzere mi ? sevgili yurt içi ve yurt dışındaki sevgili Trabzon şehir merkezinin insanı.
Serinlendiği,güneşlendiği,kulaç salladığı,zıpkınla yada olta ile balık avladığı, midye çıkartıp teneke üzerinde kızarttığı,kenarında voleybol oynayıp,oturup mangal yapıp bir-iki gün keyif yaptığı,demli çayını yada birasını yudumladığı,kendi kendine mutlu olduğu,gitarıyla ateş başında resital yaptığı,çoluk,çocuğuyla,hoş arkadaş ve aile sohbetlerine katıldığı, stres attığı bir yer olarak mı kalacak hafızalarda Akyazı ?
Üstündeki yaya Kaldırımın kenarları ve tartan yürüyüş pistinin üstü, çekirdek kabukları başta olmak üzere, rezalet bir çöplük içerisinde olsa da gören yok !.. Değil mi ? Akyazı Belediyesi !...
H.Avni Aker stadyumu kutsal mabetliğini bizlerden,acı ve tatlı tüm şampiyonluk ve kupa hatıralarıyla birlikte yanına alıp gidecek.Üstelik,bu doğa ve çevre egoistliğimizi de bir kenara not ederek.
Trabzon Değirmendere’de yerinden sökülerek acilen kaldırılması gereken ama halen daha 6 yıllık sözleşmesi kaldığı söylenen çimento fabrikasını hatırlayalım.Sanayi sitesinin hemen girişinde ki,çok katlı öğrenci yurdu !... olarak kullanılan ,mimarlık,dış görüntüsü açısından,Trabzon’un eski belediye başkanlarından Asım Aykan’ın bıraktığı,hilkat garibesi bu şekli,şemali bozuk binayla birlikte,sahipleri mağdur edilmeden boşaltılabilecek olan sanayi sitesinin koskoca alanı, doldurulmuş vaziyette hazır.
İsterseniz gidin bakın Rize de kendi şehrinde aynı yere yapmış.Halen daha biz,bakir doğa Akyazı sahili için,katli vaciptir, vurun tiz kellesini bu yerin, fermanını vermeye neden çalışırız bilmem.
H.Avni Aker stadyumu yerinde ve dış çevresiyle beraber,en iyi şekilde restore edilmeli,bölüm bölüm de modernize edilebilir desek de, yeni bir stadyuma da,
Trabzonspor’un eski yönetim kurulu tarafından hazırlanan o güzel projeye de, Akyazı da olmamak şartıyla kimse asla ""Hayır"" demez.
Anlayacağınız,Avni Aker"in ne yıkılmasına razıyım, ne de yeni bir stadyum yapılmamasına.Bence her nedense yanlış adreste ısrar ediyoruz gibi…En azından Akyazı sahilini kurtaralım,kala kala bir orası kalmadı mı, beyler-bayanlar ?
Özel ve sosyal konularda sevgi, saygı ve sadakat ile sonuna kadar bağlanmanın ortaya konulduğu yer kutsal mabetlerdir,anımsayalım.
Brezilya’da Rio Maracana,İspanya’da Bask Bölgesindeki Atletico Bilbao’nun,San Mames,Katalan bölgesinde Barcelano’nun Neo Camp,Galicıa Bölgesinin takımı La Coruna Deportivo’nun Estadio Riazor, Real Madrid’in Bernabeu,Villa Real’ın El Madrigal,
İngiltere’de Liverpool’un Anfıeld Road, Manchester United in Old Trafford,Nottingham Forest’in City Ground,Almanya’da Borussia Dortmund’un Westfalen,İskoçlar da Glasgow Rangers in İbrox,İtalya’da Milan’ın San Siro,Arjantin’de River plate’nin El Monumental ve Boca Juniors’un La Bombonera stadyumları ,kulüpler ve taraftarları için adeta kutsal bir mabet dir.
Trabzonspor’da toprak zemini ve tek kat, düz taştan tribün haliyle bile hatırladığım Hüseyin Avni Aker stadyumu ,tam 43 yıldır Trabzonspor’un sevinç ve üzüntülü günlerinin en yakın şahididir.
Maneviyat ve güç birlikteliği orada yakalanmış ,o ruh hali orada yaşanmıştır.Orada sevinmiş,orada ağlanmış,orada kalp krizleri geçirilmiştir.Vefat eden Trabzonsporlu oyuncuların nefesini hissedersiniz çim zemini üzerinde,Bengay,Capsolin ve Lasonil krem kokan soyunma odalarında,sahaya çıkış koridorlarında…
Geceleri sanki bir ıslık ve tezahürat sesi gelir taaa uzaklardan,karşı karanlık tribünlerden yankı yapar ve ‘’Bizler buralardayız’’ diye seslenir sanki,vefat etmiş futbolcular ve taraftarlar.
H.Avni Aker stadyumu bir futbol mabedidir.
Trabzon Değirmendere’de yerinden sökülerek yıllardır kaldırılması gereken çimento fabrikasıyla,sahipleri mağdur edilmeden boşaltılabilecek olan sanayi sitesinin koskoca alanı doldurulmuş vaziyette hazır.
Peki, neden gider bakir doğayı katletmeye ısrarla çalışırız bilmem !...
Anlayacağınız,yine sözümdeyim.Ne Avni Aker’in yıkılmasına razıyız, Ne de yeni bir stadyum yapılmamasına.
Gelecekteki nesil, sizin toprak olmuş bedeninize bile beddua eder ve hesap sorar bilesiniz.
Bence Avni Aker’in karayazısı, asla Akyazı koyu olmamalı.