Çünkü geçen sezonki kadrodan eser olmadığı gibi ona yaklaşan bir oyun da, oyun anlayışı da yoktu. Monaco karşısında zaten favori değildi Trabzonspor ama; bu kadar hafif, bu kadar sinik, bu kadar silik oynayacağını da kimse beklemiyordu… Maçın hemen başında Gomez’in gördüğü kırmızı kart aptalca idi. Zaten faulü almışsın ne diye ayağını tehlikeli şekilde kaldırıyorsun? Bu ayak kaldırışı çok masum değildi. Dikkatli izleyiciler Gomez’in hemen her maçta bu tür bir veya birkaç hareketini gözlemlemiştir sanırım…
Penaltı da doğru karardı ama, kırmızıyı VAR’ın ikazı ile veren hakem nedense devrenin son dakikasında Barhdi’ye yapılan net penaltı konusunda duyarsız kaldı. Ya da VAR penaltıya gerek görmedi. Fakat bu pozisyon da net bir penaltı idi. Çünkü rakip oyuncu ceza sahası içinde Bardhi’nin resmen üstüne bindi. Yani neredeyse içinden geçecekti. Sanırım bu hareket hakemlere ders olarak gösterilecektir.
Ama ne olursa olsun Trabzonspor’un yenilgisini 10 kişi kalmaya ya da hakeme bağlamak anlamsız olur. Çünkü Trabzonspor oyunun hiçbir bölümünde farkını ortaya koyamadı. Son derece gamsız, motivasyonsuz oynadılar. Hatta çok yumuşak da kaldılar. Takımda ne yaptığını bilen oyuncu sayısı çok azdı. Trabzonspor gibi bir takım eksik de kalsa daha diri olmalıydı. Rakip kim olursa olsun. Yenilmek başka, teslim olmak başkadır. Trabzonspor Monaco karşısında adeta teslim oldu.
Evet, Trabzonspor Süper Lig için yeterli bir kadroya sahip ama Avrupa için yeterli değil… Bunun nedenlerini her hafta söylüyor ve yazıyoruz. Ne gidenlerin yeri doldu, ne de sakatların… Belli ki bu süre Dünya Kupası finallerinin bitimine kadar da devam edecek gibi… Yalnız artık santrfor mevkiinde Umut Bozok’un ilk 11’de yer alması zorunlu gibi görünüyor.
Abdullah Avcı ve kurmayları ile futbolcu kadrosu “Eldekilerle daha iyi ne yapılabilir?” in cevabını arayacaklar. Bana göre Avrupa kupası maçları artık tamamen şansa kaldı. Umarım beni yanıltır ve mahcup ederler.
Monaco maçında en etkili unsur, Trabzonspor taraftarlarının skora bakmadan gösterdikleri coşku ve destekti doğrusu… Tümü de takdiri hak ediyor.