Geçtiğimiz hafta Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nde Beşiktaş Sompo Japan’a kaybeden Trabzonspor Basketbol, bu hafta da ligin yeni ekiplerinden, bu seneye lige tutunma hedefiyle başlayan Sakarya Büyükşehir Basketbol’a da mağlup olmaktan kurtulamadı.
Karşılaşma iki takımın da karşılıklı top kayıplarıyla başladı.
İlk periyot, az da olsa Sakarya Büyükşehir Basketbol’un üstünlüğüyle geçse de maçın sonuna kadar süren başa baş mücadele ev sahibi ekibin -maçı daha fazla istemesinden dolayı – galibiyetiyle de sona ermiş oldu.
Rakip, tıpkı geçtiğimiz hafta oynanan Beşiktaş Sompo Japan karşılaşmasında olduğu gibi, Trabzonspor’un boyalı alandaki zafiyetini değerlendirdi ve çember altını kullanarak oynamayı tercih etti.
Karşılaşma boyunca 14 dakikadan fazla sahada kalan Tomislav Zubcic ve 21 dakika oynayan Obekpa’nın toplamda sadece 6 sayı atması ve 33 reboundun sadece 8’inde pay sahibi olmaları, zaten çember altındaki bu eksikliği açıkça ortaya koyuyordu.
İlk yarıda Brady Heslip’in da son derece kötü dış atış performansı takımımızın sürekli Sakarya Büyükşehir Basketbol’un arkasından gelmesini sağladı.
Neyse ki ilk yarıda Heslip’ın bu eksikliğini Vasiliauskas kapattı ve rakibin oyunu koparmasını önledi.
Yine serbest atış bölgesindeki %51’lik istatistik ve kullanılan 29 serbest atışın 14’ünün kaçırılması da 5 sayıyla kaybedilen maçın sebeplerinden bir tanesiydi.
İkinci yarıda kendine gelen Heslip’in dış atışlarıyla Trabzonspor, oyunun sonuna kadar maçın içinde kalmayı başarsa da savunma zaafiyeti ve hücumda hala bir düzende oynayabilmeyi becerememenin getirdiği kaçınılmaz son, basit top kayıplarıyla iyice perçinleşmiş oldu.
Şu anda çoktan şekillendirilmesi gereken kadro yapısına ligin ikinci haftasının sonuna gelmemize rağmen sürekli ekleme ve çıkarmalar oluşu, takım içerisinde 6 atıcı oyuncu ve 7 yabancı olmasına rağmen yine bir atıcı ve penetreci Paul Harris’in kadroya dahil edilmesi, izahı güç bir durum.
Eğer Paul Harris sekizinci yabancı olacaksa muhtemelen bir yabancı gönderilecek.
Görünen o ki burada zayıf halka Tomislav Zubcic. Fakat yerli rotasyonunda uzun oyuncu olarak düşünülen Gökhan Şirin’in de büyük ihtimalle kadroda düşünülmediği ortadayken, zaten zayıf olan boyalı alanın nasıl ayakta tutulacağı sorulması gereken soruların başında gelmeli.
Ayrıca hala, önceden kondisyoner olarak telaffuz edilen, son zamanlarda atletik performans antrenörü olarak adlandırılan bir çalıştırıcının staff içerisinde yer almaması, bu takımın kondisyonel gelişiminin nasıl düzenlendiği sorusunun sorulmasına neden oluyor.
Trabzonspor Basketbol’un ilk kurulduğu dönemden itibaren geçen 10 yıllık süre zarfında ilk defa A takımın bir atletik performans antrenörünün olmaması bu açığın staff içerisinden kim tarafından giderildiği ya da ekipte bu yeterlilikte bir antrenör olup olmadığının da sorgulanması gerektiğini düşünüyorum.
Gerçek şu ki; Trabzonspor Basketbol, son 4-5 yıldır uyguladığı transfer anlayışı, aldığı, gönderdiği oyuncular ve bu oyuncuların kulübe yüklediği ekstra maliyetle Türkiye’nin en kötü kadro mühendisliğine sahip kulübü.
Bu sene ligin çok daha çetin geçeceği ve önümüzdeki maç programı dikkate alındığında sezonun sonuna doğru çok ciddi anlamda bir meçhule yolculuktan bahsedilebilir.
Artık eğer kulüp yapılanmasının olumlu anlamda bir devamı olabilmesi isteniyorsa, altyapıdan teknik ve idari yapılanmaya kadar realist fikirlerle bir proje oluşturulup, doğru adımlar atılmasının zamanı geldi de geçiyor diyebiliriz.