Trabzonspor Medicalpark lige geçen sezon iki maçta da kaybettiği Demir İnşaat Büyükçekmece’ye bu yılda kaybederek başladı. Yazının başlığına bakarak ligin henüz başı olduğunun ve erken bir karamsarlığa büründüğümü düşünebilirsiniz. Fakat takım olarak yıllardır oyun kurucu ve 5 numara bölgelerinde yaşanılan eksikliği basketbolu biraz olsun seyreden herkesin ortaya koymasına rağmen ısrarla bu bölgelerin eksik bırakılmasını anlamak mümkün değil. Takımın menajer olarak dördüncü yılına giren ve basketbolun içinden gelen Nihat Mala’nın bu eksikliği görmemesi ya da buna çare bulamaması gerçekten çok ilginç. Her takımda, o takımı yönlendiren üst düzey bir oyun kurucu olmadıktan sonra sonuç anlamında başarı beklemek hayalcilik olur. Yine bu yıl da gerek hazırlık karşılaşmalarında, gerekse ligin ilk resmi müsabakasında böylesi bir ligi taşıyabilecek bir guarda sahip olmadığımızı üzülerek gördük. Takımın antrenörü Rus milli takımının başında olduğundan, Trabzonspor Medicalpark bütün bir hazırlık dönemini asistanıyla geçirmiş oldu. Bu da zaten Hardy dışında tüm yabancılarını değiştirmiş Trabzonspor Medicalpark adına antrenörüyle iletişimi olmayan bir takım ortaya çıkmasına sebep olmuş. Takımın hücumda ne yaptığı belli değil. Belirlenmiş ve oynanan hücum seti ve düzeni yok gibi. Bu durum da Trabzonspor Medicalpark’ın hücumda bireysel olarak hareket etmesine ve atletik özeliklerin ortaya çıktığı “koş-koş basketbolu” oynanmasına sebep oluyor. Türkiye gibi Avrupa’nın en önemli ve zorluk derecesi en yüksek ligine böylesine hazırlıksız başlarsanız, hücumda üretme ve başarılı olma ihtimaliniz zaten baştan ortadan kalmış olur. Takımın coachunun, takımın en önemli evresinde, takımıyla birlikte olmaması ve felsefesini oyuncularına benimsetememesi nedeniyle sezona son derece ciddiyetten uzak bir anlayışla başladığımızı belirtmem gerekiyor. Takımınızın antrenörü bir milli takım çalıştırabilir. Fakat sezon içerisinde her türlü stratejinizi belirleyeceğiniz sezon başı hazırlık döneminde, takımının başında olma zorunluluğu olmalıdır. Böyle bir durum mümkün değilse kulübün coach tercihini gözden geçirmesi zorunludur.
İşin defansif yanı daha da içler acısı durumda. Demir İnşaat Büyükçekmece’de hemen hemen her oyuncu rakibini birebirde o kadar rahat geçti ki neredeyse elini kolunu sallayarak çembere gittiler. Hücum organizasyonundaki eksikliği anlarım fakat Türkiye Spor Toto Basketbol Ligi’nde oynayan herhangi bir oyuncunun bire birde bu kadar rahat geçilme hakkı yoktur. Yine yardım rotasyonları öylesine yetersiz kaldı ki rakip takım oyuncuları, oyuncularımızı geçtiği her pozisyonda çembere ekstra hiçbir yardım gelmeden bomboş gidebildiler. Gerçek anlamda 5 numaramız olmadığı için, rakip çember altında reboundlarda da bizden üstündü. Oyuna Duşan Cantekin’le başlayan, fakat Türkiye’deki basketbol sertliğine hiçbir şekilde cevap veremeyeceği aşikar olduğu için sahada sadece yaklaşık 3 dakika kalan oyuncunun ardından yük tamamen Julian Wright’ın omuzlarına kaldı. Oyuna birinci periyodun ortalarında giren ve ikinci yarıda hemen hemen hiç sahada olmamasına rağmen karşılaşmayı 12 sayı 4 reboundla tamamlayan Caleb Green’in ikinci yarıda neden benchte unutulduğunu da anlamak mümkün değil. Bunun yanında geçen sene takımın dinamosu pozisyonundaki Dwight Hardy’nin beden dili hiç de mutlu olmadığını açıkça ortaya koydu. Kaybedilen 15 topun da maçın sonucuna nasıl bir etkisi olduğunu görmek için skora bakmak sanırım yeterli olur diye düşünüyorum.
Sonuçta hiçbir yönüyle lige hazır olmayan bir Trabzonspor Medicalpark izledik. Nasıl bir yol izlenir, orası yönetim ve teknik heyetin işi. Yalnız eğer bir şeyler yapılmazsa Trabzonspor Medicalpark için tehlike çanlarının daha sezon başında çalmaya başladığını, tüm sorumluları bilmesi ve henüz yolun başındayken her anlamda bir çekidüzenin şart olduğunun görülmesi gerekiyor.