Bu zor turu geçmen için, ya bu maçı 3-0 alacaksın yada 90 dakikayı 2-0 önde bitireceksin. karşılaşmayı uzatmalara getirip, penaltılara bırakacaksın.
Doğru mu ? Doğru.
Geçen son maçta yaptığın hatayı, bu karşılaşmaya da başlarken yaptın. Tek santrafor ile başladın. Hayırdır yenilmesek de en azından iyimidir dedin, Hami hocam.
Sana elenmeyi göze alsanda, bu maçta en azından galip gelecek yada berabere kalacak bir skor lazım.
*
Dikkat ettim, son 3 maçtır yedek kulübesi önündeki sana ait , saha kenarı çizgilerinde bir o tarafa ,bir bu tarafa giderek basmadık yer bırakmadın. Heyecanlıydın, coşkuluydun, istekli ve arzuluydun.
2-0 önde oynamasına rağmen Zebraların teknik direktörü Conte, yerinde duramadı. Her an çizgi kenarından oyuna hep müdahale etti.
Sen ise Hami hocam, karşılaşma başladı bitene kadar çizgi kenarında bir yerde, ellerin cebinde ve moralin bozuk bir şekilde çakılı durdun ve oyuna hiç ama hiç müdahale etmedin.
Maç sonrası basın toplantısında ben bu soruyu sana soracaktım ama takımının medya sorumlusu arkadaş Gökhan Dinç, birden soru sormak üzere olan başka bir arkadaşa bu son soru diyince, benim elim havada kaldı ve soramadım. O yüzden şimdi soruyorum :
Hami hoca ben seni iyi tanırım. Huyunu suyunu da az çok bilirim. Bu karşılaşmadan önce tesislerde yada soyunma odasında canını sıkan önemli bir şey mi oldu ? Ne oldu ?
Yoksa yanılıyormuyum.
*
Yoksa bu takımın turu geçeceğine baştan sende mi inanmadın. Yaklaşık bir aydan beri ortalarda olmayan, şarzı bitmiş sadece son iki idmana çıkan Malouda’nın "Oynarım hocam kendimi iyi hissediyorum" lafına güvenerek mi onu oynattın ama haklısın güvenmek lazım ama güvendiğin dağlara adam kar yağdırdı !..
Bence , idmansız oyuncuya kim olursa olsun güvenmem hataydı hocam. Onlar sahnede olmak isterler, skor onları pek ilgilendirmez. Örneklerini çok gördük. Sende çok gördün.
Kadir’ in ilk yarı bitmeden, Bosingwa’nın da devre arasında oyundan çıkması sakatlıklarımıydı ? Yoksa 2-0 dan sonra kaçmalarımıydı bunun adı.
*
Juventus’un nesini yazayım ? Adamlar yazacaklarını zaten yazıp gittiler. Trabzonspor’un sol tarafını koridor eden 33 numaralı sağ kanat oyuncuları , bir topu da oyunun başında direkten dönen Isla’ya, göz göre göre önlem alınmamasına, önünün kesilmemesine bir anlam veremedim .
Adam her pozisyonda sağ kenardan direk kalene indi.
Göstere göstere, paslaşa paslaşa gelen Vidal ve Osvaldo’nun gollerini yazmaya , anlatmaya gerek yok sanırım.
Doğrudur karşınızda İtalya Seri-A Liginin lideri ve Avrupa’nın şu sıralar en formda takımlarından biri var. Gücü ortada... Mağlubiyeti o zaman baştan kabul eder açıklamalar yapsaydınız da bizde , millet de maça gelmeseydi.
*
Anlayacağınız bu maçta teknik, taktik yada oyun şekli ve mantalitesi olarak bir şey yazmanın anlamı bu saatten sonra yoktur diye düşünüyorum.
Yazık şu tribünleri bu yağmurda dolduran taraftarlara, yinede helal olsun. Geldiler, bağırdılar, çağırdılar, destek verdiler ruhunu arayan bu takıma.
Hadi gidin şimdi de, Konya’dan gol yemeden gelin.
*
Yabancı futbolcular çöplüğüne dönen bu kulübün yönetimi, ya kendinize yada bize bir iyilik yapın. Arkadaşız, dostuz ama arkadaşlık başka, dostluk başka, bu iş başka, lütfen mayıs ayın da, Trabzonspor kulübüne ve camiaya bir iyilik yapın.
Olağan Üstü Kongre kararı alın, bizde sizi ayakta alkışlayalım.